BU NEYİN EGOSU?

Antalya’da koruma polisi ile gecelerde boy gösteren 60 yaşlarındaki bir savcının 20’li yaşlardaki gençlerin takıldığı bir mekanda üniversite öğrencisi üç genç kıza alkollü içki ısmarlaması üzerine böyle bir yazı yazmak gerektiğini düşündüm.

***

Sevgili okurlar zaman zaman duyuyoruz devletin koruma polislerine şemsiye tutturanları, getir götür işleri yaptıranları. Bırakın eşini ve çocuğunu; yasak aşk yaşadığı metresine hizmet ettiren yargı mensuplarını bile duydum. Gece hayatına düşkün olanlar da var bunların arasında.

***

Oysaki devletin verdiği korumanın görevi bu işleri yapmak değildir. Bunu ben söylemiyorum. Mevzuat böyle. Peki, nedir koruma polislerinin görevi?  Koruma kimlere ve nasıl verilir?  Koruma polislerini kimler verir? Bu soruların yanıtını merak ettiğim için bundan 3 yıl önce ekim ayında vefat eden emniyetten sorumlu emekli vali yardımcısı Fuat Ergün ile 2015 yılında uzun bir telefon görüşmesi yapmıştım.

***

O görüşmede rahmetli Fuat Ergün, koruma polisi alabilmek için yapılan dalavereleri, FETÖ’cülerin ayak oyunlarını da anlatmıştı.  15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl önceydi. Verdiği bilgiler ise çok ama çok değerliydi. Antalya’nın efsanevi vali yardımcılarından Fuat Ergün kayıtlı olan o görüşmemizde korumalarla ilgili özetle şunları söylemişti.

***

 “İllerde koruma komisyonları olur. Her yıl ocak ayında toplanır. O komisyonun başkanlığını emniyetten sorumlu vali yardımcıları yapar. Ben de o komisyonun başkanlığını yaptım. Kimlere koruma verileceğine orada karar verilir.  Bu komisyonun aldığı kararlar valinin onayı ile yürürlüğe girer. Yakın koruma, özel koruma,  çağrı üzerine koruma diye koruma türleri vardır.

***

Özel korumaya Bakanlık Koruma Dairesi Koruma Komisyonu karar verir. Bir de kanundan doğan korumalar vardır.  Örneğin eski emniyet genel müdürü. Eski bakan ya da adalet bakanı eski müsteşarı gibi kişiler. Bunlar için komisyon kararı aranmaz. Bu kişilere kanun gereğince koruma verilir. 

***

Bunun dışında kalanlara ise koruma verilebilmesi için koruma talebinde bulunan kişinin tehdit edildiğini ispat etmesi gerekiyor. Ama örneğin Mustafa Kozak tarafından değil; devletçe tanınmış ve bilinmiş terör örgütü olduğu kabul edilmiş bir örgüt tarafından tehdit edildiğini belgelendirmesi gerekiyor. Veya devlet kendiliğinden bu kişinin terör örgütü tarafından tehdit edildiğini, hedef gösterildiğini ortaya koyarsa o kişinin müracaatına bile gerek olmadan koruma sağlanır.

***

Terörle mücadele yasasında yapılan değişiklikten sonra özel yetkili mahkemeler kalkınca; terör mahkemeleri kuruldu.  Bu terör mahkemeleri savcılarına da koruma otomatik olarak koruma verilmeye başlandı. Bu savcılar terör suçlarına baktıkları için tehdit alabilirler düşüncesiyle böyle bir karar alındı. Her talep eden yargı mensubuna koruma verilmez. Geçmişte DGM’de çalışmış olmak da bir şey ifade etmiyor.

***

Örgütün dergisinden, radyosundan ya da gazetelerinden açıkça hedef gösteriliyorsa veya mektup yazılıp tehdit ediliyorsa koruma talep edebilir. Yani tehdidin bir belgesi olacak. Ama koruma alabilmek için tehdit mektubunu kendisi yazanlar da olabiliyor. Koruma almak için sahte isimle ‘seni öldüreceğiz, çocuğunu kaçıracağız’ diye yazıyorlar.  Koruma talebi reddedilince bakanlığa şikayet edenler de oluyor. Bizim de ‘şu nedenle verilmemiştir’ diye bildirdiklerimiz oluyor. Tehdit edildiği belgelenenlere yakın koruma veriliyor. Risk ortadan kalkınca bir sonraki yıl çağrı üzerine korumaya geçiliyor.  Sonra da tümüyle kaldırılıyor.

***

Yakın korumadan çağrı üzerine korumaya geçildiğinde herhangi bir risk durumunda kişi aradığında koruma gönderiliyor. Bunu bile suistimal edip her gün çağıranlar olabiliyor. Koruma polislerine ayak işlerini yaptıranlar da çıkabiliyor. Korumayı keyfi kullananlar oluyor. Çocuğunu parkta gezdirtmek,  hanımını kuaföre götürtmek için koruma talep edenler oluyor.

***

Ben bunlara çok kızıyorum. Çünkü devletin korumasının görevi ayak işi yapmak değildir. Can güvenliğine bir tehdit varsa korumaktır.  Hepsi bu. Savcının, ya da bilmem kimin hanımını, neyini gezdirmek değildir. Çocuğunu parka götürüp salıncakta onu sallamak değildir. Korumanın görevi şoförlük yapmak değildir.”

ERDEMLİ İNSANLAR

Rahmetli Fuat Ergün konuşmasını “Egosu gelişmemiş olanlar başkalarına hizmet ettirmeyi pek severler” diye noktalamıştı. Elbette korunması gerekenler var. Elbette onlara verilecek. Verilmesi de gerekir zaten. Öte yandan “benim korunmaya ihtiyacım yok. Bana vereceğiniz korumaları şiddet gören kadınlara verin” diye düşünüp koruma kararının kaldırılmasını isteyenleri de biliyorum. İşte ülkenin böyle erdemli insanlara ihtiyacı var.