BU DÜZENLEME ENDİŞELENDİRDİ

Sevili okurlar; Konutlarda kira artışlarını bir yıl süreyle sınırlamayı öngören düzenleme; AK Parti ve MHP'nin verdiği önergeyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildi.

***

Meclis Genel Kurulu'nda Avukatlık Yasası görüşülürken önerge ile gündeme alınıp kabul edilen düzenlene ile 6098 sayılı Borçlar Kanunu'na geçici madde eklendi.

***

Buna göre konutlarda yıllık kira artışları yasanın yürürlüğe girdiği tarihten 1 Temmuz 2023 tarihine kadar olan süreçte yüzde 25'i geçemeyecek. Yıllık tüketici enflasyonunun ortalaması yüzde 25'in altında kalması halinde değişim oranı geçerli olacak. Bu kural bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde uygulanacak. Herhangi bir sıkıntı yaşanması halinde konu arabulucuya götürülecek.

***

Yani mahkemelerden önce arabulucuya gideceksin. Oradan sonuç alamaz isen konu yargıya taşınacak. Böyle uzun bir süreç işleyecek. Bakınca mevcut kiracılar için sevindirici bir düzenleme. Yapılan düzenlemeyle ev sahipleri enflasyon yüzde yüzleri aşsa bile yüzde 25’ten fazla zam yapamayacak.

***

Ancak iktidarın günü kurtarmak için meclisten geçirdiği bu geçici düzenleme ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan krizi daha da alevlendirebilir. Hatta birçok adli olaya da yol açabilir. Çünkü ev sahiplerinin çoğu TÜİK’in açıkladığı tüketici enflasyonu oranına göre artışı bile yeterli görmüyor. Çünkü TÜİK’in verilerine değil döviz kurlarındaki artışa göre hesap ediyor enflasyonu.

***

 “Senin paran ne kadar değer kaybetmiş” ona bakıyor. Akaryakıt fiyatlarına ne kadar zam yapılmış, elektrik fiyatları ne olmuş ona bakıyor. Komşu dairenin kirasına bakıyor.

***

O nedenle de ev sahipleri kiracılarından TÜİK’in açıkladığı rakama göre değil geçmişte olduğu gibi piyasa koşullarına göre artış yapmasını istiyor. Kiracı kabul etmeyince davalar, kavgalar çıkıyor.  Yaşanan sıkıntılar, kavgalar ortada. 

***

Ev sahipleri TÜİK’in açıkladığı rakamları bile beğenmez iken, sen yüzde 25’ten fazla zam yapamazsın demek; kiracı ile ev sahibi arasındaki kavgayı artırır mı azaltır mı?  Hatta suç örgütleri bile bu olaylara karışabilir.

***

Oysaki siyasetçilerin görevi milleti birbirine düşürmek değil, barış, huzur, güven iklimini oluşturmaktır.  Bunu yapmak için ise halkın alım gücünün yükseltilmesi,  emekliye, ücretliye hak ettiği, insanca yaşayabileceği geliri sunulması gerekmektedir.

***

SON SÖZ

Refah seviyesinin artırılmasının yolu ise demokrasiden, özgürlüklerden, adaletten ve şeffaflıktan geçer. Üstelik bunları yapabilmek için paraya ve pula da gerek yok.