BEKLENEN GÜN GELDİ

Gülümseyişlerine yalın ayak koşarak geldim. Sevmelerine kucak dolusu açım. Hadi bildiğin ne varsa unut bu gece benimle. Birlikte öğrenelim yeniden sevmeyi ve sonra sevmelerin koynunda eriyen bedenimizin şehvetini birbirimize ezberletelim.

***

Ve hayatına benden başka kaç beden girerse girsin bende yaşadığını bulama onlarda. Sevmelerin en ağırını, sevişmelerin en can alıcısını senden giderken mühürlüyorum ben. Ta ki en son gülümseyişlerinle bana tekrar ‘hoş geldin’ diyene kadar... Sonra bütün gecelerden hesap sormaya gelir sıra...

***

Kapalı kapılar ardında yükselen sesimi herkes duysun istiyorum. Per perişan halimi herkes görsün istiyorum. Elalem ne der diye diye yutkunduğum ne varsa hepsini yüzüne kusmak istiyorum. Bu kışı da atlatalım bahara Allah kerim, elbet düzelir ya diyerek hoyratça harcadığım yıllarımdan af diliyorum.

***

 Zemheri egonun altında duygularımı ezmene izin verdiğim için kalbimden özür diliyorum. Seninle yaşadığım her güne bir şiir diktiğim için tüm çiçeklerin hakkına girdiğimi yeni fark ediyorum. Gözlerinin içine baktığımda gülümseyişlerimle ıslık çaldığım günleri düşündükçe kendimden utanıyorum.

***

Dudaklarından dökülen her bir tatlı sözünden taç yapıp sol yanıma iliştirdiğim için çocuk ruhumu dar ağacına asıyorum. Şimdi bu okuyacakların sana dert olmasın, yazdıklarımı sakın ola üstüne alınma. Gamsızlığını en iyi ben bilirim. Bu iç döküşler seni benden alıp götüren her ne ise sitemim onadır, bilesin!

***

Ve artık kalma vaktidir.

Bütün gitmelere, bütün gidenlere inat umutlarından intikam alma vaktidir. Ağır bir yanın vardır çünkü ağrılı bir yarım vardır bütün zannettiğin bedeninde. Benden aldıklarını tekrar senden geri alma vaktidir.

***

Söz verdim bir kez kendime; yıpranmış duygularımı, ezilmiş hislerimi, yok sayılmış gururumu birer birer senden alma günüdür. Aslında düşünüyorum da her şeyi tek bir kelime ile anlatabilirdim sana lakin ben hep uzun uzun yazmayı, saatlerce hiç susmadan karşında konuşmayı seçtim.

***

Sandım ki ne kadar yazarsam o kadar çabuk anlaşılırım. Sandım ki ne kadar çok konuşursam kendimi sana net anlatırım. Oysa bilemedim ki senin beni anlamaya niyetin yok! Geçmişin acısı şimdi bir kaç satır yazmakla geçer mi sanıyorsun? Sanmam, geçmez! Solmuş bir çiçeğin nasıl ki kokusu bahara karışmaz ise benim acımda bir kaç kalemle geçmez.

***

Gençliğimin en güzel yıllarını, en deli zamanlarını geri getiremem lakin ayaklar altına aldığım gururumu yeniden kazanabilirim. Hem de vakit kaybetmeden, daha fazla geç kalmadan, kendime haksızlık etmeden bugünden itibaren kaybettiğim değerlerimi kazanabilirim.

BUGÜN O GÜN

Bugün o gün! Bugün, geriye kalan yarınlarının ilk dünü. Sahipsiz kalmış haykırışlarına izin ver, çünkü sen en sağlam kaoslarını deldin. Şimdi de ki gülümseyişlerine,  ‘Hoş geldin’....

Senden sonrasına seni seviyorum demeye mühürledim dilimi. Senden sonrasına inanışlarımın son zemheri.   Gülümse hadi, bugün beklediğin günün o ilk günü!