BAYRAMDAN GERİYE KALANLAR VE KORONA

Koronavirüs nedeniyle 1 Temmuz’da başlayan kademeli normalleşme ve akabinde gelen 9 günlük Kurban Bayramı tatili.

Her şey bize iyi gelecek derken, her şey tepe taklak olmak üzere.

Evet, Kurban Bayramı çok şükür bitti.

Ama geriye bazı bölgelerde acı, bazı bölgelerde çöp, bazı bölgelere varyant, bize ise böyle bir ortamda Lider Medya Center’in açılışın sevinci kaldı. Sel gitti geriye kumu kaldı anlayacağınız.

Şimdi herkes kendine göre, ailesine göre, ekonomisine göre, yani vicdanına ve cüzdanına göre bir bayram yaşıyor. Öyle eski bayramlar falan yok.

Lafın kısası biz bayramları bilemedik. O mübarek günlerdi deniz kenarında bir tatil sandık.

Hele bir de aradaki günlerde tatile eklenince alıp başımızı, çoluk çoğumuzla uzaklara gittik.

Ailemizden, büyüklerimizden ve çocukluğumuzda yaşadığımız o güzel hasletimizden kaçtık. Ve böyle bir bayramı geride bıraktık.

Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip sahillere akın eden pek çok kişi, memleketlerine geri döndü.  Döndüler dönmelerine de arkalarında çöp dağları bırakıp gittiler.

En önemlisi ise kurallara uymadıkları için koyun koyuna geçirilen bir tatil eğlencesi ile koronavirüs vakalarının artmasına sebep oldular. İnanmayan sosyal medyadaki görüntülere bakabilir. İşi nasıl abarttığımıza!

Çünkü çadır kurmanın yasak olduğu alanlarda kurulan çadırların ve plajlarda uyuyanların fotoğrafları sosyal medyada en çok tıklananlar arasına girdi.

Koronovirüs konusuna bakacak olursak vaka sayısının artması ve varyantın giderek yayılması sanırım en iyi kanıt.

Vaka sayılarının artması, aramızdan birilerinin daha yaşama veda etmesi demek. Niçin kurallara uymuyoruz anlamak mümkün değil. 1.5 yıldır eve kapalı kalıp sonrasında deli koyunlar gibi her şey normalmiş gibi çayıra yayılmanın ne manası vardı?

İşte bu tablo karşısında ne diyebilirim ki. “Allah sonumuzu hayırlara getirsin” demekten başka bir söz bulamıyorum.

VİRÜSÜ YAYMAYI BAŞARDI

Bayramda sosyal medyaya yansıyan bir görüntü beni dehşete düşürdü. Tam bir virüs yayılım vaziyeti.

Her defasında koronavirüs konusunda alınan tedbirleri eleştiren İYİ Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Başaran’ın memleketi Burdur’da dostları ile düzenlediği sazlı-sözlü alem!

Eğlence almış başını gitmiş. Ne mesafe var ne de maske! Başaran ele vermiş talkını kendi yutmuş salkımı!

Hani bir dönem CHP’nin eski İl Başkanı Nusret Bayar’ın sokağa çıkma kısıtlaması olan bir günde Demre’de denize girip sosyal medya hesabından paylaşması gibi!

Daha bir iki hafta önce delik ayakkabılı sözüm ona çiftçi ile yapmaya çalıştığı algı operasyonu elinde patlayan İYİ Parti Antalya İl Başkanı’nın bu hareketi varyantı patlatırsa hiç şaşırmam.

Unutmadan, o eğlenceye katılanların acele PCR testi yaptırması lazım. Yaptırmıyorlarsa zorla test yaptırmaya götürülmeli. Çünkü aşılı olsalar dahi virüs kapmayacakları anlamına gelmiyor.

AKILDA KALAN BİR GÖRÜNTÜ

Kurban Bayramı’nda bana göre en ilginç ve duygusal olay kuşkusuz Antalya'nın Serik ilçesinde 20 yıldır balon satarak geçimini sağlayan Sait Kocatepe’nin mezarlıklardaki çok mezarlarına balon bağladığı görüntüler oldu.

Sosyal medya fenomeni olma gibi bir niyeti olmayan Kocatepe’nin yaptığını televizyonlardan izleyip duygusal anlar yaşamayanınız olmamıştır. Ben bile gözyaşlarımı zor tuttum.

Hayat hikayesi çok ilginç geldi bu baloncunun bana. Kandil ve bayramlarda çocukları mutlu etmek için ücretsiz balon ve şeker dağıtıyor Kocatepe.

Televizyonda izlerken, “Arife günü mezarlık yanından ücretsiz balon dağıtırken bir kadın balon istedi. Ben de çocuğunu göndermesini isteyince 'Çocuğum mezarda, o gelemez' dedi. Bu sözleri duyunca çok üzüldüm ve o çocuğun mezarına bir balon bağladım" deyince ben koptum.

Yüreğim burkuldu, boğazım düğümlendi. Bu olaydan sonra bütün çocukların mezar taşlarına balon bağlayan bu koca yürekli adamı ödüllendirip onure etmek lazım. Çünkü bizim insanımızın gerçek yüzünü gösterdiği için.

İşte bayramdan geriye kalanları kısaca özetlemeye çalıştım.

Kim ne derse desin, üzerinde yaşadığımız bu şehir ülkenin en yaşanabilir şehirlerinden birisi. Ancak sahip çıktığımız, kirletmediğimiz, çevreye sahip çıktığımız müddetçe.

Bunu ancak şehir dışına çıktığınız zaman anlarsınız. Gelin, bizler de biraz olsun sorumluluk alırsak, yaşadığımız şehrin kıymetini bilip yaşanılabilirliğini artıralım.

Çünkü bu memlekette şehrin güzelliği kadar çocuk mezarlarına balon bağlayacak kadar güzel yüreği olan Sait Kocatepe gibi binlerce hemşerimiz var.