BİR BAYRAM DAHA ÖMRÜMÜZDEN GİTTİ

Bayramlar gelip geçiyor ama ömrümüzden de bir takvim yaprağı daha kopup gidiyor. Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı derken yılın yarısını tükettik, tabi ömrümüzden de.

Bayram önce yok memur ve emekli maaşlarına zam, asgari ücretin artırılması, yok enflasyon, yok hayat pahalılığı deyip dırdırla geçen bir süreç yaşadık. Sonrası laylaylom.

Ne maaş zammı, ne hayat pahalılığı ne enflasyon. Hepsini bir anda unutup bayramı bayram ruhu yaşamak varken tatil moduna girdik. Dolar kuru euroyu geçmiş hepsi hikaye.

Oteller dolu, plajlar tıka basa. Yurdun bir tarafı vur patlasın çal oynasın bir tarafı selle boğuşurken sosyal medyaya bakıp ruh halimizi analiz etmek zor olmasa gerek. Laylaylom!

“Battı balık yan gider” misali herkes kendi havasında. Tüm uyarılara rağmen gelişi güzel kurban kesenler mi ararsın, paylaşmayı unutup kasaplarda et çektirip işletenleri hatta sucuk doldurtanları mı?

Yani hayat pahalılığından yakınanların hepsinin göstermelik olduğunu ortaya koyan bir Kurban Bayramı yaşadık. Ömrümüzden bir bayram daha giderken herkesin laylaylom peşinde olduğunu gördük.

Bu niye alamet varın siz karar verin.

EN ANALAMLI HAREKET

Kurban Bayramı’nın en anlamlı hareketlerinden yani paylaşma duygusunun yaşatıldığı bir olaydan bahsedeceğim. Konuyla ilgili detaylı haberi Lider Gazete sayfalarında okuyacaksınız.

Efendim; Antalya Kepez’deki Çamlıbel Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü var. Burası Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir meslek eğitim merkezi. Bu resmiyette.

Asıl burada meslek öğretilirken insanlığın ve değerlerimizin de öğretilmesi ön plana çıkıyor. Merkez Müdürü İbrahim Ethem Çarkçı ve ekibi gerçekten önemli işlere imza atıyor.

Örnek mi? Hemen vereyim. Bir süre önce burada görev yapan El Sanatları Usta Öğreticisi Mukadder Güçlü ve kursiyerler bir tekerlekli sandalye alıp ihtiyaç sahibi olan birine bağışlanması için Engel Tanımayanlar Derneği Başkanı Hilal Gönenç’e teslim etti.

Derneğin yaptığı araştırmada gerçek ihtiyaç sahibi bulundu. Sandalye, 26 yaşındaki engelli ablası Runihi Yıldız’ın sandalyesini paylaşan 13 yaşındaki Harun Yıldız’a ‘Bayram Hediyesi’ olarak verildi. Bayramda paylaşılan sadece kurban eti değilmiş demek ki.

Bu anlamlı hareket bana göre Kurban Bayramı’nın ruhuna uygun en anlamlı hareketti. Ayrıca bu hareketin devam etmesi ve ailenin sorunlarına merhem olmak sanırım bundan sonra hemşehri derneklerinin görevi olsa gerek.

BRAVO KAYMAKAM BEY

Bazı kurumların müdürleri, amirleri oturdukları yerden her konuyu idare ettiğini sanır. Ama bazıları da var ki bayram seyran dinlemez, dağ tepe, kır bayır, yayla çalışır.

İşte bunlardan biride Manavgat Kaymakamı Abdulkadir Demir. Adını sadece haberlerden duyardım ama bayramda Guddusi Aydın dostumuzun paylaşımı ile tanıma fırsatım oldu.

Manavgat Kaymakamı Abdulkadir Demir’in talimatı ile Kütüphane Müdürü Hidayet Oktay’ın temini ile Dipsizgöl, Hocalı ve Sülek yaylalarında yaşayan çocuklara ve gençlere kitap ulaştırıldı.

Sülek yaylasında kitapla buluşan çocukların mutluluğu fotoğraf karelerine yansımış ve gerçekten görülmeye değer bir görüntü idi. Sanırım bu çalışma AHENK kapsamında.

Ne olursa olsun Manavgat Kaymakamı ve ekibi bu çalışma ile takdiri ve övgüyü hak etti. Bravo Abdulkadir Demir, helal olsun Guddusi Aydın ve emeği geçenler.

ÇEŞME KADAR OLAMADIK!

Antalya’da kangren olan karavan sorunu maalesef bir türlü çözülemiyor, çözülmüyor, çözülmek istenmiyor. Yeni bir yapılacağı açıklansa da bu yıl bu çilenin süreceği anlamına geliyor.

Koskoca dünya şehri Antalya, bu işe çözüm bulamazken İzmir’in Çeşme ilçesinde Kaymakamlık bu soruna çözümü bulmuş. Hem de öyle böyle değil. YASAK getirmiş.

Çeşme Kaymakamlığı, kamusal alanlarda, plajlarda, park ve bahçelerde, çadır kurmak ve karavan park etmeyi YASAKLAMIŞ. İyi de etmiş.

Yasakları sevmem ama bu iş tatilden, kamptan çıktı her yer kabile köyüne dönüştürüldü. Altyapısı olmayan yerler illegal kamp alanları ilan edilmiş durumda.

Bunun böyle olduğunu sanırım Konyaaltı ilçesindeki sahil bandından bulunan ara sokaklar, boş parseller ve hatta Büyükşehir’in sorumluluğundaki Boğaçayı ikinci etabı alanı ile ortada.

Ne önlem alan var ne de düzenleme yapan. Demek ki bize de Çeşme Kaymakamı gibi kanunları uygulayacak cesur yürekli bir bürokrat lazım.