BİZ SEVERİZ YALANI AMA BU KADARI FAZLA
Siyaseti ve politikayı bizim kadar seven bir millet daha var
mı, bilemiyorum. Hiç aklımızdan çıkmıyor. Hele bugünlerde. Seçime 32 gün kala.
Siyasetle uğraşanlar, azıcık vatandaşa kulak verebilseler,
azıcık dinleme zahmetinde bulunsalar, çok şey değişecek aslında. Çünkü,
vatandaş, siyasetle uğraşanlardan üç-beş gömlek daha önde!
Dinlemiyorlar, dinlemek işlerine gelmiyor. Son yaşanan
gelişmeler, ilkesizlik, omurgasızlık, koltuk uğruna davası ve inandığı
değerleri yok sayanlar, vatandaşı sandıktan uzaklaştırıyor.
Vatandaşın gönlündeki, inanıp, güvendiği isimler, siyasete
atılamıyor. Atılsa da parti değirmenleri, o isimleri değirmen taşları arasında
ezip, un-ufak ediyor.
Kalite, memlekete hizmet, şahsiyet, kariyer sahibi olmak, halk tarafından takdir
edilmiş olmak maalesef işe yaramıyor. Çünkü halktan çok ya liderin ya da
yönetimin kendi istediği, benimsediği isimler aday yapılıyor.
Adaya ve meclis listelerine bakan insanımız, değerlendirmeyi
ona göre yapıyor ya da oy vereceği partinin genel durumuna bakıp oyunu veriyor.
Gelin bir beyin jimnastiği yapalım. Hizmet getiremeyen insanlar ne yapar?
Konuşur, vaatlerde bulunur, atlatır, geçiştirir. Dahası, kendince zaman
kazanır. Zaman kazanmakla kalmaz, bir dönem daha aynı göreve talip olmayı
düşünür.
Geldik seçim vaktine. Adama sormuşlar; “En masum yalan
nedir? ‘Siyasi yalan’ Toz pembe yalan
nedir? ‘Siyasi yalan’ Kuyruklu yalan nedir? ‘Siyasi yalan’ Yalanı doğru gibi
söylemeye ne denir? ‘Siyasi yalan’ diye cevap verince demişler ki, “Sen de
yalancısın.” “Elbette” demiş.
Şimdi şöyle bir bakın sağınıza solunuza ve yaşanan siyasi
entrikalara FIRILDAKLARA, RÜZGAR GÜLLERİNE, SİYASET PERVANELERİNE? İnanın
‘Yalan rüzgarı’ dizisi halt etmiş yanlarında.
Peki, “Doğruların bizim aramızda işi ne?” diye sorulmuş.
Cevap yine düşündürücü; “Size ve bana yalancı diyenler, doğru, düzgün
olsalardı, bu diyardan çekip giderdim. Sen de, öteki de, beriki de hepimiz
yalancı değil miyiz? Yalancıların, yalancılarla aşık attığı bir ortamda, kimin
daha kuvvetli ve inandırıcı siyasi yalanı varsa o kazanır. Öyle değil mi.
İnanmayanlar için hodri meydan.”
Kıssadan hisse almak gerekir demişler. Alır mıyız, almaz
mıyız zaman gösterecek. Hani masallarda anlatılır ya; “Sağıma baktım alan,
soluma baktım alan, söylediğimin, söylemişimin tamamı yalan” diye.
Yalan söze bayılırız, söylendikçe yayılırız, sonrasında
hayal kurar, yıllar sonra ayılırız. Doğrularla işimiz olmaz. Hele o doğruların
bir ucu da bize dokunuyorsa, çekiver kuyruğunu. Çoğu kez şöyle deriz, “Adamın
yalan söylediğini biliyorum, biliyorum ya, pek de tatlı anlatıyor birader.”
Hayırlı olsun, seçime atmosferi kızıştı işte. Kısa süre
sonra yine meydanlar dolacak, yine kürsülerde gümbür gümbür sesler
yankılanacak, yine alkışlar sürecek, yine vaatler verilecek, yine konvoylar
unuttukları köylere, beldelere, ilçelere gidecek ve yine vatandaş dinledikleri
siyasilere oy verecek.
Yalandan kim mi, ölmüş? Vallahi inanın kimse ölmemiş. Nasıl
mı? Ben yaşadım gördüm. Hem de söz verip de seçildiği günden beri yapmayanı.
Üstüne üstlük birde “Ha unuttum senin işi” denmesini bile gördüm. Amma yine de
seçim zamanını, hem aday adaylığı öncesini hem de adaylık dönemini bekleyim.
Belki bu sefer yalanlar azalır. Biz yine de dinledikten sonra karar verelim.
Ancak memleketimin insanı; “Uçan kuşa bile yalan
söylemekten, boş yere insanları kandırmayı bıraktığımız zaman adam oluruz” diye
de ekleyiveriyor. Haberiniz ola.
-----------------
SADECE RENKLERİ FARKLI
Yazımızın başlığı da ‘Biz yalanı severiz ama bu kadarı
fazla’ dedik ya. Alın size koca bir örnek daha. Hem de gözümün içine
sıkarcasına söylenen bir yalan.
CHP Korkuteli Belediye Başkan Adayı olarak sahaya sürülen
eski MHP’li Hasan Can Caran’ın adli sicil kaydı bozuk çıkınca hevesi kursağında
kaldı. Sonrasında bir sürü entrika döndü. Taht oyunları senaryosu yazıldı.
Film için başrol oyuncusu olarak Hasan Can Caran’ın eşi Saniye Caran seçildi. CHP’nin yeni adayı eski ‘Asena’ Saniye hanım oldu. İşe hızlı başlamış EŞ BAŞKANLAR. Saniye Caran, Korkuteli'nin Taşkesiği Mahallesi'nde halka hitap etmiş eşinin gölgesinde!
Ben kimin aday olduğundan çok ortaya çıkan görüntü ile
ilgileniyorum., Yani EŞ BAŞKANLIK ile. Bana kızanlarınız vardır. Olabilir.
Lakin bir bakın fotoğrafa ve ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız. Öyle
boşuna insanları kandırmanın, akılları ile oynamanın alemi yok.
DEM’deki EŞ BAŞKANLIK ile Yörükler diyarı Korkuteli’de ortaya konan EŞ BAŞKANLIK fotoğrafı arasında ne fark var Allah aşkına?
Ben söyleyeyim; “Sadece parti, aday adı ve renk farkı var.”
Yahu biz yalanı severiz ama bu kadarı fazla ve bünyeye zarar veriyor.