BİR BABANIN HUKUK MÜCADELESİ
Fen dersindeki 'kum ejderi' deneyinde yüzü yanan oğlu için hukuk mücadelesi başlattı
Antalya'da, fen bilimleri dersindeki 'kum ejderi' adlı deney sırasında yüzü yanan 14 yaşındaki V.Ç.'nin babası İzzettin Ç., oğlu için hukuk mücadelesi başlattı. Babanın suç duyurusu üzerine savcılık, deneyi yapan öğretmenin de aralarında olduğu 5 eğitimci hakkında 'taksirle yaralama' suçundan dava açtı. Olayın ardından öğretmenin görevine son veren okul idaresi, baba İzzettin Ç.'ye "Oğlunuzun dört yıllık lise eğitimini karşılayalım" teklifinde bulundu. Baba İzzettin Ç., 15 bin TL'lik avukat ücretini de isteyince anlaşma sağlanamadı. Davanın ilk duruşması kasım ayında görülecek. Olay, geçen yıl 13 Mart'ta özel bir okulda meydana geldi. Fen bilimleri öğretmeni M.C., öğrencilerini bir masa etrafında toplayıp kum, şeker ve reşo yakıtının (metanol veya etanolun jel hale getirilmesiyle elde edilen jölemsi kıvamda bir kimyasal) karışımıyla 'kum ejderi' deneyi yaptı. Ders bitimine yakın öğrenciler, deneyin tekrar edilmesini istedi. Öğrencilerin ısrarı üzerine öğretmen deneyi tekrarlamak istedi. Ancak ateşin yandığından habersiz, alev kabına kimyasal maddeyi döktü. Kap bir anda alevler içinde kaldı. Paniğe kapılan öğretmen kabı elinden fırlattı. Kap öğrencilerden V.Ç.'nin yüzüne isabet etti. Öğretmeni ile arkadaşları tarafından yüzünü saran alevler söndürülen V.Ç., Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Yüzü ile boynunda yanıklar oluşan V.Ç., tedavisinin ardından taburcu edildi. V.Ç.'nin yanıkları tamamen iyileşti ancak yüzü güneşe karşı hassasiyet kazandı. Yüzüne koruyucu krem sürdükten sonra dışarı çıkabilen V.Ç.'nin babası İzzetin Ç., öğretmen M.C ile okul yönetiminden şikayetçi oldu. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca istenilen bilirkişi raporunda öğretmenin asli kusurlu, okul idarecileri C.K., A.C.Ç., K.Ç. ve F.S.H'nin tali kusurlu olduğu bildirildi. Başsavcılık rapor doğrultusunda 5 eğitimci hakkında 'taksirle yaralama' suçundan Antalya 18 Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. İlk duruşması kasım ayında görülecek dava öncesi, mahkeme, dosyayı Uzlaştırma Bürosu'na gönderdi. Oğlu için hukuk mücadelesini sürdüreceğini söylayan baba İzzettin Ç., “Okul yönetimi, 1,5 ay önce, ben köydeyken, telefonla arayıp, oğlumun 4 yıllık lise eğitiminin karşılanacağını söyledi. Biz de bu sözü güvenerek, okul tercihi yapmadık. Bir hafta önce köyden döndük ve okula kayıt yaptırmak istedik. Eğitimle birlikte yaklaşık 15 bin lira olan avukatlık masrafının da okul tarafından karşılanmasını talep ettik. Okul bu kez teklifi geri çevirdi. Artık ben de oğlumun bu okulda okumasını istemiyorum. Ders sırasında hiçbir koruyucu önlem almayan ve oğlumun yüzünün yanmasına neden olan öğretmen ve okuldan şikayetçiyiz" dedi. Bu yıl liseye başlayacak olan V.Ç. ise, “Yüzüm alev içinde kaldıktan sonra ne yaptığımı hatırlamıyorum. Arkadaşlarım yüzümdeki alevleri söndürmüş. Sonrasında hastaneye kaldırmışlar. Ben yaşadığım tüm olumsuzlara rağmen okuluma devam etmek istiyorum" diye konuştu. Özel okulun kurucularından Kenan Çelik , aileyi yakından tanıdığını, çocuğun yaşadığı olayın küçümsenmemesi gereken bir konu olduğunu belirterek, “Öğretmen dersi bitmesine rağmen, öğrencilerin ısrarlarını kırmayarak, deneyi tekrar etmek istemiş. Deney kabının içindeki alevi fark etmeyerek, kimyasalı kaba dökmüş ve bu olay yaşanmış. Bir öğretmen böyle bir hata yapamaz. Ben çocuğun yüzünü gördüğümde hemen öğretmenin işine son verdim. Babayı yargıya gitmeleri yönünde teşvik ettim. 'Bizim de hatamız varsa bu sorumluluğun altına gireriz' dedim. Bu evladımız 4 yıl önce annesini ve küçük kardeşini trafik kazasında kaybetmişti. Ayrıca, okuldaki talihsiz olaydan üç ay sonra da trafik kazası geçirdi ve ölümden döndü" dedi.
HER ZAMAN YANINDALAR
Ailenin her zaman yanında olduklarını kaydeden Çelik, “Çocuğun düzeninin bozulmaması için aileyi arayıp çocuğun 4 yıllık eğitimini karşılama sözü verdik. Ancak, aile kendi avukatlarının 15 bin liralık vekalet ücretini de bizden tahsil etmek istedi. Görevine son verdiğimiz öğretmen bu rakamın 7 bin lirasını gönüllü olarak vermek istemiş. Biz de elimizi bir kez daha taşın altına koyalım dedik ama bu kez baba çocuğu okulumuza göndermekten vazgeçti. Yoksa bizim aileye karşı verip de yerine getirmediğimiz bir söz yok. Babanın yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Çocuğa sahip çıkmak bir eğitimci olarak bizim görevimiz ama fırsatçılığa da taviz veremeyiz" diye konuştu.
DHA