Bel ağrısının önüne geçmek için 10 altın kural
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, “Bel ağrılarının yalnızca yüzde 5’i bel fıtığı kaynaklıdır. Bazen bel fıtığı; bel ağrısı ile değil, basılan sinir köküne bağlı olarak topuk ağrısı, bacakta uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük gibi şikayetler ile belirgin hale gelebilir” dedi.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşe
Yener Güçlü bel ağrısına yol açan durumlar hakkında bilgi verdi. Bel zorlanması
ve duruş bozuklukları; bel kaslarına, bağlarına ve eklemlerine hasar vererek
ağrıya yol açtığını belirten Güçlü, "Bu tür bel ağrıları fiziksel aktivite
ile şiddetlenir, istirahat ile hafifler. Ağrının şiddeti öne eğilme, uzun süre
ayakta durma, yürüme gibi günlük aktivitelerle artabilir. Bel ağrısı denilince
akla öncelikle bel fıtığı gelse de; dünyada baş ağrısından sonra ikinci
sıklıkta görülen bu ağrılar başka nedenlerden de kaynaklanabilir" diye
konuştu.
“AĞRI GENELLİKLE
DİNLENME, FİZİK TEDAVİ VE İLAÇLA DÜZELİR”
Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, bel ağrısının sırttaki kas veya
tendonlarda oluşan bir zorlanmadan kaynaklanabileceğini ifade ederek, şöyle
devam etti: “Bel ağrısı toplumda çok yaygın görülen bir durumdur. Sırttaki kas
veya tendonlarda oluşan bir zorlanmadan kaynaklanabilir. Diğer nedenler
arasında artrit, yapısal sorunlar ve disk yaralanmaları bulunur. Ağrı
genellikle dinlenme, fizik tedavi ve ilaçla düzelir. Tüberküloz, brusella gibi
hastalıklar, kemik erimesi (osteoporoz), kireçlenme, başka bir yerden metastaz
yapan ya da omurganın kendisinden kaynaklanan kanserler de bel ağrısına neden
olabilir. Aynı zamanda mide, karaciğer, böbrek gibi organ rahatsızlıklarının
bel bölgesine yayılmasından kaynaklanan bel ağrıları da söz konusu olabilirken
bazı bel ağrıları ise psikolojik kaynaklıdır”.
5 KİŞİDEN 4’ÜNDE
GÖRÜLÜYOR
Beş kişiden dördünde hayatlarının bir noktasında bel ağrısı
görülebileceğini açıklayan Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, bel ağrısı için risk
faktörlerini şu şekilde aktardı: “30 yaş üstü kişilerde daha fazla bel ağrısı
görülür. Omurgadaki diskler yaşla birlikte aşınır. Diskler zayıflayıp aşındıkça
ağrı ve sertlik ortaya çıkabilir. Aşırı kilolu/obez olan veya fazla kilo
taşıyan kişilerde bel ağrısı görülme imkanı daha yüksektir. Aşırı kilo
eklemlere ve disklere baskı yapar. Zayıflamış karın kasları omurgayı
destekleyemez ve bu da sırt zorlanmalarına ve burkulmalara yol açabilir. Sigara
içen, aşırı alkol tüketen veya hareketsiz bir yaşam tarzı süren kişilerde bel
ağrısı riski daha yüksektir. Ağır kaldırma veya eğilme gerektiren işler ve
aktiviteler bel yaralanması riskini artırabilir. Yapısal sorunlar, omurga
hizalamasını değiştiren skolyoz gibi rahatsızlıklar şiddetli sırt ve bel
ağrısına neden olabilir. Ailesinde osteoartrit, belirli kanser türleri ve diğer
hastalıklar bulunan kişilerde bel ağrısı riski daha yüksektir. Depresyon ve
anksiyetede bel ağrısı görülebilir”.
“BEL AĞRILARININ YALNIZCA
YÜZDE 5’İ BEL FITIĞI KAYNAKLIDIR “
Bel fıtığında hissedilen ağrının ise yavaş yavaş geliştiğine
işaret eden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, bel ağrılarının yalnızca yüzde 5’inin
bel fıtığı kaynaklı olduğunu ifade etti. Güçlü, “Bel fıtığında hissedilen ağrı
yavaş yavaş gelişir. Yaygın, batıcı, hareketle artan, istirahatla azalan, belde
ve etkilenen sinir kökünün anatomik dağılımına uygun olarak bacağa yayılan bir
ağrıdır. Ağrı, öne eğilme veya arkaya dönme gibi ters bir hareket sonrası ani
olarak başlayabilir. En küçük bir hareketle şiddetlenip, kilitlenme veya bel
tutulmasına yol açar. Oturmakla, ayakta durmakla, öksürmekle, ıkınmakla, araba
kullanmakla artar. Bel ağrılarının yalnızca yüzde 5’i bel fıtığı kaynaklıdır.
Bazen bel fıtığı; bel ağrısı ile değil, basılan sinir köküne bağlı olarak topuk
ağrısı, bacakta uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük gibi şikayetler ile belirgin
hale gelebilir” dedi.
BEL SAĞLIĞI İÇİN
UYARILAR
Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, bel sağlığını korumak için ise şu
uyarılarda bulundu: “Bir ağırlık taşımanız gerekirse, yükü vücudunuza eşit
olarak paylaştırdıktan sonra taşıyın. Yerden cismi alırken dizlerinizi kırın ve
çömelerek alın, belden eğilmeyin. Yüksek topuklu veya topuksuz ayakkabı
giymeyin. Ayakkabılarınızın topuklarının yüksekliği normal, ökçeleri yumuşak
olsun. Herhangi bir bel rahatsızlığı geçirdiyseniz jimnastik, golf, tenis,
güreş, boks, judo, halter, futbol, basketbol gibi sporlardan uzak durun.
Bunların yerine yürüme ya da yüzme gibi sporları tercih edin. Yüksek bir yere
bir eşya koyarken ya da alırken ayağınızın altına yükseltici koyun, uzanmayın.
Aşırı kilo almaktan kaçının. Otomobil kullanırken, koltuk belinizi desteklesin.
Uzun yola çıkarken, belinizi ince bir yastıkla destekleyin. Omurganın
fizyolojik kıvrımlarına uyum gösterebilen, ortopedik yatakları tercih edin. Kalça
ve dizler hafifçe bükülü, karna çekilmiş olacak şekilde, yan pozisyonda yatarak
uyumakla bele binen yükü en aza indirirsiniz. Bilgisayarda çalışırken başınız
dik, beliniz ve kalçanızın arka kısmı destekli olmalıdır. Ekranı tam karşıdan
görebilecek pozisyonda bulunmalı, kollarınız rahat, ön kol ve bilekleriniz aynı
çizgi üzerinde yere paralel olmalı. Ayaklarınızı altına bir basamak ile
desteklenmelidir. Herhangi bir bel rahatsızlığı geçirmiş ve iyileşmişseniz,
uzman doktorunuzun önerdiği egzersizleri aksatmadan yapın. Egzersiz sonrasında
şiddetli ve 15 dakikadan fazla süren bir rahatsızlık ortaya çıkarsa mutlaka bir
uzman doktora danışın”.
İHA