BİR YİĞİT ÇIKTI MEYDANE

Ülkemizin her alanı bir birinden kuvvetli yiğitlerle dolu. Bu kimi zaman er meydanındaki pehlivan kimi zamanda okul yapımında bir hayırsever kimi zamanda bir hastaya yardım eli uzatan hamiyetperver olarak karşımıza çıkabiliyor.

Yörük diyarı Antalya’da bu manada bu özelliklerde binlerce insanımız var.

Şimdi anlatacağım olay bir umut hikayesi.

Kumluca esnaflarından Sinan Karataş'ın Spinal Muskuler Atrofi (SMA) Tip 1 hastası olan çocuğu Aybars, sağlığına kavuşabilmesi için gen tedavisi olması gerekiyor. ABD'deki tedavi için ise 2.4 milyon dolar gerekiyor.

Henüz 2 aylık olan ve şimdiden vücut fonksiyonlarını kaybeden Aybars’ın 6 aylık olmadan tedavisine başlanması icap ediyor.

Baba Sinan Karataş elde avuçta ne varsa satmış ama 2.4 milyon dolar az parada değil yani yetersiz kalmış. Hoş bu tedavinin kesin sonuç verdiğini tam bilen yok. Aileler kulaktan dolma bilgiler ve internet üzerinden araştırma ile umuda kapılıyor. Tabi evlat olunca her umut bir kapı oluyor.

İşte bu noktada bizim Yörük, tuttuğunu deviren, yardımsever evladımız devreye giriyor.

Hepimizin yakinen tanıdığı Kumlucalı güreşçi Türkiye Cumhuriyeti Başpehlivanı Orhan Okulu.

Her zaman toplum içindeki duyarlılığı ile bilinen pehlivan Okulu, içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan Ayı’nda yine bir ilke imza atacak.

Pehlivan Orhan Okulu, SMA hastası Aybars’a umut olmak için 666. Elmalı Yağlı Başpehlivanlık Kupası’nı bugün sosyal medyada açık artırma usulü ile satışa çıkaracak.

Başpehlivan, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımda “Aybars’a umut olmak için perşembe akşamı saat 21.00’de tüm güreş severlerimizi canlı yayına bekliyoruz” dedi.

Bize düşen ise bugün bu hamiyetperver yaklaşıma karınca kararınca destek olmak. Ramazan ayında olmamız sebebiyle duygusal ve yardımlaşmanın ön plana çıktığı bu günlerde gerekeni yapacağımızdan şüphemiz yok.

Hayırseverlerimiz destek verirken en önemlisi Elmalı Belediyesi’nin kupayı satın alarak bu kampanyanın büyük ayağa olmalı. Hatta kupayı alıp sahibine geri vermeli.

Haydi hayırlısı.

CHP’DE SEÇİM GÜNÜ

İlkesizlikle suçlanarak görevden alınan Antalya CHP İl Başkanı Nusret Bayar’ın yerine bugün seçim yapılacak.

Onurlu bir şekilde göreve devam edeceklerini açıklayan (ki bana göre bu ifadeler çok düşündürücü) yönetim kurulunun içinden yeni başkan belirlenecek.

Bayar’ı Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek’in görevden aldırdığı, hem Bayar’ın hem de sözüm onlara onurlu yönetimin Muratpaşa Başkanı Ümit Uysal’ın askerleri olduğu iddia ediliyor.

İl Başkanı olacağı söylenen Nuri Cengiz ile Buğra Özçelik, dün genel merkeze çağrıldı ve görüşme yaptı. İkisinden biri muhtemelen bugün başkan olarak açıklanacak. Öyle de böyle de Uysal’ın dediği olacak.

Ama bu iddialarla hem CHP’de hem de Antalya siyaset dünyasında kafalar iyice karışacak. Kim kimin adamı, kim kimin askeri, kim kime hizmet ediyor çorba durumunda.

Zaten CHP’de ne düzgün diye soracak olursanız, onu CHP’lilere sormak en doğrusu olacak.

Bana sorarsanız ortalık toz duman ve hiçbir şeyleri doğru gitmiyor.

Niye mi?

Yazılacak çok şey var ama onları da başka güne bırakıyorum.

ÖZKAN HEYECANLANDIRDI

Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları ( KONYSİAD) Çevrimiçi Toplantısı’na katılan Prof. Dr. Ömer Özkan, anlattıklarıyla hem şaşırttı, hem heyecanlandırdı hem de herkesi merak içinde bıraktı.

Türkiye'nin ilk, dünyanın 14. çift kol naklini, 5 yüz nakli yapan ve dünyada ilk kadavradan rahim naklini yapıp literatüre giren ekibin başı olan Prof. Özkan, Akciğer ve ince bağırsak naklinin de yakında yapılacağının sinyalini verdi.

Prof. Dr. Ömer Özkan, nakillerde kök hücre kullanılacağını ve yapay organların kolay ulaşılabilir olacağını söyledi.

Müthiş bir gelişme bu. Yani organlarımızın imitasyon yedek parçası olabilecek.

Ve  Prof. Özkan’ın "Anlattıklarım bilim kurgu gibi gelebilir ama önümüzdeki günlerde çok önemli gelişmeler olacak. Bunların yapılması mümkün, ancak etik olarak büyük sıkıntılar da olacaktır" demesi beni doğruluyor.

Bunu eski Rektör Prof. Dr. Yaşar Uçar, “Kök hücreden organ yapacağız. Öncelik böbrekte” demiş ve bunu ilk kez bana açıklamıştı.

Ben de bunu o dönem haber yaptığımda kimse inanmamıştı. Haber hem ulusal basın hem de dünyada büyük yankı uyandırmıştı.

Demek ki Yaşar hocam doğruyu söylemiş ama bir türlü adım atılmamıştı ve atılan adımların önü kesilmişti.

Şimdi aynı benzer olayı Ömer hoca açıklıyor.

Umarım o günleri görürüz.