BİR YASTIKTA 40, KOLTUKTA 32 YIL

Dün Antalya Kasaplar Odası Başkanı Osman Yardımcı tekrar adaylığını açıkladı. Kendisini bu şehre geldiğim günden beri tanırım. 1990’dan itibaren fiilen yönetici.

Yaklaşık 32 yıldır işin içinde. Kendisine göre koltuğunda ekol olmuş bir isim. Kimine göre de o koltuğa çivi ile çakılmış. Ömrü yetse ölünceye kadarda kalacak gibi.

Hal böyle olunca aklıma hemen rahmetli Barış Manço’nun söylediği ‘Bir yastıkta 40 yıl’ isimli şarkısı geldi. Şunun şurasında Kasap Osman’ın da 8 senesi kalmış 40’a.

Vallahi ben ömrüm boyunca bizim siyasilerden bıkmıştım. Sanki ömür boyu siyaset yapmak gibi bir huyları var. Tıpkı rahmetli Süleyman Demirel gibi. Ölünceye kadar aktifti.

Neyse konumuza dönelim. Bizim Kasap Osman da Demirel’e heveslenmiş olmalı ki yeniden aday olmuş başkanlığa. Karşısına rakip çıkar mı çıkmaz mı bilemem ama çıksa da fark etmez.

Çünkü kendisi deyimi ile üyelerden kiminin babası, kiminin kardeşi, kiminin ağabeyi. Öyle bir bağ kurmuşum ki esnafın ailevi sorunlarını bile çok iyi biliyor. Hatta eşinden boşanmak isteyenlerin arasına girip yuvaların dağılmasını önlüyormuş! Kerameti kendinde bir adam haline gelmiş.

Buraya kadar her şey normal gözükse de bana göre çok ama çok anormal. Yahu şu koltuk sevdası ne biçim bir hastalıkmış. Yakalanan bir daha iflah olmuyor. Bir dönem diyenler bunu iki döneme, iki dönem bu son diyenler 4-5 döneme çıkartıveriyor. Sonuçta bir bakıyorsunuz kimisi 15 kimisi de Kasap Osman gibi 30 yılı deviriyor.

Sanki babadan oğula başkanlık sistemi. Bu işi bir kural getirilmeli kanunen de en fazla 2 dönem başkanlık yapanlar bir daha aday olamamalı. Aksi halde genç nesil o koltukları ancak rüyasında görebilecek.

Peki, biz gençlere o koltukları sadece bayramlarda mı teslim edeceğiz. Göstermelik iki dakikalığına otur sonra unut misali. Sonrada çıkıp, “Bizim geleceğimiz” diyeceğiz.

Yok artık o devir bitti. Arkadaşlar bırakın artık şu koltukları gençlere. Alttan gelenlere yol açın yön verin. Birimlerinin zorla gelip almasını beklemeyin. Yoksa zorunuza gider.

MEMLEKET HAVASI ESECEK

Antalya Ticaret Borsası'nın (ATB) bu yıl 11'incisini düzenlediği Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 81'e yakın ilden 10 bine yakın çeşit ürünün yanı sıra, hem Antalyalıları hem de üretici ve satın alma profesyonellerini bir araya getirecek.

Bugün başlayıp 24 Ekim’e kadar ANFAŞ Fuar Merkezi'nde açık olacak Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX'e ilginin büyük olması bekleniyor. Çünkü geçen yıl yapılamamıştı.

'Sizin oraların nesi meşhur?' sloganıyla 12 yıl önce kapılarını ziyaretçilere açan YÖREX ile memleket havası alınacak. Özlediğimiz Anadolu lezzetleri ayağımıza gelecek.

Erzurum oltu taşından Mersin cezeryesine, Bursa çakısından Aydın incirine, Kars kaşarından Denizli buldan bezine, İzmit pişmaniyesinden Manavgat susamına, Antep baklavasından Malatya kayısısına yüzlerce ürünün burada olacak.

Bu yıl bir de sürpriz bir var. 23 Ekim Cumartesi günü Grup Gümüş Pena konser verecek. Ye içi memleket havası al. Sonunda da eğlen.

ANFAŞ Fuar Merkezi girişinde HES kodları sorgulanacak. Aşı olmayanlardan son 48 saati kapsayan PCR testi istenilecek. Yani hijyen ve kurallardan ödün verilmeyecek. Bunun için tedbirli gidin oraya derim.

YİNE TAKMAYACAKLAR

‘Hayatıma kastım yok, kaskım var’ projesi aslında çok önemli bir projeydi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katıldığı bir törenle ilk startı Antalya’dan verilmişti. Amaç motosiklet sürücülerinin seyahat anında kask takmalarını sağlamaktı. İlk birkaç gün herkes pür dikkatti bu konuda. Sürücüler kask takıyor polise iş düşmüyordu.

Fakat sonraları eski alışkanlığa dönüş yaptı hepsi. Kaskları kafayı takma yerine ya kola ya da motosikletin gaz koluna taktı. Hatta kimisi de arka sepete bağladı.

Sonuçta kaza mahallinde görüldü ki kask takmayan gencecik insanları toprağın altına gönderdik. Denetimi umursamayanlar ceza yemeye devam etti sonra, “Bize saygı” diye feryat etti.

Dün Antalya Valisi Ersin Yazıcı ve İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan’ın da katıldığı uygulama ile motosiklet sürücülerine kask dağıtımı yapıldı. Kaskın önemi bir kez daha vurgulandı.

Vali Yazıcı sürücülerle tek tek sohbet edip, “Bu farkındalığa sizde destek verin. Kurallara uyun” diye ricada bulundu. Bakalım bu ricaya uyanlar olacak mı yoksa eski hamam eski tas mı olacak.

Ama ben şuna inanıyorum ki bu kasklar bin bir bahaneler öne sürülerek yine takılmayacak. Kimisi sıcak diyecek kimisi bilmem ne diyecek. Sonuçta biz gençlerimizi kaybetmeye devam edeceğiz.

Bir devlet adamının sürücülere bu konuda rica etmesine bile gerek olduğunu düşünmüyorum. Çünkü canını seven insan hayatına kastı olmayan insan bu kaskı kafasına takar.

Yoksa hep birlikte “İnna lillâhi ve inna ileyhi raciun” demeye devam ederiz.