BU BİR SAVAŞSA İYİLEŞİP CEPHEYE DÖNMELİYİZ
Antalya'nın Alanya ilçesinde, ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli yoğun bakım hemşiresi Hasan Öksüz (40), yoğun bakımda koronavirüs tedavisi gören hastaların iyileşmesi için verdiği mücadele sırasında koronavirüse yakalandı. 14 günlük tedavi sürecinin ardından işinin başına dönen Öksüz, "Covid-19 bir savaşsa cepheden eksilemeyiz, iyileşip geri dönmeliyiz. Hastalık süreci çok zorlu geçti ama iyileşip, işimin başına döndüm" dedi.
Alaaddin Keykubat Üniversitesi Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakım hemşiresi olarak görev yapan Hasan Öksüz, 7 Ağustos günü koronavirüse yakalandığını öğrendi. Yoğun bakımda görev yapan ve koronavirüs hastalarının tedavilerinde görev alan Öksüz, hemen tedaviye alındı. Önce gribal enfeksiyon gibi semptomları bulunan ve geçmeyen öksürük sonrası yapılan testle koronavirüse yakalandığını öğrenen Öksüz, evde karantinaya alındı. 14 günlük karantina süreci tamamlayan Öksüz, tekrar yapılan testinin negatif çıkmasıyla birlikte görevinin başına döndü. 21 Ağustos'ta tekrar işinin başına geçen Öksüz, yoğun bakımda hastaların yardıma koştu.
'BUNA BİR SAVAŞ OLARAK BAKARSAK, BİZ EN ÖNDEYİZ'
Yaşadığı zorlu süreci Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlatan 15 yıllık yoğun bakım hemşiresi Hasan Öksüz, şöyle konuştu: "Burada bir insanın yaşayabileceği tüm duyguları gördük. Covid-19 hastalığı öyle bir yayıldı ki açıkçası beklemediğimiz ve farkında olmadığımız bir şeydi. Çok tehlikeli bir virüstü ve bundan kaçmamız neredeyse imkansız hale gelmişti. Normal bireyler bunun dışında kalırken, buna bir savaş olarak bakarsak biz en öndeydik. İlk karşılaşanlardan biriydik. Bu hastaneye ilk Covid-19 hastası yattığında onu ben karşılamıştım. Açıkçası ne yapacağımız konusunda pek bilgimiz yoktu. Tamam, tüm ekipmanlarımız hazırdı ama bilmiyorduk, korkuyorduk. Daha sonra biz buna alıştık. Gözümüzün önünde bazı hastaları Covid-19 nedeniyle kaybediyorduk, üzülüyorduk. Bazılarını iyileştiriyorduk, seviniyorduk ama daha sonra bir baktık ki ertesi gün aynı hastalığa biz yakalandık. Çok değişik bir duyguydu. İnsan ne yaşarsa yaşasın, beklemediği bir hastalığa yakalandığı zaman, bir gün öncesinde sizin yaşlarınızda bir hasta hayatını kaybetmişken, bir gün sonra siz de aynı hastalığa yakalandığınızı öğreniyorsunuz. Burada sağlıkçı olmanız da önemli değil, insani duygularınız ortaya çıkıyor. O andan itibaren evet bir hemşiresiniz ama artık bir hastasınız. Birdenbire tüm hayatınız değişiyor. Ne kadar az olsa da 14 gün karantina altına girmek zorundasınız. Bunu nasıl yaşayacağınızı biliyorsunuz. Yalnızsınız, etrafınıza bulaştıramazsınız, diğer arkadaşlarınızı korumak zorundasınız, sevdiklerinizi çocuklarınızı. Çok zor bir süreçti."
'POZİTİF OLDUĞUMU ÖĞRENDİKTEN SONRAKİ SÜREÇ GERÇEKTEN ÇOK KÖTÜYDÜ'
Koronavirüse yakalandığını nasıl anladığını anlatan Öksüz, geçmeyen bir griple durumu fark ettiğini söyledi. Öksüz, "Öksürük ve aşırı balgam. 7 gün boyunca geçmedi. 7 gün boyunca da bizler sürekli yoğun bakımda Covid-19 hastalarına bakıyorduk. Ne kadar tehlikeli olduğunu şuradan anlıyoruz; çok güzel korunuyoruz hastalara bakarken ama gerçekten çok tehlikeli virüs ve en ufak verdiğiniz açıkta bile gelip, size bulaşabiliyor. Muhtemelen bizimki de böyle oldu. Ben ve bir arkadaşım Covid-19 yoğun bakımında Covid-19'a yakalandık. Daha sonrasında da 14 gün karantina altına alındık. Karantina süreci tabii ki çok zordu. Pozitif olduğumu öğrendikten sonraki süreç gerçekten çok kötüydü. Burada her şeyden önce eksiliyorsunuz. Birer birer eksilerek gidiyorsunuz. Geride kalanlar sizinle aynı süreci yaşamak zorunda. Aslında siz evde yalnız kalırken buradakileri de yalnız bırakıyorsunuz. Bunu ajitasyon olsun diye söylemiyorum, sağlık bir orduysa sizler cephenin dışına çıktığınızda geride kalanlar da kendilerini yalnız hissediyor. Çünkü sizi de düşünüyorlar, hastayı, ailesini düşünüyorlar" diye konuştu.
'BURADA BİR HEMŞİRE ARKADAŞIMIZI KAYBETTİK'
Koronavirüsü hafife alan, tedbirlere uymayanlara da uyarıda bulunan Öksüz, şunları söyledi: "Bunun ne kadar tehlikeli bir virüs olduğu hem yazılı hem görsel medyada anlatılıyor ama biz burada birebir yaşadığımız için ne kadar tehlikeli olduğunu bizzat görüyoruz. Ne kadar yüzde 100 ekipmanla girsek bile bir yerden açık bulup, bizi yakalayabiliyor. Dışarıdaki insanlar maskeyle, mesafeyi koruyarak bu bile yetersiz, buna her şeyden önce buna birebir inanmamız gerekiyor. En son burada bir hemşire arkadaşımızı kaybettik. Hepimiz çok üzüldük. Tamam, Türkiye ve dünya genelinde birçok sağlık çalışanı hayatını kaybetti ama biz bunu kendi içimizde yaşayınca daha iyi anlıyoruz. Herkes de bunu kendi içinde anlamalı, inanmalı. Bizler hastalanıyoruz ama tekrar gelmek zorundayız çünkü biz yoğun bakım hemşiresiyiz. Tekrar gelerek Covid-19 hastalarına bakmak zorundayız. Bu bir savaşsa iyileşip, tekrar cepheye geri dönmek zorundayız. O yüzden mümkün olduğunca herkes buna inansın ve Sağlık Bakanlığı'nın tüm talimatlarına uysun."
DHA