BİZ SATILAN BİR ÜRÜNÜZ..

Günlerdir WhatsApp’a gelen sözleşmeyi konuşuyoruz..

İnsanlar doğal olarak, “ABD’de bir şirketin kendileriyle ilgili bilgileri kullanmasına” tepki gösteriyor..

BİZ, biz olalı hiçbir konuda bu kadar güzel bir boykot uygulamamıştık..

Toplumun büyük kısmı bu boykota ayak uydurdu ve bir YERLİLEŞME RÜZGARI esti..

Birçok kişi gibi, BİP’i ya da YAAY’ı eleştirebilirsiniz..

Ama eleştirmek başka şey, “yerlileşmeye karşı çıkmak” başka şeydir..

Yani, WhatsApp’ın attığı bu adıma bayıldım..

Çünkü, sonucu hayırlı oldu..

Şu soruyu sorabiliriz;

“Diğer uygulamalar gibi yerli uygulamalar da verilerinizi istemiyor mu?”

Evet, yeryüzünde ne kadar bu tür “SOSYAL MEDYA UYGULAMASI” varsa, uzun zamandır bunu yapıyor zaten..

Niye yapıyor?

Bunu, ABD’deki 40 yıllık bir teknoloji yatırımcısı şöyle anlatmıştı:

“Slikon Vadisi ilk 50 yılında endüstri, donanım ve yatırım üretiyor ve müşterilerine bunu satıyordu..

Son 10 yıldır ise, Slikon Vadisi’nin en büyük şirketleri KULLANICILARINI satıyor..

Kullandığımız bu ürünlere para ödemediğimiz için, o parayı da reklam veren ödüyor..

Yani müşteri reklam veren, BİZ SATILAN BİR ÜRÜNÜZ..”

Kimse kimseye BEDAVA bir şey vermez değil mi?

Aslında bu sosyal medya uygulamalarının boşuna ücretsiz olmadığını hepimiz biliyoruz..

Onlar daha çok insana ulaşıp, daha çok veri toplamaya çalışıyor..

Sonra da onu reklam önerilerini geliştirmek için kullanıyor, reklamcılara daha cazip teklifler sunuyor..

Bu da herkesin bildiği bir şey zaten..

Benim istediğim şey, “bu bilgilerin en azından ülkemizde kalması”..

Firmalar yerli de olsa, yabancı da olsa VERİLERİNİZİ istiyor..

Bilgilerinin kullanılmasını istemeyenlerin yapması gereken tek şey var, “akıllı telefonundan kurtulmak”..

Bunu yapabiliyor muyuz, hayır..

Peki, kullandığımız uygulamalar kimin olursa olsun verileri depolamayacak mı, depolayacak..

Öyleyse, en azından yerlisini kullanalım da veriler ülkemizde kalsın..

Bana ait bilgiler illa kullanılacaksa, bunu Whatsapp değil de BİP kullansın..

Birileri çıkıp, “istihbarat örgütlerinin işi gücü yok da bizi mi takip edecek” diyor..

Evet bizi takip edecek, ediyor da zaten..

Örneğin; CIA’in elde ettiği gizli bilgilerin yüzde 60’ını açık kaynaklardan, yani internet ortamındaki bilgilerden elde ettiğini söylersem, NASIL TAKİP EDİLDİĞİMİZİ sanırım anlarsınız..

Bizim MİT dahil, bütün istihbarat servislerinde birer “Sosyal Medya İstihbaratı Masası” var..

Özetle..

Yerlileşmeye giden her süreçten faydalanalım ve kendimize ait sosyal medya ağını kullanalım, bize ait bilgiler de ülkemizde kalsın..

Şu anda uygulamalarımız yabancılarınki kadar hızlı ve kapsamlı olmayabilir, ama bu onlar kadar olmayacak anlamına gelmez..

Biz kullandıkça gelişecek ve belki onları bile geçecektir..

Ne kadar yerlileşirsek, o kadar güçlü, o kadar bağımsız oluruz..

Bunu istemez misiniz?

 

……………………….

 

GONG

 

“Bana MAL diyorlar.. Ama söyler misiniz MAL ben miyim, yoksa bütün seçimleri kaybettiğim halde bana OY verenler mi?”

Adam ilk defa DOĞRU bir şey söylüyor..

Ve gerçekten çok haklı..

 

…………………..

 

GERÇEKLER ÇAMURLA SIVANMAZ..

 

CHP İl Başkanı Nusret Bayar’a göre, “çiftçiler kan ağlıyor”muş..

Açık ve net söylüyorum;

“Kan ağlamaması gereken” iki sektör var; 1- Turizmciler, 2- Çiftçiler..

Türkiye’de en çok DESTEK bu iki sektöre veriliyor..

Turizmi sonraki bir güne bırakıp ayrıca anlatacağım..

Hükümet tarafından sadece 2020 yılında, (yani pandemi döneminde) mazot, gübre, ilaç, tohum ve enerji gibi birçok konuda çiftçiye sağlanan destek miktarı 22 milyar (22 katrilyon) lira..

Birçok borçları da ötelendi..

Ayrıca afetlerde zarar gören çiftçiye en kısa sürede EK DESTEK sağlanıyor..

Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmeyen destektir bu..

Çiftçilerin –neredeyse- hepsinin traktörü, aracı ve tarımsal diğer aletleri var..

Eskiden, 50 çiftçiden birinde bile yoktu bunlar..

Traktör ve araç muayenelerinde de hizmet ayaklarına gidiyor..

2021 yılında da ÇİFTÇİYE yine 22 milyar lira destek verilecek..

Daha ne olsun?

Hükümet, tarıma/çiftçiye hiçbir dönemde verilmeyen ÖNEMİ veriyor..

CHP’liler de “mağdur edebiyatı” ile prim toplamaya çalışıyor..

Gerçekleri kimse ÇAMURLA sıvayamaz..

 

…………………..

 

TRAFİK

 

Sigarayı atın hayatı tadın..