BU ATIŞMA DAHA ÇOK SU GÖTÜRÜR

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek arasında birkaç gündür PAHALI SU atışması yaşanıyor.

Antalya’da son dönemde musluklardan akan SUYUN pahalı olduğunu sanırım bilmeyeniniz yoktur. Çünkü her ev ve işyerinden ‘HAMAM MI İŞLETİŞYORUZ’ sesi yükseliyor.

Ben bile 400 liraya yaklaşan SU FATURASI ödemeye başlayınca aynı sesi bu satırlardan duyurmaya çalıştım ama nafile. Dağdan taştan ses geldi, belediye yönetiminden ÇIT çıkmadı.

Sonuçta SU’dan canı yananların sesi arşa yükselip ANKARA’ya kadar ulaştı. Sanayi ve Teknoloji Varank, Antalyalıların sesi oldu. SUda boğulanların çığlığı oldu.

Varank, Türkiye'de en pahalı suyu CHP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin sattığını sosyal medya hesabından paylaştı. Pahalı SU’ya dikkat çekti. Kızılca kıyamet koptu.

Bakan sadece SU’yun yüzde 20 pahalı olduğunu dile getirdi. Hani yalanda değildi yani. Suyun metreküpü Antalya'da 13.35, Ankara'da 12.47, İzmir'de 10.9, İstanbul'da 8.33.

Tabi Bakan’ın bu paylaşımını Başkan Böcek’ten cevap gecikmedi.

Böcek, her zaman olduğu gibi suçu ELEKTRİK fiyatına bağladı. Geçen yıl Ağustos’ta 38 milyon bu yıl 140 milyon lira fatura gelmiş ASAT’a. Sebep kendileri değil ELEKTRİK.

Yahu Başkan Allah aşkına, diğer belediyeler elektriği bedavamı kullanıyor? Onlarda sizin gibi aynı parayı ödüyor. Orada SU UCUZ da bizde niye PAHALI acaba?

Ben söyleyeyim isterseniz? SU fiyatını TEFE-TÜFE’ye endekslediniz de ondan. Bundan vazgeçmezseniz böyle hiper enflasyon ortamında daha fazla fatura ödeteceksiniz Antalyalılara.

Siz değil miydiniz göreve gelince UCUZ SU vaat eden? Hadi ondan geçtik, HALK SU ne oldu? Siz önce bunlara bir cevap verin, sonra Bakan Varank’ın söyledikleri ile dalga geçin.

Çünkü siz PAHALI SU’yu eleştirdiği için Bakan Varank’ı enerjiye gelen zamlardan habersiz olduğunu ileri sürüp durumun üzücü olduğunu söylüyorsunuz!

Bakan ile Başkan arasında SU’dan tartışma sürürken araya giren danışmanlara ne demeli? Can havli ile rüştünü ispat etmeye çalışan ergenler gibi tartışmaya balıklama daldılar.

Başkan Böcek’in Danışmanı Çevre Yüksek Mühendisi Lokman Atasoy ve Doç. Dr. Önder Bilgin de sosyal medya üzerinden Böcek’in avukatlığına soyundu. Bakan’a akıllarınca cevap verdi.

Görevlerini tam manasıyla yerine getiremeyen, halkın gözü kulağı olması gereken danışmanlar kavgada taraf olup Başkan Böcek’i savunarak göze girmeye çalıştı. Halkı unuttular.

Sonra devreye il başkanları girdi. Önce AK Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, 2018 yılındaki fiyatla kıyaslama yapıp pahalılığa dikkat çekti. Sonrada Dağbeli’nde akmayan suyun hesabını sordu!

Hal böyle iken CHP İl Başkanı Nuri Cengiz’de boş durmadı. Pahalı SU’yu savunurcasına açıklama yaptı. Oda Böcek gibi suçu tamamen elektrik fiyatına bağladı.

Tabi tartışmalar dünde bitmedi. Bir Bakan Varank bir de Başkan Böcek açıklama yapmaya devam etti. Sanırım bu iş KAYIKÇI KAVGASI’na döndü. Biteceğe de benzemiyor.

Antalyalıların derdine çözüm bulmak yerine atışma gibi kavga başka yönlere kaydı. Mazottan gübreye, güneş enerjisinden çiftçiye kadar.

Lakin asıl sözü bu atışmalarda ANTALYALILAR yaptıkları yorumlarla söyledi. Bu gidişle bu atışma DAHA ÇOK SU GÖTERECEĞE benziyor.

Sanırım soruna en son ya CUMHURBAŞKANI ya da bedava elektrik vaat eden KILIÇDAROĞLU çözüm bulacak. Bekle gülüm bekle. YAZ BİTTİ yahu.

KORKTUĞUMUZ BAŞIMIZA GELDİ

Antalya’da herkesin korkulu rüyasıdır liman açıklarında yakıt boşaltmak için bekleyen gemiler. Her an patlamaya hazır birer saatli bomba gibidirler çünkü.

İstanbul’da görmeye alışık olduğumuz gemi yangınlarından biri de geçen hafta Antalya’da yaşandı. Büyük Çaltıcak ile Küçük Çaltıcak karşısında demirli gemide yangın çıktı.

Dumanlar ve alevlerin yükseldiği gemiyi görenlerin yüreği ağzına geldi. Şükür ki gemi personeli yangını söndürmeyi başardı. “Ya tam aksi olsaydı” demeyi bile düşünmek istemedim.

Eğer aksi olsaydı tam bir felaket olurdu. Hem de öyle böyle değil. Tonlarca akaryakıt denize sızacak, deniz ve çevre bitecek. Yetmezmiş gibi nur topu gibi gemi batığımız olacaktı!

Yıllardır hep endişe etmişimdir bu gemilerin yakıt boşaltma işinden. Bu işlem yapılırken önlem alınmadığını hep gözlemişimdir veya ben öyle görüyorum.

Çünkü etrafta önlem alan ne bir Kıyı Emniyeti Gemisi ne de bir yangın söndürücü var! Maazallah bu yangın söndürülemeseydi bunları çok konuşacaktık.

Hani Nasrettin Hoca hesabı, TESTİ KIRILMADAN önlemi alsak mı ne?