BAŞKAN ÇETİN: 2021'İ BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE TAMAMLIYORUZ

Antalya ekonomisinin 2021 yılında Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans kaydettiğini belirten ATSO Başkanı Davut Çetin, “Bu yılı beklentilerin üzerinde bir performansla tamamlıyoruz. Ekim ayından bu yana yaşadığımız döviz sarsıntısı olmasaydı ticaret, inşaat başta olmak üzere iç piyasada çok daha iyi bir noktada olurduk” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Genişletilmiş Meslek Komiteleri Toplantısı’nda, Türkiye ve dünya ekonomisindeki son gelişmelerin Antalya ekonomisine ve sektörlere yansımaları ve gelecek beklentileri konuşuldu. Toplantıda Dünya Gazetesi yazarları Hakan Güldağ ve Profesör Erhan Aslanoğlu da birer sunum yaparak, sektör temsilcilerinin sorularını yanıtladı.

“YAPISAL VE KURUMSAL REFORMLAR GÜNDEMDEN ÇIKTI”
Türkiye’de mikro işletme sayısı artarken küçük ve orta ölçekli şirket sayısının azaldığını belirten Davut çetin, “Artık Türkiye’de orta direk nasıl eriyorsa reel sektörde de orta kesim eriyor. 2018’den bu yana yapısal ve kurumsal reformlar hepimizin gündeminden çıkmıştır. Oysa sistem düzelmedikçe, istikrar olmadıkça günlük sorunlar bitmiyor. Bu nedenle iş dünyasının öncelikli talebi yapısal reform olmalıdır. Ekonomide istikrar için hukuk devleti reformları yapılmalı, kurumlarda siyasetten bağımsız liyakat sistemine geçilmelidir” dedi.

"LİMAN İŞLETMESİNDE YEREL YÖNETİMİN SÖZ HAKKI YOK"
Yerel yönetim reformu yapılması gerektiğini vurgulayan Davut Çetin, “Antalya’da kıyı tahsislerini Bakanlık Ankara’dan yapıyor. Antalya’nın tanıtımı Ankara’dan yapılıyor. Havalimanımız ihaleye çıkıyor, 7 milyar Euro bütçeye gidiyor, bu gelirden şehir pay almıyor. Şimdi deniz limanı işletme süresinin uzatılması gündemde. Antalya deniz limanını Katar’lı şirket 7 yıl için almıştı. Şimdi ek sözleşmeyle süre 49 yıla çıkıyor. Liman işletmesinde yerel yönetimin söz hakkı yok. Bu sistem özel tekel oluşturmaktadır. Bu sadece Antalya’da değil, İstanbul’da, İzmir’de, Mersin’de de böyle. Mersin Odamız da orada limandaki uygulamalardan şikayetçi. Dolayısıyla bu konularda yerel yönetimlerin ve Odaların söz ve karar yetkisi olmalıdır. Bu alanlarda reformlar yapılırsa Türkiye ekonomisi bir günde istikrar kazanır. Döviz istikrar kazanır, güven ve heyecan gelir. O zaman Türk özel sektörü olarak üretimde, yatırımda, ihracatta yeni hikayeler yazarız” diye konuştu.

“PANDEMİDE 21 MİLYAR LİRALIK KAYIP”
2020 yılı Mayıs-Haziran aylarında pandeminin etkileri konusunda akademisyenlere senaryo analizi yaptırdıklarını anlatan Davut Çetin, “O zaman turizmde sert daralma senaryosunu, tarımın, sanayinin etkileneceğini ve gelir kaybının yüzde 15 ile yüzde 22,4 arasında olacağını söylemiştim. O dönem sektörel toplantılarda arkadaşlar, tarımın ve inşaat sektörünün pandemiden etkilenmediğini, sanayinin çok az etkilendiğini ifade ettiler. Bunları dikkate alarak, iyimser senaryoya döndük, ama TUİK geçen hafta kendi verilerini paylaştı ve bizim kötü senaryomuzun gerçekleştiğini açıklamış oldu. TÜİK’e göre geçen yıl Antalya ekonomisinde küçülme cari fiyatla yüzde14, reel olarak yüzde 24 olmuştur. Hizmetler dışında tarım, sanayi, inşaat sektörleri de küçülmüştür. Bizim çalışmada 20-29 milyar arasında bir kayıp olacağı tahmin edilmişti. TUİK 2019’a göre 21 milyar lira gelir kaybı olduğunu söylüyor, bu da bizim 1 buçuk yıl önce söylediğimizin doğruluğunu teyit etmiştir. Biz geçen yıl Haziran ayında bu raporu Bakanlarımıza sunduk, pandemi desteklerinin seçici olması gerektiğini, Antalya’da kamu yatırımlarının hızlandırılması dahil özel desteklerin devreye girmesini söyledik. Bu yapılsaydı hem Antalya ekonomisi hem Türkiye ekonomisi daha iyi bir noktada olurdu” şeklinde konuştu.

“BU YILI BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE BİR PERFORMANSLA TAMAMLIYORUZ”
Antalya ekonomisinin 2021 yılında Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans kaydettiğini belirten Davut Çetin, “Turizmde Türkiye’deki artışı katlamış durumdayız. Antalya, Rusya pazarının katkısıyla Yunanistan, İspanya gibi bütün rakiplerden daha iyi bir gelişmeye imza atmıştır. İstihdamda pandemi döneminde yaklaşık yüzde 13 civarı bir kayıp olmuştu. Bu yıl pandemi öncesine göre yüzde 5, geçen yıla göre yüzde 17 civarında bir istihdam artışı sağladık. Turizmde 2019 istihdamına yaklaştık, ama henüz o düzeye gelemedik. İhracatımız Türkiye’ye yakın oranda artmıştır, ancak tarım ihracatında artış yüzde 13, umarım bu sezon bunu artırabiliriz. Yatırım teşvik verisinde 2019 yılında 5 buçuk milyara çıkmıştık. Bu yıl 10 ayda 3 milyardayız ve geçen yılın da altındayız. Pandemi kayıpları turizmde ve sanayide yatırımları azalttı. Şu anda tarım sektörü teşvik belgelerinde yüzde 44 payla ilk sıradadır” dedi.

“DAHA İYİ NOKTADA OLURDUK”
Döviz sarsıntısı olmasa daha iyi yerlerde olunabileceğini söyleyen Çetin, “İnşaat sektöründe fiyat artışına rağmen yapı ruhsatlarında Türkiye ortalaması üzerinde artış oldu. Bina sayısı, yüzölçümü, daire sayısı artışları yüksek. Kasım ayında konut satışımız geçen yıla göre %77 arttı. Millet dövizi konut için değerlendirdi, zaten parası olan ev, araba ne varsa alıyor. 11 ayda 56 bin konut satışı yapıldı. Bunun 15 bini ilk satış. Yabancılara konut satışı %51 artışla rekor kırdı, 11 ayda 10 bin 500 konut satışı yapıldı. Sonuç olarak bu yılı beklentilerin üzerinde bir performansla tamamlıyoruz. Ekim ayından bu yana yaşadığımız döviz sarsıntısı olmasaydı ticaret, inşaat başta olmak üzere iç piyasada çok daha iyi bir noktada olurduk” diye konuştu.

“2022 YILINDA TURİZMDE 2019’U YAKALAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Avrupa’da yapılan anketlerin Türkiye’ye ilginin yüksek olduğunu gösterdiğini belirten Davut Çetin, “2022 yılında turizmde 2019’u yakalamayı hedefliyoruz. Covid-19 bitmedi, ama aşılarla birlikte etkisinin azalacağını ümit ediyoruz. Eğer enflasyon ve girdi maliyetleri artışı yavaşlarsa Türkiye’nin fiyat rekabet avantajı daha fazla turist çekecektir. Bu dönemde Avrupa’da yapılan anketler Türkiye ilgisinin yüksek olduğunu gösteriyor. Gerek turizmde gerekse diğer sektörlerde asıl mesele siyasi istikrar, piyasada istikrar, belirsizliğin azalması, girdi maliyetlerinde artışın yavaşlamasıdır. Her durumda Antalya’nın çıkışa devam edeceğine inanıyorum” dedi.

“HÜKÜMET ÜCRET ARTIŞ YÜKÜNÜ PAYLAŞMALI”
Konuşmasında komitelerin sektörel sorun ve taleplerine de değinen Davut Çetin, “Son altı ayda komitelerimizin taleplerinde kredi konusu ve KDV indirimi ön sırada yer almıştır. Kayıtdışı çalışanlar sürekli olarak bir yakınma konusu olmaktadır. Özellikle hizmet sektöründe şirket kaydı olmayan, belgesi olmayan kişiler, işyerleri de piyasada vergisiz, sigortasız iş yapmaktadır. Medikal sektörün alacakları artık kangren gibi bir soruna dönüşmüştür. Son dönemde ise en büyük şikayet girdi maliyetleri artışıdır. Artık gündemimizde asgari ücret yükü de vardır. Biraz önce söyledim, mutlaka Hükümet ücret artış yükünü paylaşmalı, vergi ve prim oranlarında indirime gitmelidir. Bu enflasyon ortamında ciro ve kar artışları gerçek artışlar değildir, bu nedenle enflasyon muhasebesine geçilmelidir. Kamu ihalelerinde şirketlerin kur farkları telafi edilmelidir. KDV alacaklarının mahsuplaşması yapılmalıdır. Bu sorunları ve talepleri Bakanlıklar ve TOBB nezdinde izliyor, çözüm için gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.

“E-TİCARET YAPAN İŞLETME SAYISI 11 BİNE ÇIKTI”
ATSO olarak dijital dönüşüm çalışmalarına büyük önem verdiklerini belirten Davut Çetin, “İnovasyon, endüstri 4.0 konularına biz 2016 yılında başladık. 2018 yılında Antalya 4.0 projesinde ticaret 4.0, turizm 4.0 dediğimizde birçok kişi bunlar erken diyordu. Oysa şimdi turizmde ve ticarette yapay zeka günlük bir iş haline geldi. Yıllardır e-ticaret ve dijitalleşme konusunda çok sayıda eğitim, konferans düzenledik. Danışmanlık hizmeti verdik ve Antalya’da e-ticaretin gelişmesine önemli katkı sağladık. E-Ticaret yapan işletme sayımız 2019’da 2 bin 400’dü, geçen yıl 9 bin 400’e çıktı, şimdi 11 bindeyiz. E-ticaret yapan işletme sayısında şu anda beşinci şehiriz, nüfusa oranlarsak Bursa’yı da geçmiş durumdayız” dedi.

“ÇEVRECİ DÖNÜŞÜM SÜRECİ BAŞLADI”
Bu yıl en önemli faaliyetlerden birisinin “Çevreci Dönüşüm” çalışması olduğuna dikkat çeken Davut Çetin, “Sadece çevre dostu olduğumuz için değil, artık ekonomi buna bağlı olduğu için yapıyoruz. Şu anda 12 çalışma grubunda 100 civarında uzman, akademisyen çalışmaya başladı. İçinde tarım, turizm, sanayi, kentleşme grupları da var. Dünya döngüsel ekonomiye geçiyor. Yeni yatırım, ticaret ve istihdam alanı döngüsel ekonomi gibi alanlar olacaktır. Çevre Bakanlığı yeni yönetmelik yayınladı. Artık kimya, ahşap, tekstil, atık su, hayvancılık, su ürünleri, süt işletmeleri gibi birçok işletme havaya, toprağa ve suya emisyon veya salım miktarlarını yıllık olarak Bakanlığa raporlayacak. Bu raporlama karbon vergisine hazırlık aşamasıdır. Yani Türkiye Paris İklim anlaşmasını onayladı ve AB Yeşil Mutabakatına uyum çalışmalarını başlattı. Dönüşüm süreci artık başlamıştır, iki yıl sonra ihracatta bu konu önümüze gelecektir. Bu nedenle sektörel çalışmalarda hızlı ilerlememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İHA