BU ŞEHRİN AYILARI DA FIRSATÇILARI DA BİTMEZ
Ah benim güzel memleketim Antalya; adına şarkılar yazılan
her mevsimi ayrı bir güzel olan, tüm dünyanın gıpta ile baktığı cennetten bir
köşe şehrim. Bu madalyonun bir yüzü. İşte mesele madalyonun öteki yüzünü
görebilmekte. Tabi bir de şu var, “Gördüm diyenin gözünü oyarlar” meselesi. Ama
varsın olsun. Biz okunalım da kim ne derse desin.
Bugün malumunuz mübarek cuma. Siyaset yerine naif bir yazı
yazalım istedim ama hak getire. Özellikle son günlerde yaşananları gördükçe
“Allah’ım, biz neden böyleyiz” diyesim geldi! İçimden bir ses, “Bırak siyaseti
miyaseti, naif edebiyat yazısını, şimdi sen gördüğün insan manzaraları
karşısında düşündüklerini yaz” diye seslendi. Bende o sese kulak verdim.
Evet sevgilisi dostlar. Bugün size iki konudan bahsedeceğim.
Kim üzerine alınacaksa alınsın, kırılan kırılsın. Kendine ders çıkaranlar da
gereği için birilerinin kulağını çekiversin. İlk konumuz Balbey Mahallesi’ndeki
bir olayla ve ortaya çıkan manzara ile ilgili. Mahallenin muhtarı sevgili
Abdullah Uyaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla beynimden
vurulmuşa döndüm.
Tarihi mahallede yaşayanların çocukları oynasın, anneler de çocukları oynayıp eğlenirken oturup dinlensinler diye belediyenin yaptığı bir ÇOCUK PARKI var (dı). Fotoğraflara bakınca üzülmemek elde değil. Çünkü park talan edilmiş. Anneler otursun diye yapılan ahşap bank yerinden sökülmüş, parkın yanındaki trafonun dibinde yakılmış. Biri tam bir AYILIK diğeri ise TEHLİKE!
Yahu bire deyyuslar ne istediniz bu güzelim parktan? Neresi
size battı? Beytül mala zarar vermek neyin nesi? Siz dağ başında mı
yaşıyorsunuz? Bu densizlik niye? İnanın daha çok saydırasım geliyor bu manzara
karşısında. Çocuk parklarını yakıp, dökenlerin acaba ellerine ne geçiyor: Yazık
değil mi? Devletin malına zarar vermeye utanmıyorlar mı acaba?
Buna benim söyleyeceğim tek sözüm var: “YAZIKLAR OLSUN!”
Daha söylenecek çok söz var ama neyse. Halk için yapılan
hizmetlerin yine halk tarafından korunması gerektiğini bilirim. Artık mahalleli
hizmete sahip çıkmalı gözü gibi korumalı. Vatandaş, kamu malına zarar verenleri
gördüklerinde mutlaka uyarmalı ve aynı zamanda polise haber vermeli. Çünkü
devletin malı herkesin ortak malıdır ve mutlaka korunmalıdır.
Yoksa bu AYILARIN sonu gelmeyecek!
-------------------
FIRSATÇILIK DEĞİL DE NE?
Günümüzün ikinci konusu tıraş ücretlerine yapılan zam
dolayısı ile berberler. Konunun baş kaynağı Antalya Berberler Esnaf ve
Sanatkarlar Odası. Yani benim gözümde FIRSATÇILAR! Onların bu fırsatçılığı
sayesinde güzelim dünya şehrimiz ülke gündemine geliverdi. Hem de saç, sakal,
ense tıraşı ile yani kıldan tüyden konularla. Hem de yılın ilk gününden
itibaren.
Antalya'da saç kesim fiyatları yüzde 80 arttırıldı. Antalya Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın üyelerine gönderdiği yeni fiyat listesinde saç sakal kesimi 'Lüks' tarifedeki berberlerde 1100 lira, 'A' tarifesinde 550 lira, 'B' tarifesinde 480 lira olarak belirlendi. Bir de garibanlar için 'C' tarifesi uydurulmuş. Bunda da tıraş 400 lira. Yersen misali!
Tabi KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK olmasa da KEL BAŞA TIRAŞ oldu ya.
Sosyal medyada konu çıktı. Sosyal medya paylaşımlarında tıraş ücretlerindeki
astronomik rakama dikkat çekildi.
Bakın o paylaşımlarda ne denilmiş; “Tıraşın lüksü nasıl
oluyor?”, “Altın makasla mı kesiyorlar”, “Tıraş sonu kafanı altın suyuna mı
batırıyorlar?”, “Berber abiler saç sakalı benzinli odun motoruyla mı
kesiyorsunuz?”, “Bir adet sıfır fazla eklenmiş sanırım”, “Altın kaplama makasla
tıraş olma keyfi için.”
Haksızlar mı? Yerden göğe kadar haklılar. Hatta bu yazılanları ve fiyat tarifelerini görünce, “Yüksel Başkan enerciiiiiiiiii” diye avazım çıktığı kadar bağırasım geldi. Ama bizim web sitemizin editörü Elif Denktaş zor durdurdu, “Müdürüm yapma, doğum gününü rezil etme” diye!
Peki bu FIRSATÇI tarifenin bir de savunması olmuş. Antalya
Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yüksel Uzun, 20 yılı aşkın süredir
kentte 4 farklı tarifeyle fiyat listesi oluşturulup, üye iş yerleriyle
paylaşıldığını anlatmış!
Klasik artan maliyetleri göstermiş gerekçe olarak. Bir de
eklemiş; “Lüks tarife, alışveriş merkezi ile oteller bölgesinde, A sınıfı Lara
ile Konyaaltı, B sınıfı şehir merkezi, C sınıfı da Kepez ilçesi, Varsak
bölgesi, Aksu ile Döşemealtı ilçesinde kullanılıyor” demiş.
Yani anlayacağınız siyasilerin yapamadığını yüksel uzun
yapmış ve koskoca dünya kentini tıraş tarifesi ile sınıflara bölmüş. Vay
beeeeee. Bitti mi? Bundan sonrasında ise, “Vatandaşın farklı tepkileri de
olacak ama çoğunlukla olumlu düşünceler alıyoruz” demiş.
Bırak başkan TIRAŞI. Konuşturma beni. Zaten üç tel saçımız
var onu da sen döktürme!