BİZ NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hepimiz adamız, hepimiz İNSANIZ ama sözde! İğneyle ararsan bulursun misali. Bu konularda ortalığı siler süpürürüz ama nafile. Bizim meslekte de dürüstünü mercekle arar hale geldik.
Hem dürüstü hem de doğru bilgiyi verenleri. Birisi kuyuya bir taş atıyor, 40 gazeteci bir araya gelip bir çakıl taşını bile çıkartamıyor. Yani yalanın biri bin para.
Ben bu durumlarda “Ufak at da civ civcivler de yesin!” derim. Anlatacağım konuda aynen böyle. Sormadan soruşturmadan, ortalığı karıştırmak için yazılmış bir yazı!
Bir insan hangi makam ve mevkide olursa olsun, başarılı oldukça saldıranı çok oluyor. Tıpkı, ‘Meyve veren ağaç taşlanır’ atasözümüz gibi. Bunun en canlı örneği içimizden biri için yapılıyor.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü PROF. DR. ÖZLENEN ÖZKAN. Dönemin Rektörü YAŞAR UÇAR’dan sonra Antalyalı olan ikinci Rektör. Yörüklerin söylediği gibi “BİZİM GIZ” yani.
Bugün sizlere geçen hafta yaşanan çirkin bir SALDIRI hakkındaki düşüncelerimi yazacağım. Çünkü ben bu memleketin yetiştirdiği ender insanlara saldırılmasını hazmedemiyorum.
Bu kim olursa olsun. Antalya’nın son yıllarda yetiştirdiği ender bilim insanlarından birisi PROF. DR. ÖZKAN. Son yıllarda tıp alanındaki başarılı ekibin içinde. İnanmayan hafızasını yoklasın.
ÖZLENEN HOCA ve yapılanları burada anlatmaya kalksak gazetede sayfa kalmaz. Elde edilen başarılar TÜRKİYE sınırlarını aşıp tüm DÜNYADA konuşulur olmuş. İşte sorun burada.
Bu başarılardan birileri öyle rahatsız ki, eline satı alıp tellerine vurdukça ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. ‘MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR’ misali ha bire taş atıyorlar.
KOMPLO teorileri. Bu tutmayınca İFTİRA kampanyaları. Bu da olmadı mı yalanlar dolanlar. Sözde gazetecilik adına ALGI operasyonu için düğmeye basmalar.
Bir internet sitesinde yayınlanan bir haber vardı. Baştan sona okudum. Araştırılmadan, iddia sahibinin ağzından çıktığı şekliyle yazılmış. Yani algı operasyonu için ilk adım atılmış.
Efendim, iddiaya göre ÖZKAN AİLESİNİN çocuklarının bakıcısı olan Sevinç Turkut, Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak kadroya alınmış! Olayın aslını bende araştırdım.
SEVİNÇ TURKUT isimli hanımefendi Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde YÜKSEK LİSANSINI bitirmiş. ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLAR konusunda müthiş çalışmaları var.
Bu çalışmalar YÖK tarafından da takip edilmiş. Bu nedenle 9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ’NE kadrolu olarak gidecekken REKTÖR ÖZLENEN ÖZKAN devreye girmiş. AKDENİZ’de kalmasını sağlamış.
Sonrasında TURKUT Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne alınarak hem kadrosu hem kendisi kalmış. İş bununla bitmemiş. ÇOCUK ÜNİVERSİTESİ için çalışma başlatılmış, sınavlar açılmış.
Tıpkı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki BİLİMSEL EĞİTİM MERKEZİ (BİLSEM) gibi olmuş bu okul. Özel yetenekli çocuklar seçilmiş. Maddi durumu iyi olmayan zeki çocuklar için protokol aşamasına gelinmiş.
Bakın, yazdığım olayla ‘ÇOCUK BAKICILIĞI’NIN nasıl bağdaştırıldığı noktayı görün. Yapılan çalışmayı anlamak ve anlatmak yerine, ‘ÇAMUR AT İZİ KALSIN’ mantığı güdülüyor. ‘YA TUTARSA’ misali.
Bunlar tanıdık senaryolar ve oyunlar. Tam bir FETÖ taktiği. Başarıdan duyulan HAZIMSIZLIK örneği.
Bana göre eğer bir BAKICI didinip, çalışıp, hak edip başardıysa bu ülkede söz sahibi olabilecek bir noktaya gelebilir. Hani RIZA ÇALIMBAY var ya, “KAPICI ÇOCUĞU” diye alay ettikleri o isim şu an futbolda ülkemizin sayılı teknik adamlarından biri.
Gelelim RAMAZAN GÖK olayına. GÖK bir süre öncesine kadar Milletvekili İbrahim Aydın’ın danışmanı idi. 8 ay kadar önce bu görevi bırakıp AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’ne geri döndü.
O da çalışıp DOÇENTLİK hakkını elde eden isimlerden biri. EĞİTİM FAKÜLTESİ’nde açılan kadroyu hak ederek almış. Her üniversitede olduğu gibi burada da aynısı yapılmış. Ama bundan da birileri rahatsız. Çünkü kendisi kadro alamamış!
Diğer olay ise tam bir komiklik örneği. Hadi birisi iddia etti ama en azından yazan kişi şöyle bir konuya göz atmaz mı? Kim kimdir, hangi okulda okumuş bu isimler diye.
İddiaya göre PROF. ÖZLENEN ÖZKAN, eski okul arkadaşı DOÇ. DR. GÜÇLÜ ŞEKERCİOĞLU’nu Eğitim Bilimleri Enstitüsü MüdürüveDekan yapmış. Rektör TIP FAKÜLTESİ’nde okudu beyler bayanlar!
ÜÇ BENZEMEZ konudaki iddiaları yan yana koyup bir de gerçeklerine göz attığımız zaman asıl yapılmak istenen ortaya açık ve seçik çıkıyor. Sanırım konu net anlaşılıyor.
Ben şuna inanıyorum ki bu senaryonun yazarı dahil, yapılan çalışmalar ve elde edilen başarılardan rahatsız olanlar var. Elbet bunlar olacak, eleştiri olacak ama YALAN olmadan, BELDEN AŞAĞI VURMADAN!
Yoksa bu üç konuda duvara tosladığınız gibi toslarsınız. Beğenmediğiniz BAKICILIĞA bir gün muhtaç konuma gelirsiniz.
Kalem çok önemli bir şeydir. Hele hele bu kalem bir gazetecinin elinde ise önemi daha da artar. Öyle anlamadan dinlemeden yazılıp çizilmez. Tıpkı bu olayda olduğu gibi.
Velhasıl kelam. Sevgili ÖZLENEN HOCAM; siz başarılı işlere imza atmaya ve birilerini rahatsız etmeye devam edin. Bizde size ve sizin gibilere sahip çıkmaya.
Son söz, “Biz ne zaman adam oluruz” derler ya, “DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKTIĞIMIZ ZAMAN” derim.