BU SEVGİ, KALBE KAZINMIŞ SEVGİ

Bizlere bir Cumhuriyet armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün bugün 83. ölüm yıldönümü. Bugün ilk günkü gibi içimizin buruk acı dolu olduğu bir gün. Yaşadığımız Türkiye’de nefes alabiliyorsak o ve onun silah arkadaşları sayesinde olduğunu asla unutmamız gereken bir gün. 

Bizler bunu böyle bilirken 10 Kasım törenleri, zaman zaman farklı siyasi parti ya da gruplar tarafından polemik konusu haline getirilmiştir. Hatta siyasi bir hesaplaşmanın aracı olarak bile kullanılmıştır.

Oysa ki, insanlığın bazı ortak acılarda birleşebildiği bir gün olmalı 10 Kasım’lar. Çünkü Atatürk bizim Türk milleti olarak ortak değerimizdir. Kaldı ki, bu ülkede her anne bir çocuğuna babasından sonra ilk olarak Atatürk adını öğretir.

Hal böyle olunca merhum Atatürk bile ölmeden önce, “Ben ölürsem soylu milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim; bununla gönlüm rahat” demiştir.

Atatürk’ün yolundan ayrıldık mı ayrılmadık mı, yoksa onun adını kullanıp onun çizdiği yolu istismar mı ettik bu ayrı bir tartışma konusu. Halimiz az biraz böyle de olsa, ümitsiz de değiliz. Tek gerçek hala onu 83 yıldır onu özlediğimizdir.

Aradan bırakın 83 yıl geçmesini 183 yıl geçse de ne Atatürk’ten ne de, onun düsturu olan ve , coşkuyla söylemekten gurur duyduğumuz “Ne mutlu Türk'üm diyene!” demekten vazgeçeriz.

Atatürk’ün vefat ettiği yıl doğanlar, bugün 83 yaşında. Birçoğumuz ise bu yaşlara gelemedik ama keşke onun dönemlerini yaşayıp görebilseydik! Çünkü o atmosferi teneffüs etmek her insana nasip olmadı.

Görmeyenler, bilmeyenler tevatürlerden ve rivayetlerden oluşan hikâyeleri naklettiler kendilerinden sonra gelenlere. Yani bizlere ve bizim çocuklarımıza. Ve geldik bir 10 Kasım'a daha değil mi? Kurduğu Cumhuriyet 2023'te 100 yaşına giriyor. Türk milleti onun izinden yürüyor. Kimileri istismar etse de!

Sevmek zorla olmaz. Aslında insana önce “Sevmek nedir bilir misiniz?” diye sormak gerekir. Eğer sevginin değerini ve sevmesini bilirse, sevginin önüne geçilemeyeceğini de bilir insan. Ismarlama sevgi asla olmaz. Hele göstermelik sevgi hiç olmaz. Zoraki sevgi ise hiç olmaz. Bunun için Atatürk sevgisi isteyerek olur. Seviyormuş gibi yapmak sevgiliye hakarettir.

Çünkü sevgiyi insan kalplerine veren yalnızca yaradandır. O sevdirmedikçe, kimseyi sevemezsiniz. Allah bir lideri, bir millete çok sevdirmişse, neden diye sorabilir misiniz?

İşte Mustafa Kemal Atatürk’te o sevilenlerden ve sevdirilenlerden birisidir bana göre. Aramızdan ayrılışından geçen 83 yıl boyunca, "Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor" diyen Türk milletinin ona olan sevgisi hiç eksilmedi. Eksilmeyecekte!

Neden mi? Biz ondan; hür olmayı, hürriyeti, devleti olmayan milletlerin ayakta kalamayacağını, dostumuz kim, düşmanımız kim onu öğrendik. Birlik ve beraberliğimiz olmazsa tehlike çanlarının çalacağını, "Ey Türk Gençliği" diye başlayan Gençliğe Hitabesi'nden ve “Ne mutlu Türküm” demeyi öğrendik.

BİR DE HALKI DİNLESE!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yarın Antalya’ya geliyor. Döşemealtı Belediyesi’nin 7 yılda yaptığı sözde yatırımları açacak. Yıllardır faaliyette olan tesisler! Kılıçdaroğlu, ziyaret kapsamında muhtarlarla toplantı yapıp, ulaşım esnafının sorunlarını dinleyecek. Gayet güzel. Belki muhtarlar ve esnaf Büyükşehir Belediyesi’nin yapmadıklarını söylerler ama sanmam.

Oysaki Antalya’da son günlerin en önemli konusu olan trafik sorunu var. Yani ulaşım berbat. Bu noktada Kılıçdaroğlu esnafı dinledikten sonra keşke bir de bu konuda halkı dinleyeceği bir toplantı isteseydi!

Tabi düzenlenip düzenlenmeyeceğini bilmiyorum ama Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek başta olmak üzere CHP yönetiminin böyle bir şey isteyeceğini hiç zannetmiyorum.

Çünkü hiç birisi böylesine önemli bir sorunun genel başkanlarının önüne gelmesini istemez. Maazallah Antalyalılar sıkıntılarını söylerlerse buna bile kulp takıp ‘Provokasyon’ derler.

Aslında böylesine önemli bir günde böyle bir önemli konuyu gündeme getirmek istemezdim ama ‘Geliyor gelmekte olan’ ya. Ondan dilimi tutamadım.

SANKİ İLK KEZ Mİ YAŞAYACAĞIZ?

Birkaç gündür Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Muratpaşa Belediyesi peş peşe kış paketleri açıklamaya başladı. Burada gizli bir yarış var. Onu sonra anlatacağım. Ya sevgili başkanlar Muhittin Böcek ve Ümit Uysal! Antalya ilk kez mi kış yaşayacakta bu yıl hemen aklınıza kış yardımları geldi. Hem de adı ‘Karakış paketi’

Antalya ilk kez kışı yaşamayacak. Şükür bu memlekette kimse aç ve açıkta kalmadı. Hem devlet hem belediyeler hem de STK’lar bu konuda çok duyarlı.

Ancak benim anlamadığım Kılıçdaroğlu Antalya’ya gelirken hem Büyükşehir hem de Muratpaşa niye böyle bir atağa kalktı? Tabi ‘Geliyor gelmekte olan’ya. O talimat vermişte ondan. Yoksa bizimkilerin zaten bu iş için mecali yok.

Zaten dediğim bu tür yardımlar yapılıyordu. Böcek diyor ki; “Kara kış paketi kapsamında sosyal kart sahiplerinin acil ihtiyaçlarını karşılaması için hemen hesaplarına 500’er TL yatıracağız.”

Yahu zaten yatırıyordunuz! Niye böyle bir açıklama ile göz boyuyorsunuz? Yeni bir işmiş gibi halkı niye kandırıyorsunuz? Yapmayın etmeyin. Bizimle dalga geçmeyin.

Siz asıl bunları yapacağınıza bu tür fırıldaklıklara kafa yoracağınıza trafik keşmekeşine kafa yorun. Halk sizden bunu acilen bekliyor.