Beklenen yaşam süresi küresel çapta 4,5 yıl artacak
Bilim insanları dünya genelinde beklenen yaşam süresinin, 2022'yle 2050 arasında neredeyse 5 yıl artacağını tespit etti.
Kadınların beklenen yaşam süresinin 76,2 yıldan 80,5'e,
erkeklerinse 71,1'den 76'ya çıkacağı tahmin ediliyor. Cinsiyetten bağımsız
tahminlere göreyse bu süre zarfında 4,5 yıllık bir artış yaşanarak 73,6'dan
78,1 yıla çıkılacak.
204 ülkedeki risk
faktörlerinin incelendiği 2021 Küresel Hastalık Yükü Çalışması'nın bulgularına
dayanan yeni araştırmada, en yüksek artışın beklenen yaşam süresinin en düşük
olduğu yerlerde görüleceği belirtiliyor. Bu tahmine göre ülkeler arasındaki
beklenen yaşam süresi farkı azalacak.
Hakemli dergi The Lancet'ta yayımlanan araştırmanın
yazarlarından Dr. Chris Murray "Beklenen yaşam süresindeki genel artışa ek
olarak beklenen yaşam süresi eşitsizliğinin coğrafyalar arasında azalacağını
tespit ettik" diyerek şöyle ekliyor:
Bu, en yüksek ve en düşük gelirli bölgeler arasındaki sağlık
eşitsizlikleri devam etse de aradaki farkın kapandığına işaret ederken en büyük
artış Sahra Altı Afrika'da bekleniyor.
Bilim insanları küresel çaptaki bu artışın büyük ölçüde
kardiyovasküler hastalıklar, COVID-19 ve bir dizi bulaşıcı hastalığı önleme ve
etkisini azaltmaya yönelik halk sağlığı uygulamalarından kaynaklandığını
belirtiyor.
SAĞLIKLI GEÇEN YILLAR
AZALACAK
Yeni araştırmanın önemli bulgularından biri de beklenen
yaşam süresi artmasına karşın bu yılların sağlıklı bir şekilde geçmeyecek
olması. Küresel ölçekteki sağlıklı yaşam süresi 2022'den 2050'ye kadar 64,8
yıldan 67,4'e çıkarak sadece 2,6'lık bir artış gösterecek. Bu artış beklenen
yaşam süresinin neredeyse yarısına denk düşüyor.
Kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve diyabet gibi bulaşıcı
olmayan hastalıklar ve bunlara bağlı risk faktörlerinin, gelecek neslin
hastalık yükü üzerinde en büyük etkiyi yaratacağı kaydedildi. Hastalık yükü,
bir sağlık probleminin bir toplum üzerindeki etkisini ifade ediyor.
Araştırmaya göre yüksek tansiyon ve kan şekeri gibi
metabolik risk faktörleriyle ilişkili hastalık veya erken ölüm nedeniyle
kaybedilen toplam yıl sayısı da 2000'den bu yana yüzde 49,4 arttı.
Sağlık Ölçütleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME) Direktörü
Dr. Murray küresel hastalık yükünün azaltılmasında politikaların önemine
değinerek şöyle belirtiyor:
Yüksek kan şekeri, yüksek vücut kitle endeksi ve yüksek
tansiyon gibi özellikle davranış ve yaşam tarzına bağlı etkenler başta olmak üzere,
metabolik ve beslenmeyle ilgili bu artan risk faktörlerinin önüne geçerek
küresel sağlığın geleceğini etkileme açısından önümüzde muazzam bir fırsat var.