BU KEZ SANIK BİR KADIN!

Sevgili okurlar; adliye muhabirliği yaptığım dönemde çok sayıda kadının apartmanların balkonlarından atılıp öldürülmesiyle ilgili açılan davaları takip ettim. Bu davaların sanıkları ölen kadınların sevgilileriydi. Sanıkların savunmaları da ortaktı. Hepsi de sevgililerini atmadıkların, kadınların intihar ettiğini ya da kazara düştüğünü söylüyorlardı. Ölen kişinin itilmek suretiyle mi, kazara mı, yoksa intihardan dolayı mı düşüp öldüğüne dair tartışmalar yüzünden mahkemeler uzayıp gidiyordu.

***

Dosyalar bilirkişilere, adli tıp kurumuna gönderilip olayın nasıl meydana geldiği tespit edilmeye çalışılıyordu. Bu yargılamaların uzaması ise en çok ölen genç kızların ya da kadınların yakınlarını üzüyordu. Çünkü kendilerini melek gibi masum gösteren sanıklar savunmalarında ölen kişileri suçluyorlardı. Ölen kişinin mezardan kalkıp gelip söylenenleri yalanlama imkanı yok nasıl olsa. At atabildiğin kadar. Bu nedenle yalanların havada uçuştuğu bu davalarda kızlarına atılan iftiralar yüzünden mahkeme koridorlarından gözü yaşlı ağlayarak çıkan çok anne babayı da gördüm.

***

Mahkemelerin de bu durumda yapabileceği pek bir şey olmuyor. Çünkü kararlar dosyadaki delil durumuna göre veriliyor. Her türlü şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince suçlanan kişi somut bir delil yoksa beraat de edebiliyor. Ya da tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiğinde sanık kayıplara da karışabiliyor. Böyle örnekler de var. Kaçan sanığı bul bulabilirsen. Kızları binalardan aşağıya düşerek ölen aileleri üzmemek için isim isim vermek istemiyorum. Ama Kadınlar yükseklerden düşerek ölmeye devam ediyor.

***

Öte yandan bu anlattıklarımın tam tersi bir davayla da karşılaştım geçenlerde. Bu kez bir kadın, kıskançlık nedeniyle genç sevgilisini kaldıkları otelin üçüncü katından atarak öldürmüş. Daha doğrusu iddianame böyle. Olay geçtiğimiz mart ayında Manavgat Side’deki beş yıldızlı bir otelde meydana gelmiş. 1991 doğumlu Kayley Mary Myers isimli bir kadın, kendisinden 9 yaş küçük sevgilisi 2000 doğumlu Reece Pegram ile İngiltere’den Side’deki 5 yıldızlı otele tatil yapmaya geliyorlar. 13 Mart günü otelden dışarıya çıkıp uyuşturucu ve alkol aldıktan sonra odalarına çıkıyorlar.

***

İngiliz kadınla erkek arkadaşı arasında kıskançlık tartışması çıkıyor. Kadın, genç sevgilisini İngiltere’deki eski kız arkadaşından kıskanıyor. Bu nedenle Kavga ediyorlar. İddiaya göre kadın önce sevgilisinin eşyalarını aşağıya atıyor. Ardından da nasıl yaptıysa sevgilisini üçüncü katın balkonundan aşağıya atıyor. Bahçede cesedin bulunması üzerine odaya gelen jandarma kadını gözaltına alıyor. İddianame böyle. Ama kadın suçlamaları kabul etmiyor. Kadın ifadesinde sevgilisinin şizofreni hastası olduğunu ve intihara meyilli bir kişi olduğunu iddia ediyor. Yani kadınları aşağıya atmakla suçlanan erkek sanıkların ifadesi gibi.

***

Olay sırasında kendisinin banyoda olduğunu, erkek arkadaşını balkondan aşağıya atmadığını, bu kişinin intihar etmiş olabileceğini söylüyor. Banyodan çıktığında erkek arkadaşını odada göremeyince dışarıya çıkmış olabileceğini sandığını, olayı odaya gelen jandarmadan öğrendiğini anlatıyor. Ama açıklamaları inandırıcı bulunmadığı için tutuklanıp Alanya cezaevine gönderiliyor.

***

Hakkında kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılıyor. Kadın cezaevinde üzüntüden ağlaya ağlaya bir hal almış. Hatta iddiaya göre iki kez de intihar girişiminde bulunmuş. Bu durumu cezaevindeki bir müvekkilinden öğrenen Avukat Muhammet Murat Göl dosyayı incelediğinde sevgilisini aşağıya atıp öldürmekle suçlanan İngiliz kadınla görüşüyor. Kadın böyle bir suçu işlemediğini söylüyor.

***

Bunun üzerine Murat Göl, kadının avukatlığını üstlenmiş. Olayı öğrenince kendisiyle görüştük. İngiliz genç balkondan çimlerin üstüne ayaklarının üstüne düştüğü için yerde 10 santimetre kadar çukurluk oluştuğunu anlatan Murat Göl, “ Bu kişi kendi iradesiyle aşağıya atladığı için ayaklarının üzerine düşmüş. Birisi itmiş olsa böyle bir düşme meydana gelmezdi. Bu durum yer çekimiyle ilgili Newton kanunlarına da aykırı. Ayrıca fiziken kendisinden çok daha güçlü ve ağır olan bir erkeği bir kadının balkon korkuluklarından da aşırıp aşağıya atması mümkün değildir” . Bunu mahkemede de anlatacağım dedi.

İNTİHAR MI, CİYANET Mİ?

19 Temmuz Salı günü öğleden sonra Manavgat Adliyesinde davanın ilk duruşması vardı. Bu tür davaların ilk duruşmaları uzun sürer. Bu da öyle olmuş. Akşama kadar devam etmiş. Daha önceki ifadeleri kabul etmeyen İngiliz sanık tahliyesini talep etmiş. Sonuçta sanığın tahliye talebi reddedilmiş. Dosyanın ise adli tıp kurumuna gönderilmesine karar verilmiş. Düştü mü, itildi mi yoksa şahıs kendisi mi atladığına ilişkin kararın nasıl verileceğini yargılama sonunda göreceğiz.