BİR TESELLİ VER

Bugünlerde rüzgarlar çeşitli yönlerden esiyor.

Acayip acayip alemler içinde şaşkın şaşkın kah seraya, kah Süreyya’ya esip duruyoruz bakalım.

Sevgili okurlarımızdan bir büyüğümüzün özel bir isteği oldu.

“Kardeşim yazılarınızdan çok istifade ediyorum. Allah sizden razı olsun. Sizden isteğim teselli hakkında bir yazı yazar mısınız?” demiş. 

Hani derler ya terzi kendi söküğünü dikemez. Kel başa şimşir tarak, al bakalım bu tarağı kel olan başımızdan bu meseleyi ne yöne tararsan tara hep aynı.

Yine imalı imalı yazıyorum. Ne yapalım zahiriciliğin, materyalistliğin ayyuka çıktığı bir asır ve cemiyet içinde ben onların inadına batini, manevi, ima yolu ile edebi olarak edebimi ve haddimi aşarak bir şeyler karalıyorum.

Herhangi bir yazar gösterebilir misiniz bana, beyaz sayfayı karalamayan.

Keşke o sayfa hep temiz, beyaz kalsa.

Ama o kara yazılar ile beyazı tarif edip dururlar değil mi.

Bugün kellikten misal açıldı. Bu yazı bakalım nasıl sonlanacak bende merak ediyorum.

“Kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi” diyorum artık ne diyeyim.

Ama bu kellik başında saçı dökülen, saçı olmayan kimseler için kullanılan bir ifade değil.

Mecazi diyorum.

Evet sevgili okurum yazıyorum, şuan yine elime yüzüme bulaştırarak yazıyorum yazımı.

Edebiyatın tüm kurallarını yıkarak, keyfimce yeni bir edebiyat oluşturarak yazıyorum.

O yüzden okurlarım az çok tanıdılar üslubumu, yeni okurlarım da az çok kızarlar, sonra alışırlar artık.

Çünkü ve hüve ala külli şeyin kadir.  Her zamanda her ana kadir olan bir Allah var.

Teselli, kederli ve gamlı olan bir kimseyi söz ve nasihatle ferahlandırma manasındadır.

Çeşitleri de vardır. Teselli deyip geçmeyin o yüzden.

TESELLİ ÇEŞİTLERİ

Teselli amiz vardır. Yani teselli verici, avutucu, avundurucu demektir ki birçoğumuz bu makamdadır aslında.

Bir de teselli pezir vardır.  Avutulabilir, avundurulabilir demektir ki birçoğumuz gözüme kestiğimiz teselliye muhtaç kimseye bu şekilde yaklaşırız.

Bir de teselli yab vardır. Yani avunan, avutulan, teselli bulan demektir ki teselli edildikten sonra kişinin son halidir.

Fakat bu dört teselliden son üçünün tesiri kısadır, süreli ilaç gibidir ve faydası geçicidir.

Uzun süreli bir fayda da sağlamaz.

“Hadi bak kuş uçtu” deyip mama yemeyen çocuğa mama yediren anneler size sesleniyorum.

Orda kuş filan uçmadı, böyle bir uydurma ile avutarak yedirmeyin çocuklarınızı. Yoksa ilerde mama yerine sizi yer o çocuklar hem dünyanızı, hem ahretiniz.

Ne yaparsanız yapın hep doğru kesin mutlak ifadeler ile ilgilenin çocuklarınızla.

Şeytana uymayın

Gerçi bu mesele çok uzun nasıl kısa kesebileceğim bilemiyorum. Sonra okurlarım limon olup ekşiyor bana. Yasin Bey yazılarınız çok uzun okunmuyor az kısa yazın. Doğru diyorlar. Ben kendime tahammül edemiyorum, sevgili okurlarım benim yazılarıma nasıl tahammül edip okusunlar değil mi?

Limon faydalıdır serinletir, ferahlatır. Bin bir derde devadır. Eleştirileri ekşi yönüne benzettim ama o dahi güzeldir, tatlıdır. O yüzden limon misali verdiğim için gönül koymayın.

Bir de şeytan ve şeytancıklar vardır.

Dünya da İslam’ı ve ahireti bulamayan, bulamamış, bulmuş da kadrini kıymetini bilememişlere gelir onlar.

Teselli yab ile teselliyi amiz ile teselliyi pezir ile onları avundururlar derler ki:

ahiretten, hesap gününden telaş edip ürkme, cehennemi duyunca korkup titreyip ürperme.

Çünkü Allah seni affeder, o çok şefkatlidir.

İnsan ise cevaben der: ya ben hac yapayım, umreye gideyim, ibadet edeyim, zekat vereyim, namaz kılayım, ilim tahsil edeyim.

Şeytan der: Hele bir dur. Ne bu endişe, bu telaş, bu acele. Sana şöyle güzel bir teselli vereyim. Daha sen gençsin o işlere daha çok vaktin var. Bak dünya ne güzel. Eğlenceler, haramlar keyfine bak.

ÖLÜMÜ DÜŞÜNMÜYORLAR

İnsan da ilmen eksikse manen tetikleyicisi sürükleyicisi de yoksa ona kanar onun o tesellileri ile avunur.

Ama bakar ki ecel hastalık musibet kapısına dayandı.

Anlar ki şimdiye kadar ona verilen yalancı tesellilerden bir fayda yok. Aksine zararı çok ciddi dokunmuş ona. İşte ne gaflet verdi o teselli ki sana. Ahiretini unutup ölümü düşünmeyip ebedi dünyada yaşayacaksın gibi yaşam sürüyorsun.

Hem aradığın dünyada bulduğun o yalancı teselliler kabir çukuruna sevdiklerin tarafından bırakılınca orda hiç olmayacak.

Ne yapalım hakiki teselliyi anlatabilmem için ve nefsimin de anlaması için bu teselli elbisesine bürünmüş şeytani tuzak ve oyunları ve neticelerini hatırlatmam gerekti. Kimin ayağını kayık görseniz yalancı avuntular boş hülyalar hakikatsiz tesellilerle etrafının örülü olduğu göreceksiniz.

Hâlbuki hakiki teselliyi gerçeklerle yüzleşerek o hakikatlara göre hayatınıza şekil ve düzen vererek bulabilirsiniz. Yoksa sizler gibi beşer olan kişilerden teselliyi bulamazsınız. Size sarf ettikleri sözler hepsi hikaye olur.

BİR GÜN AYRILACAKSIN

“Ne kadar seversen sev, bir gün ayrılacaksın” peygamberimizin sözünü bir çoğunuz işitmiştir.

Şimdi bir gerçek var. Kimi seversen sev kesin olarak ondan bir gün mutlaka ayrılacaksın.

Şimdi bu duruma bu gerçeğe hangi söz teselli verebilir. Kanayan bir yüreğe ilaç olabilir.

Evet Muhammed Mustafa aleyhisselamın verdiği teselli ilaç olabilir. Ahiret aleminde imanınızı kurtararak huzuru ilahiye çıkabilirseniz..

Yavrusunu kaybeden bir anne ancak ahirette evladına kavuşacağım ümidi ve inancı ile teselli olabilir.

Annesini kaybeden bir çocuk, “Annemin kollarına cennette kavuşacağım” diyerek hakiki bir teselli bulabilir.

Yazılarımı beğenen okurlarıma da tekrar hatırlatıyorum. Bir üzüm tanesindeki tat, lezzet, şifa, koku onun kuru ve acı sapında aranmaz. İşte Yasin kardeşiniz o kuru ve acı sap hükmündedir. Yüzlerce harflerimin arasında eğer duygularınıza, maneviyatınıza hitap eden bir istifadeniz varsa bu doğrudan doğruya Kuranı Kerime ve İslamiyet’in verdiği terbiyeye ilme ve en öz de alemlerin rabbine aittir.