'BİZ' OLMAYI BAŞARAMADIK

Bana, bilmek ve anlamanın ayrı şeyler olduğunu sen öğretmiştin. Biliyordum fakat anlamıyordum, anlayamıyordum ya da anlamak istemiyordum...

***

Toprağın suyla buluşması gibiydi benim seni özlemem. Özlemeyen birine ''seni özlüyorum'' denildiğinde nazikçe kapıyı göstermesi gibiydi senin önüme sunduğun bahanelerin…

***

Formülü olmayan bir soruyu çözüme ulaştırmak kadar zordu sana bunu anlatmak. Öğretilmiş bir duygu değildi ki bu... Nasıl öğretebilirdim ki bunu sana? Seni özlemenin verdiği hissin ağrısı nasıl anlatılabilirdi ki? Nasıl, nasıl, nasıl?

***

Bu sorular cevaplanmadığı sürece uzar gider. Peki ya bu soruların cevapları kimde? Yine bir cevapsız soru ile köşeme çekiliyorum. Olduğum yere hiçlik duygusu ile siniyorum. Kimse bu halimi görmemeli... Hiç kimse bu çaresizliğimi bilmemeli...

***

Dilimdekilerden fazlası kalbimdedir ve elimden fazla olan ise özlemlerimde gizlidir. Benim son bir şeylerimi en iyi sen bilirsin. Söylenmemiş son bir şeylerimi söylemek istiyorum sana.

***

Her elimi açtığımda yemin ettiğim ve her duanın sonuna geldiğimde yeniden bittiğimsin. Dağılan parçaları ne kadar toplarsam toplayım illa ki bir ucundan eksilen yanımsın. Tamamlayamadığım yarımsın. Bestesi hazır olan bir eserin yazılamamış sözlerisin.

***

Gecenin koynunda hasrete gebe kalan bir fahişenin en büyük utancısın. Ömrün boyunca sahip olamayacağın bir sevdanın azılı katilisin.

***

Paramparça olmuş bir kaderin kırılganlığını en derinlerimde hissediyorum. Can havliyle yalın ayak koşup gitmek istediğim limanım olmanı ne çok istemiştim oysa... Olmadı, olduramadık.

***

İki kişi bir olup maalesef biz olmayı başaramadık. Ayrı uçlarda gezindik, farklı hislerin esiri olduk. Sen, önce ben dedin. Ben ise her koşulda her şartta önce sen dedim. Belki de bu yüzden biz olamadık. Benim, senli duygularım seni şımarttı, seni senden öte bir insan yaptı.

***

Her şeyin fazlası zarar derlerdi de inanmazdım. Fazla sevmenin kime ne zararı olur ki derdim. Demek ki oluyormuş, sevilmeyi bilmeyene fazla sevgi yük oluyormuş. Kabul et, sen bu sevginin ağırlığını taşıyamadın ve şımardın.

***

İşte bu yüzden sen her şeyi bir cümleye sığdırırken bana kucak dolusu söylenmemiş cümleleri sıralattın. Bu gece içimdekileri kusarak “Seni sana anlattım”

***

Ben en iyi yaptığım şeyi yaparak kağıda kaleme sığındım. Sen ise en iyi yaptığını yapacaksın biliyorum. Önce okuyacaksın, sonra bir sigara yakacaksın ve pencerenden gökyüzüne bakarak sessizliğinde günahlarını asacaksın.

ÖZLEMİN SOĞUK İŞTE

Her ne kadar son sözlerimi sıralamak istiyorum desem de biliyorsun ki özlemim dinmediği sürece sözlerimin sonu gelmeyecek. Her son cümlem diyerek başladığım konuşmalarım ilk cümle gibi heyecanlı, ilk cümle gibi vurgulu, ilk cümle gibi tepeden tırnağa özlem kokulu olacak.

SON SÖZ

Şimdi kelimelerim bu satırların içinde alev alev yansa da neresinden bakarsan bak özlemin soğuk işte.