“BEN ALEVİ’YİM “DEMEK
Geçen hafta son yazımda Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben
Alevi’yim” demesinin kötü sonuçlar doğurabileceğini söylemiş ve en yüksek
perdeden kınadığımı belirtmiştim. Al işte Kılıçdaroğlu ektiğini biçiyorsun.
Önce Adıyaman’da mezarlıkta kendini bilmez birisinin gereksiz protestosuyla
karşılaştın. Sonrasında da Sünni nüfusun yoğun olarak yaşadığı Kahta ilçesine
bayram ziyareti için gitmek isterken konvoy ilçe girişinde yoğun protestolarla
karşılaşınca Kahta gezisi iptal oldu.
Sorarım şimdi size sayın Kılıçdaroğlu çok mu iyi oldu? Alevi
olduğunuzu açıklamanız. Malumun ilanından başka bir şey değildi. Ama şimdiye
kadar kimse dillendirmediği için seçmen bunu dikkate almıyordu. Sayın
kılıçdaroğlu kendisinden kaçan Alevi oyları toparlayabilmek için böylesine
gereksiz bir söylemi dillendirdi. Ama ne yazık ki sadece Alevi oyları ile
Cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün değil. Sünni oylarına da ihtiyacı var. Demek ki,
benim iyi niyetli olduğuna inanmak istediğim Kemal Kılıçdaroğlu demek ki başka
bir oyunun peşinde. Ülkeyi Alevi-Sünni olarak bölmeye çalışıyor.
2010 yılında ekopolitik düşünce kuruluşunun öncülüğünü
yaptığı ilk Kürt Açılımı çalıştayında dünyaca ünlü sosyal psikolog Kıbrıs
Türk’ü Vamık Volkan yaptığı konuşmada aynı ibadethanede ibadet eden ve aynı
mezarlığa gömülen toplumların bölünmelerinin mümkün olmadığını din faktörünün
toplumlarda zamk vazifesi gördüğünden bahsetmişti. Sonrasında Pentegon tüm
psikolojik harp çalışmalarını Aleviliğin bir mezhepten öte olduğu algısını
yaratmak üzerine kurdu.
Önce Cemevleri sonrasında Alevilere özel mezarlık istekleri.
Yıllarca küçük münferit bazı olumsuzluklara rağmen aynı toplum içinde birinci
sınıf vatandaş olarak yan yana olan Alevi ve Sünni vatandaşları bölmeye yönelik
çabalar.
Yazıklar olsun sonunda ilk kez bir Cumhurbaşkanı adayı dini
kimliğini kullanarak seçim kampanyası yürütüyor. Aslında bunun arkasındaki
oyunu merak ediyorum. Vamık Volkan’ın
2010 yılında dillendirdiği bilimsel dayanağı olan söylem 2023 yılında tekrar
mı? Gündeme getiriliyor.
23 NİSAN NEŞE DOLUYOR İNSAN
Çocukluğumun en çok sevdiğim sözüydü “Bugün 23 Nisan Neşe
doluyor insan “ deyimi. Evet Demokrasinin ilanı olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin açılış tarihi Türkiye'de 1921'den itibaren "23 Nisan Milli
Bayramı adıyla kutlanmaya başlandı. Kanunî adı "Çocuk Bayramı" olmasa
da çocuklara neşeli bir gün geçirtme amacıyla 1927'den itibaren çocuk bayramı
olarak kutlandı. Bayramın adı 1935'te Hakimiyet-i Milliye Bayramı, 1981 yılında
"Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" oldu.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 1933 yılında çocukları
Çankaya Köşkü’nde kabul ederek bu bayramı çocuklara hediye etti. Aynı yıl
bayram stadyumlarda kutlanmaya başladı. 1973 ve 1974 yılında ben de “Yavrukurt”
olarak stadyumdaki bayram kutlamalarına katıldım.
14 Mayıs 2023’de milli irade tecelli edecek. Seçim
sandıkları seçmenin önüne gelecek. Seçimler benim için bir demokrasi şenliği
Nur içinde yatsın ulu önder Atatürk bize demokrasiyi hediye etti. Ne Alevi ne
Sünni ne Türk ne Kürt herkesin ortak yaşatacağı bir Cumhuriyet hediye etti.
Bugün 23 Nisan, neşe dolun lütfen…