BİR BARDAK SU

Tartışmalar, Van sokaklarında yaşanan yüksek gerilimli protestolar ve demeç savaşları; DEM Parti adayı Abdullah Zeydan mazbatasını almasıyla birlikte son buldu. Bununla birlikte; toplumsal muhalefete, Türkiye’de yaşayan 85 milyon yurttaşa, demokratlara, siyasi parti liderlerine ve STK’lara gösterdiği dayanışmadan ötürü teşekkür ederek görevine başladı.

***

Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden olan Gültan Kışanak; muhalefetin kayyım konusunda sınıfta kaldığını belirterek, “DEM Parti güç kazanmalı, toplumsal muhalefetin gücünün artmasıyla birlikte kayyım yasasının değiştirilmesi yönünde duruş sergilenmelidir” ifadesinde bulunmaktadır.

***

Bizler için dikkate değer olan konular ise bu iki siyasetçinin ısrarla belirttiği toplumsal muhalefet ile birlikte görev süresini tamamlayabilmesinin ne kadar mümkün olduğudur.

***

Örgüt kapsamında işlenen üye olma, yardım veya propagandasını yapma gibi suçların Kürt siyaseti için birtakım önkabul olduğunu artık az çok biliyoruz. Bu iki siyasetçinin yaklaşımı ise bu durumdan farklı değil. Peki, kimdir bu toplumsal muhalefet?

***

Kürt siyasetine göre; toplumsal muhalefet, öyle bir güce sahiptir ki tükürüğüyle boğabilir. Yeri gelince aponun heykelini dikebilir, sırtını PYD’ye ve YPG’ye dayayabilir.

***

Toplumsal muhalefet; yüzleri maskeli bir şekilde 6-8 Ekim 2014’te gösterilerde bulunurken 16 yaşındaki bir çocuğu canice katledebilir, yaşı dolmamış bir çocuğu annesiyle birlikte de öldürebilir. Ancak bu durum sadece Ankara’nın doğusu için geçerlidir. Ankara’nın batısıyla birlikte toplumsal muhalefet sadece Türkiyeli kavramına yerini bırakır mı, pek tabii mümkün.

***

Yıllarca barış ve demokrasi havariliği yapılıp, özgürlük nutukları atılırken bir yandan kriminalize olmakta bir beis yoktur.  Ama çünkü önemli olan şey toplumsal muhalefettir.

***

Örgütlü veya örgütsüz, tüm unsurlarıyla Kürt siyasetinin kartlarını açık oynamak istememesi de hiç değişmez. Ancak unuttukları şey; sadece kendilerini zeki zannedip diğer insanların ahmak olduğunu zannetmeleridir. Mazrufa değil zarfa bakıldığını zannederler. Özünün kelimelerle gizlendiğini düşünürler. Sabah akşam selam gönderip sonra ‘bizim PKK ile ne alakamız var kardeşim’ derken aslında hiç anlaşılmadıklarını düşünürler.

***

Günün birinde “Belediye ve bağlı idare imkânlarının terör veya şiddet olaylarına dolaylı ya da doğrudan destek sağlamak amacıyla kullanıldığının valilik tarafından belirlenmesi durumunda, belediye veya bağlı idare taşınırlarına valilik veya kaymakamlık tarafından el konulur. Bu kapsamında sorumluluğu tespit edilen belediye veya bağlı idare personelinin vali veya kaymakam tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Göreve iade işlemi de aynı makam tarafından yapılır” maddesinin karşına çıkacağını düşünmezler. Düşünebilirler ancak ertelemek işlerine gelebilir. Olabilir pek tabii.

***

Ama bilirsiniz rüzgar ekmek fırtına biçmeyi de gerektirebilir. Bugün teşekkür edilen toplumsal muhalefet yarın sınır ötesinde nelerle karşılacağını da bilemeyebilir. Tükürükle boğarken sonrasında bir bardak su da içilebilir mi? Pek mümkün.