BOŞGÜDÜM (!)

Irak- İran savaşı dönemlerinde hayatımıza girmeye başlamıştı güdümlü füzeler. Teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte yerini yeni füzelere, yeni silahlara bıraktı. Şimdilerde kullanılan teknoloji ve yeni teknikler ile birlikte de füze harici güdümler de hayatımızda var olmaya başladı.

***

Mesela eşgüdüm kurulları… Sivil Toplum Kuruluşlarının bazılarının bir araya gelmesiyle oluşturduğu topluluklar gibi. Kendilerine bir sıfat taktılar, adeta memleketin sahibiymiş gibi davranarak alakalı veya alakasız her işe maydanoz olmaya başladılar.

***

Ancak yaşadığımız çevrede kendilerinden olan ve olmayan diye hem yapılanları hem de olayları kategorize ederek bir nevi ayrımcılık peşinde koşmaya başladılar.

***

Atalarımızın ele verir talkımı, kendi yutar salkımı” misali ne hikmetse kendi cenahlarının yanlışlarını görmezden gelip, onların yaptığı hataları da ört bas etmenin gayretiyle insanları da farklı düşüncelere sevk ettiler. Sivil toplum kuruluşlarının amaç ve gayelerini sorgular hale getirdiler böyle davranarak.

***

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; aslında sivil toplum kuruluşlarının amaç ve gayesi yaşanılan topluluklarda yanlışın karşısında insanları bilinçlendirip doğruya sev edebilmektir. Gerek kamu gerekse yerel yönetimler eliyle yapılabilecek yanlışları uyarıp ilgilileri doğruya yönlendirebilmektir amaç.

***

Yani oto kontrol... Peki günümüzde bu durum ne hale geldi?

Yukarıdaki satırlarda da belirttiğimiz gibi içi boşaltılmış, amaç ve gayesinden uzaklaşmış sadece kendi siyasi görüş veya ideolojisine hizmetkarlık yapabilmek adına ne yanlışı, ne de doğruyu görebilecek bir durumları kalmamış. Durum böyle olunca da yanlış veya doğru ideolojik kategoride değerlendirilir hale gelmiş bir hal almaya başladı.

***

Mesela Antalya’daki eşgüdüm kurulu…

Memleketinin çivisinin çıktığı bir ortamda insan ve kurum eliyle yapılan birçok yanlışı görmezden gelirken, hatta kendi içlerindeki insanların gözlerinin içine baka baka bu şehre ihanetleri kamufle edilmeye çalışılırken diğer tarafta adeta iğne deliği kadar kusuru (ki varsa) Toros Dağları kadar büyük göstermeye çalışmak inandırıcılığı kaybettiğinin en basit göstergesi haline gelebiliyor.

***

Yani çuvaldızı başkasına batırırken iğneyi kendilerine batırmak hem akıllarına hem de işine gelmeyince ortaya koydukları tüm tezler çürüyor ve bir nevi çöp oluyor. Kim yanlış yapıyorsa karşısında durup, kim doğru yapıyorsa da onu desteklemek değimlidir aslında doğru olan.

KARAR SİZİN

Şehre ve insanlara hizmet edilecekse yapılması gereken bu değil mi? Ama öyle olmayıp da sadece karşıdakinin olmayan eksikliğini varmış gibi göstermeye çalışıp kendilerininkini de yok saymaya kalkarlarsa işte o zaman o kurulların adı da eşgüdüm değil olsa olsa boşgüdüm kurulu olur.

Sizce de öyle değil mi?