BENİ TEMSİL ETMİYORSUNUZ

Basın sektöründe yıllarımı geride bıraktım.

Alnıma bir leke vurulmadan bu sektörden emekli olmak istiyorum.

Hiçbir ticari faaliyetin içinde bulunmadan, hiçbir kurum ve kişilerden çıkar beklemeden sadece kamuoyunu doğru bilgilendirmek için çalışmaya devam edeceğim.

Dün köşemde de ele aldığım ‘tulum’ olayını araştırdıkça içinden çıkılmaz bir noktaya doğru gitmeye başladım.

Meğerse bu ilk değilmiş!

Gizli kapılar ardında yapılan pazarlıklar ve elde edilen gelirin haddi hesabı yokmuş.

Bütün bunlar illaki ortaya çıkacak.

En azından ben çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.

Bu ‘tulum’ olayına destek veren gazetecileri de anlamış değilim.

Tek tek isim belirtmek istemiyorum.

Ama “Kişi kendinden bilir işi” diye bir söz vardır.

Geçmişi leke ile dolu olan insanlar tepki vermek yerine, oturmuş olan biteni izliyorlar.

Bazısı da destek veriyor, gazetecilerin belediyelere tulum satmasına.

Gelelim bu destek verenlere.

İsim belirtmeyeceğim korkmayın!

Bir büyüğümüz her ortamda gazetecilik adına nutuklar atıyor.

Şöyle gazeteci olunur, böyle gazeteci olunur diye.

Ama bir bakıyorum ki eski eşini merkez belediyelerinden birinde sekreter olarak işe aldırmış ve emekli olmasını sağlamış.

Acaba gazeteciliğin temelinde eşini işe aldırıp menfaat sağlamak normal mi?

Ben gazeteciyim sadece sorarım.

İsteyen de araştırabilir beni.

Ne geçmişimde ne de şu an tek bir kusurumu bulamazsınız.

Gazetecilik anlamında.

O yüzden rahat yazabiliyorum.

Evelallah duruşumuz belli, görüşümüz belli.

Hayata bakış açım ve görüşüm tamamen doğrunun peşinden gitmek.

Menfaat sağlamak değil!

Neyse devam edelim.

Bu tulum olayına destek veren bir gazeteci ise durumu o kadar normal karşılamış ki aklım almadı.

Araştırdım kimdir, nedir diye.

Meğer isem bu abimiz de yıllardır çıkardığı dergileri belediyelere pazarlamış.

Dünya para hortumlamış!

Şu zamanlarda da malum belediyelerde cirit atmaktan başka bir şey yapmıyor.

Eee. Demiştik kişi kendinden bilir işi diye.

En bombasını da sona sakladım.

‘Doğrucu Davut’lardan olan gazetecinin biri Antalya’daki bir belediyenin desteğini arkasına almış belediyenin iş merkezinde 2 katlı bir yer tutarak gazete çıkartacakmış.

Bakalım daha neler duyacağız.

Siyasi rant ve para sevdası yüzünden acaba daha hangi gerçekleri saklayacak, hangi yanlışları savunacaksınız.

NEWPORT UNİVERSTY!

Belediyeye tulum satan gazetecilerden biri olan Ebru Küçükaydın, sağda solda ben Newport Universty’den mezun oldum falan diyormuş.

Dediğimi saygısızlık olarak algılamayın ama üniversite kazanamayanların mekanı olan bir yerden mezun olmanın övünülecek bir yanı yok.

Bu malum üniversite İstanbul Bakırköy’de bulunuyor.

Beni tanıyanlar 27 yıl İstanbul’da da yaşadığımı bilir.

O yüzden bu Newport Universty’nin ne işe yaradığını az çok biliyorum.

YÖK tarafından tanınmayan bu üniversite görünümlü yer tamamen para odaklı bir işletme.

Newport Universty yöneticileri üniversiteyi kazanamayan öğrencileri bulup paralarına göz dikerler.

Öyle bir yerden mezun olmanın pek bir anlamı yok gibi duruyor.

Ama yine de Ebru Küçükaydın daha iyi bilir.

Övünebilirsiniz Sayın Küçükaydın, okuduğunuz üniversitenin adı bile havalı ama işlevi hakkında pek bir yorum yapamayacağım.

DÜRÜST GAZETECİ ÖZYOL

Her ortamda dürüst bir gazeteci olduğunu ve doğruları savunduğunu dile getiren İdris Özyol’a 1-2 sorum olacak.

Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz ile ilgili yaptığın haberi neden kaldırdın?

Kimler sana talimat verdi?

Talimat aldığın kişilerden nasıl bir çıkar elde ediyorsun?

Son söz bu tarz gazeteciler kesinlikle beni temsil etmiyor.