BAYRAMI YAŞAMAYI ÇOK MU ÖZLEMİŞİZ?

Son iki yıldır tüm dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran pandemi neredeyse bitmek üzere. Bu iki yıl bir ömür törpüsü gibi geçti. İnsanları bir birinden uzaklaştırdı. Özellikle milli ve dini bayramlarımızı kısıtlamalarla, birbirimizden uzak geçirdik. Ne bir birimizi kucaklayabildik ne de bir büyüğümüzün elini öpebildik.

Endişeyle geçirdik iki yıllık süreyi. Çok yakın kayıplarımız oldu, acılar yaşadık. Kimimiz karantinada kaldık. Hayatımızda hiç duymadığımız 'sosyal mesafe' gibi kavramları öğrendik. Canımız gibi sevdiğimiz insanlara sıralamamanın acısını yaşadık. Sarılmanın eksikliğini son iki yılda çok hissettik. Bir araya gelememenin hasretini çektik.

Bizi bir araya getiren, dargınları barıştıran bayramların özlemini yüreğimizde hissettik. Uzaktan uzağa mesajlarla, kalpten kalbe giden o gizli yola güvenerek geçir son iki yılı. Geçtiğimiz 3 günlük süre içinde yaşadığımız Ramazan Bayramı’nı maske ve mesafe kuralı olmadan tadını çıkardık. Bayramda maskeleri hem yüzümüzden hem ruhumuzdan çıkardık.

“İki yıl sonra bayram gibi bir bayram yaptık” desek yeridir. İlk kez bu bayram, hem fiziken hem de ruhen maskesiz, mesafesiz, sevdiklerimizle hasret giderdik.

Bu bayramda sadece evlerde değil protokoldeki bayramlaşmalar bile çok önemliydi. 4 bayram sonra ilk kez protokol bayramlaşma töreninde hasret gidermenin neşesi fotoğraf karelerine bile yansıdı.

Bayramlar bizim için çok önemliymiş demek ki! Dini bayramları tatil gibi algılamamak lazımmış! Çünkü bizi biz yapan özelliklerden biriymiş bu bayramlar öyle değil mi?

Bu sorulara hepinizin ‘Evet’ dediğini duyar gibiyim. Eee o zaman hepimiz hakikaten bayramı çok özlemişiz. Darısı Kurban Bayramı bayram gibi idrak etmeye.

GEREKENİ YAPMALISIN BAŞKAN

Türkiye iki yıl aradan sonra pandemiden uzak bir Ramazan Bayramı’na girmeye hazırlanırken arife günü hiç beklenmedik bir olay yaşandı Antalya’mızda! Hem de tam bir skandal olay.

Efendim Türkiye'nin birçok şehrinde Ramazan ayı dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi.  Çoğu belediyeler tarafından yapılan etkinliklerde vatandaş eğlendi.

Ne var ki bazı belediyelerin organize ettiği etkinlikler, Ramazan ayının ruhuna aykırı olmasına rağmen ısrarla devam etti. Eğlencenin dozu aştı. Bunun son örneği Antalya'da yaşandı.

CHP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin Ramazan etkinliğinde yarı çıplak dansçının Roman havası eşliğindeki gösterisi büyük tepki çekti ve eleştiri konusu oldu.

Sosyal medyada tepki mesajları paylaşan vatandaşlar, CHP'yi ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i eleştirdi. Eğlenceyi değil, o mübarek gecedeki dansı.

Böyle bir program içeriğinden Başkan Böcek’in haberinin olduğunu sanmıyorum. Olsa asla böyle bir çirkinliğe izin vermeyeceğinden eminim. Ancak Başkan olunca kabak onun başına patladı.

Bunun sorumlusu o geceyi organize eden ajans ve onu kontrol etmeyip süzgeçten geçirmeyen belediyenin sorumlu birimidir bence. Çünkü hassas bir konu süzgeçten geçirilmeliydi.

İşte böyle bir tartışmaya mahal verdiyseniz sonunu iyi hesap etmelisiniz. Eğer hesap etmediyseniz kesilecek faturayı da ödemelisiniz.

Bu noktada faturayı kesip gereğini yapmak Antalya’nın Başkanı Muhittin Böcek’e düşer. Bekleyip görelim bakalım. “Başkan neylerse güzel eyler” değil mi?

BAŞLAMADAN TARTIŞMA

Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali, 6-8 Mayıs tarihleri arasında Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılacak. Yarın, göç duası ve Yörük Göçü yürüyüşü ile başlayacak festival. Aksu ilçesi Solaklı Mahallesi At Çayırı Mevkii’nde yaklaşık 400 dönüm alan üzerine kurulan festival alanında kutlama yapılacak. 29 ülke katılım sağlayacak.

Geleneksel oyunlar, müzikler, gösteriler yapılacak. Bir de halk konserleri olacak. Televizyonlardan izlediğimiz sanatçılar yani. Mesela Zara! Yörüklükle ne ilgisi varsa? Maksat şenlik olsun, çalgı çengi olsun. İşte bu ve buna benzer nedenlerle festival daha başlamadan eleştiri konusu oldu. Hem de CHP’ye yakın kaynaklar tarafından.

Başlamadan böyle olursa, bitince nasıl bir eleştiri gelecek merak ediyorum. Bekleyip göreceğiz.

HADİ AZİZ’İM BASTIR

Antalyaspor’un geçtiğimiz cumartesi günü Trabzonspor ile deplasmanda oynadığı ve 2-2 biten maçta yaşanan olaylar hala gündemdeki yerini koruyor. Maç değil olaylar! Bordo mavililerin şampiyonluğunu Trabzonlular, olayları ise Antalyalılar konuşuyor.

Çünkü daha maç bitmeden sahaya inen Trabzonspor taraftarları iki futbolcumuzu tartakladı. Bunu kimsenin inkar etme gibi bir lüksü yok. Görüntülerle sabit. Tabi TFF temsilcileri raporlarına ne yazdı bilemem. Benim bildiğim ortada sübut bulmuş darp olayı.

Karakola gitsen hastaneden rapor alıp şikayetçi olunursa mahkemelik olunabilecek bir konu. Bunlarla ilgili Antalyaspor Kulübü’nden bir açıklama yapıldı. İmzasız!

Eski başkanı hakkında bir gazetecinin köşesindeki eleştirisine bile tahammül edemeyip isim vererek altına imzasını koyarak açıklama yapan Başkan Aziz Çetin, herkesin gözü önünde cereyan eden bu olayda niye imza atmaktan imtina etti ki?

Neyse o konu ayrı bu konu ayrı değil mi? Öyle olduğunu kabul edelim. Amma velakin takımı sahadan çekip çekmeme konusu bile tartışılırken bu işin peşi bırakılırsa ileride daha vahim olaylarda sahadan siliniriz diye düşünüyorum.

Onun için bu konuda gereğinin yapılması için ‘Bastır Aziz Başkan’ diyorum ve sonuna kadar işin takipçisi olunması gerektiğinin altını çiziyorum. Yoksa o Boffin'e atılan o yumruklar, bir gün hepimize atılacaktır.