BİR ÜLKE

Yunan komşuluğu düşman başına. 1829’da başta Rusya, İngiliz ve Fransızların yardımı ile on binlerce Müslüman Türk’ün kanı üzerinde kurulan ve kurulduğu günden beri adalar üzerinde Türkiye ile hiç anlaşamayan bir ülke.

***

1829’dan beri Avrupalı dostlarının sayesinde 11 defa genişleyen, Lozan Antlaşması’nı çiğneyip Ege’nin tüm adalarını silahlandıran, 1922’deki İzmir’den denize dökülmesinden ders çıkarmayan bir ülke.

***

Şu anda yüzde yüz Abd’ye teslim olan, Abd ve Fransa’nın desteğiyle Batı Anadolu’yu alacağınız zanneden, kıta sahanlığını 12 mile çıkarınca Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmek isteyen bir ülke.

***

Kendisini Bizans’ın mirasçısı sanan, Türkiye ile bir savaş durumunda adaları koruyabilir miyim diye düşünmeden uçaklarımızı devamlı taciz eden, ortamın gerginliğinden kendisine siyasi malzeme çıkaran bir ülke.

***

Yunanistan başbakanının bilmesi gereken İslam’da bir kural vardır: ‘Niyet iyi, akıbet iyi. Niyet kötü, akıbet kötü’. Cennet vatan ülkemiz için ne niyetiniz varsa onunla sınanacaksınız. Hatırlatması bizden.

***

Türkiye ile dostluğu hiç düşünmediniz, devamlı genişlemek arzusundasınız. Yaşanmış bir hikaye ile Türk Yunan ilişkileri konusundaki durumu izah edelim. Kim ne ders çıkarırsa.

***

Yakın tarihimizden bileceğimiz gazeteci Mehmet Şevket Eygi beye 1960’lı yıllarda Suriye’den bir mektup gelir. Mektubun özetinde mealen ‘Türkiye’ye geleceğim ve senin yedi sülaleni temizleyeceğim’ yazmaktadır.

***

Şevket bey de şöyle bir cevap yazar: ‘Dikkatli ol! Ava giderken avlanma. Temizleyeyim derken temizlenebilirsin. Buradan da anlaşılacağı gibi Fatih’in evlatlarını kızdırmaya gelmez. Genişleyeyim derken daralabilirsin, alayım derken verebilirsin. Benden hatırlatması.

KİM NE DEMİŞ

Osmanlı döneminde padişahın birinin İzzet isminde bir memuru vardır. İnsanî olarak zaman içerisinde bir hatasını görür ve görevden alır. Aradan yıllar geçer, padişah Cuma namazını kılmak için Ayasofya’ya gider.

***

Camide bir de ne görsün, bir zamanlar görevden aldığı İzzet kürsüde vaaz ediyor. Namazdan sonra ilk iş Vaiz İzzet ile görüşür ve eski memuruna sorar: ‘Ya İzzet ne bu hal?’. İzzet de şairane cevap verir: ’Padişahımın hiddeti, vaiz yaptı İzzeti’.