Bolu Kartalkaya’daki bir otelde meydana gelen yangın faciası sonrası 76 kişi yaşamını yitirdi. Tartışmaların boyutu had safhaya ulaşırken oteldeki yangın güvenlik tedbirlerinin yeterliliği tartışmanın ana gündem maddesi oldu. Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Sivil Savunma ve İtfaiye Programı'ndan Dr. Öğretim Üyesi Saadet Alkış, yaşanan faciaya ilişkin önemli tespitlerde bulunarak, dış cephelerdeki hasara bakıldığında yangının alt katta başladığını belirtti. Yangının mutfakta çıktığının tüm yetkililer tarafından söylendiğini belirten Alkış, “Mutfaklar çok uzun süreli kullanılan yerlerdir. Kalabalık nüfuslu yerlerde yağlı yiyecekler çoktur.

Yağlar 300 santigrat derece sıcaklığın üstünde buharlaşır. Buharlaşan yağlar zamanla bacadan atılırken bunlar bacanın içini tıkar. Ve periyodik olarak bu bacalar temizlenmezse yağlı dumanın oluşturduğu, bizim kresot dediğimiz o katran tabakaları zamanla tıkanır ve alttan gelen kıvılcımın etkisiyle patlar. Nitekim mutfakta başlamış bir yangın çatıda devam ediyor. Çatıya da ancak baca ile sirayet eder ve demek ki bir baca yangını oluştu. Baca yangını çatı yangınına dönüştü” şeklinde konuştu. Alt kattaki yangın daima dikeye doğru yayıldığını ifade eden Alkış, şiddetli alevlerin aşağıdan yukarı doğru yayılırken asansör boşluğu, merdiven boşlukları, elektrik şant kanalları gibi çeşitli açıklıklardan üst katlara doğru gittiğini belirtti.

“ÖLÜMLERİN SEBEBİ OTELİN GÜVENLİK ZAFİYETİ”

Yangının normal seyrinde oluşan bir durum olduğunu belirten Alkış, ölümlerin olmasının ana nedeninin otelin güvenlik zafiyeti olduğunu belirtti. Alkış, “Eğer orada algılama sistemleri devreye girseydi, o kişiler gecenin üçünde uykusundan uyanıp bir şekilde kendilerini tahliye edebilirlerdi. Otelde zafiyet var dememin nedeni şu, yangın güvenliğinin en önemli faktörü yangını haber almaktır. Algılama sistemi bunun için devreye girer. Haber aldığın insansız alanlarda başarı sağlatacak en önemli unsurlardan bir tanesi ‘sprinkler’ sistemi dediğimiz yağmurlama sistemi. Koridorlarda bulunabilen yangın hortumları. Yani herkes eğitimli olmayabilir ama her insan bir yangın hortumunu alıp da gelip oradaki ateşin ısısını düşürmeye çalışabilir” diye konuştu. Otel personelinin eğitimli olması gerektiğine dikkati çeken Alkış, otellerin aldıkları personele yangın eğitimi vermesi gerektiğini söyledi. Alkış, personel eğitimlerinin biraz daha ciddiye alınması gerektiğini söyledi.

“TURİZM BÖLGELERİNDE İTFAİYE TEŞKİLATI ŞART”

Turizm bölgelerinin bacasız bir sanayi olduğunu belirten Alkış, “Organize sanayilerin orta kısmında itfaiye teşkilatları vardır, turizm bölgelerinde itfaiye teşkilatı yok. Böyle bir turizm bölgesinden yüzlerce insan ekmek yiyip, yüzlerce insan dinlenmeye geliyorsa 1-2 tane itfaiye aracı ve kurtarma aracı olması şart. 40 kilometre uzakta olan bir itfaiyenin karlı yolları çıkması, bu hava şartlarında bir saat. Oksijenle beslenen yangınlar 4 ila 10 dakika gibi bir sürede bütün alanı kaplayabilir” diye konuştu.

“CAN KAYIPLARI YANGIN MERDİVENİ OLMADIĞINI KANITLIYOR”

Otelde yangın merdiveninin olup olmadığına dair soru işaretlerine de değinen Alkış, “Bu otel eski bir otel. Belki yapıldığı senelerde projede yer almamış olabilir ama otelin bir cephesi uçuruma bakıyor. Kendi görüşümü söylüyorum. İki tarafında da yangın merdiveni olmalı. Çünkü binalarda yangın yönetmeliğine göre yangın merdivenine ulaşımların bir mesafesi var. En güzel yangın merdiveni Z tipi olanlardır. Çünkü spiral olanlar da sıkıntı yaratabiliyor. Ama bu yanan otelde bu kadar kaybın olması yangın merdiveninin olmadığını kanıtlıyor” ifadelerine yer verdi.

BİRKAÇ KURUŞLUK GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINSAYDI...

Otelde kullanılan ahşap boyasının kaliteli olması gerektiğini ifade eden Alkış, “Arazi seçiminden, inşaatın anahtar teslimine kadarki kısım saf ve estetik görüntü değil, biraz da gerçek görüntülerle yer alsa çok daha iyi olur. Bakın birkaç bin liralık, birkaç kuruşluk güvenlik önlemleri alınsaydı, bugün değil yetmiş altı bir sayısı bile çok büyük olacaktı. Onun için sayılara bağlı kalmayalım” diyerek sözlerini noktaladı.