Bankaların tarıma kredi desteği 700 milyar liraya yaklaştı
Bankacılık sektörü, haziran sonu itibarıyla tarım sektörüne verdiği kredi desteğini 2023 yıl sonuna göre yüzde 18,4 oranında artırdı. Böylece tarım sektörünün nakdi kredi stoku 689 milyar 149 milyon liraya yükseldi.
AA muhabirinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, bankacılık sektörünün tarım
alanında faaliyet gösteren firmalara sağladığı kredilerin stoku haziran sonu
itibarıyla 689 milyar 149 milyon lira oldu.
2023 yılı sonunda 582 milyar 48,4 milyon lira düzeyinde olan
nakdi kredi stoku, 6 aylık süreçte yüzde 18,4 artış gösterdi. Söz konusu
dönemde kredi stokunda 107 milyar 100 milyon liralık bir artış yaşandı.
TARIM SEKTÖRÜNÜN
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VE FAALİYETLERİNİN DEVAMLILIĞI
AA muhabirinin Ziraat Bankası’ndan edindiği bilgiye göre,
banka “Tarım Ekosisteminin Finansmanı” stratejisi çerçevesinde ocak-haziran
döneminde 42 bini yeni çiftçi olmak üzere 574 bin üreticiye 200 milyar liralık
yeni kredi kullandırdı. Bankanın tarımsal alanda kredi kullandırdığı toplam
üretici sayısı 1 milyonu, kredi tutarı ise 500 milyar lirayı aşarak tarımsal
kredilerdeki yıllık artış oranını yüzde 35’e taşıdı.
Bankanın tarımsal kredilerde sektör payı yüzde 70’i
geçerken, bu kredi portföyünde hayvansal üretim kredileri yüzde 45’lik payla en
çok kullandırılan ürün oldu. Bu kredileri sırasıyla bitkisel üretim, tarımsal
mekanizasyon ve diğer üretim konuları izledi.
Tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve faaliyetlerinin
devamlılığı için geniş yelpazede ürün ve hizmetler sunan Ziraat Bankası,
üreticilerin tarımsal üretimlerine ilişkin; faaliyet döngüsü, ürün özellikleri
ve hasat/satış dönemlerine uygun olarak her türlü işletme ve yatırım kredisi
ihtiyaçlarının finansmanı sağlıyor.
Banka, 2024 yılında sağladığı sendikasyon kredisinin
performans kriteri olan “Sürdürülebilir Tarım Finansmanı” vizyonu kapsamında,
kadın ve genç üreticileri daha uygun koşullarda sunduğu finansal destek ile
tarıma kazandırmayı hedeflerken, basınçlı sulama sistemleri, tarımda
yenilenebilir enerji kullanımı, jeotermal seracılık ve sözleşmeli üretim gibi
alanlar başta olmak üzere, tarımsal üretim ve yatırıma katkı sunuyor.
Teknoloji tarafında ayrıca, 2024 yılında devreye alınan
Ziraat Çiftçi Platformu mobil uygulaması, üreticilerin bankadaki tüm
hesaplarını kontrol edebilmesine, tarımsal işletmeleriyle ilgili gelir ve
giderlerini, iklim olaylarını, tarımla ilgili gelişme ve haberleri, piyasa
fiyatlarını takip edebilmesine olanak tanıyor.
DENİZBANK’IN TARIM
KREDİLERİNDE PAZAR PAYI YÜZDE 48,4
DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu
Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman konu ile ilgili AA
muhabirine yaptığı değerlendirmede, tarım kredilerinde ocak-haziran döneminde
geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 160’lık artış yakaladıklarını, bu
artışta enflasyonun yanı sıra, geçen yıl uygulanan regülasyonların da etkisinin
olduğunu belirtti.
Tarım sektöründe her tarımsal ürünün kendine özgü
dinamiklere ve değişken nakit akışına sahip olduğunu vurgulayan Eskiduman,
“DenizBank olarak, şu anda ülkemizde üretilen ve ekonomik değere sahip 300’den
fazla tarımsal ürün için finansal destek sağlıyoruz. 2024'ün ilk yarısında en
çok tercih edilen ürünlerimiz Tarımsal Eşit Taksitli Krediler ve Üretici Kart
oldu. Haziran 2024 itibarıyla özel bankalar arasında yüzde 48,4’lik pazar
payına sahibiz ve 75 milyar lira kredi ile lider durumdayız." değerlendirmesini
yaptı.
Bankanın 2003'te tarım bankacılığına Tarişbank’ı satın
alarak adım attığını, 17 şubede 4 ürün ve 1000’e yakın müşteriyle yola
çıktıklarını aktaran Eskiduman, şöyle konuştu:
"22 senenin sonunda 9 ayrı coğrafi bölgede 319 tarım
şubesi, 300’den fazla zirai ürün ve hayvancılık ürünü ile üreticilerine hizmet
veren bin kişiyi aşkın büyük bir tarım ailesine dönüştük. Şubelerimizin yanı
sıra, 9 bölgede konuşlanmış bölge sorumlularımız ve mobil ekiplerimizle
Türkiye’deki 38 bin köyün 31 binine hizmet götürüyoruz. Bu alandaki iş
modelimizi, tamamen tarım sektörünün kendine özel ihtiyaçlarından hareketle
kurguladık. Aynı yaklaşımla, 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de ilk ve alanında
tek 'Dinamik Şube' konseptimizi hayata geçirdik. Bu dinamik şubelerimizde,
portföy yöneticilerimizin bireysel, KOBİ ve tarım ayırımı olmadan tüm
segmentlerin ihtiyaçlarını tek elden anlayıp ortak yönetebildikleri bir sistem
oluşturduk.”
“GENÇLERİ VE
KADINLARI DAHİL EDECEK PROJELER GELİŞTİRMEYE ÖZEN GÖSTERİYORUZ”
Kredileri üreticinin ihtiyaçları ve sektörel gereksinimleri
göz önünde bulundurarak işletme ve yatırım kredileri olarak iki ana gruba
ayırdıklarını, işletme kredileriyle üreticilerin ilgili dönem içerisinde
gerçekleştirecekleri tarımsal faaliyet için gerekli girdi finansmanını
sağladıklarını belirten Eskiduman, şöyle devam etti:
"Yatırım kredilerimiz üreticilerin işlerini
büyütmeleri, daha verimli hale getirmeleri, makine ve ekipman alımı ile
karlılığı artırmaları için kullanılabilecek uzun vadeli kredileri ifade ediyor.
Son yıllarda hayata geçirdiğimiz 2 yeni kredi ürünümüz bulunuyor. Tarım
alanında yeni teknolojiler ve servis bazlı çözümler üreten şirketlere yönelik
girişim kredimizle, bu alana yönelen startuplara ilk ihtiyaçlarını karşılamaya
yönelik finansman desteği sağlıyoruz. Tarım teknolojileri kredisi sayesinde de
üreticiler; sensör, takip cihazları, drone uygulamaları, uydu takip sistemleri
gibi donanımları ve ilgili servisleri avantajlı kredi imkanlarıyla satın
alabiliyorlar.”
Tarım sektörü açısından sürdürülebilirlik kavramını
ekonomik, sosyal ve ekolojik boyutlarıyla ele aldıklarını, ana faaliyet
alanlarının finansman sağlamak olmasına karşın kırsalın sosyal yapısının
korunması ve geliştirilmesi konularına da kaynak ayırdıklarına işaret eden Eskiduman,
“Çiftçilerin ortalama yaşının yüksek olması ve gelecek nesillerin tarım
sektörüne mesafeli durması gibi konuları göz önünde bulundurarak, özellikle
gençleri ve kadınları bu alana dahil edecek projeler geliştirmeye özen
gösteriyoruz.” dedi.
Sera gazı salınımı konusunda özellikle hayvancılık
sektörünün riskli sektörlerden biri olduğunu ifade eden Eskiduman, şunları
kaydetti:
"Bunun yanı sıra, topraklar kendi haline bırakıldığında
hem köylerin sosyal yapısı hem de toprağın dokusu bozuluyor. Artan iklim krizinin
yarattığı kuraklık ve erozyon gibi risklerle bu toprakların kaybedilmesi
ihtimali beliriyor. Bir diğer önemli konu ise topraklarımızın organik madde
ihtiyacının giderek artması. Gıda israfı ciddi bir sorun durumunda. Bugün yüzde
30 ila 50 arasında ürün kaybı yaşanan ürünler var. Biz de bu verilere dayanarak
Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle tüm organik atıkları
karıştırabileceğimiz ve elde edilen kompostu toprakla harmanlayarak gübreye
dönüştürebileceğimiz bir model geliştirdik. Elde ettiğimiz organik madde
miktarı yüksek ve maliyeti düşük gübreyi çiftçilerimize hediye etmeyi
planlıyoruz.”
Eskiduman, kaynakların optimum kullanımı ile en yüksek
verimi alacak şekilde sağlanan dönüşümünle hem kaynakların korunacağını, hem
sektörün daha karlı ve sürdürülebilir hale geleceğini, hem de köylerin sosyal
dokusunun korunacağını söyledi.
Akıllı tarım ve buna yönelik teknolojik çözümlere
yoğunlaştıklarını belirten Eskiduman, sözlerini, "Sadece bu amaçla hayata
geçirdiğimiz ‘Deniz’den Toprağa’ isminde bir platformumuz var. Bu platform
sayesinde üreticilerimize her an tarıma dair öneriler, uydu görüntüleri,
yetiştiricilik tavsiyeleri veriyoruz. Aynı zamanda onlardan gelen bilgi
taleplerini de en kısa sürede karşılayabiliyoruz. Tamamen DenizBank
kaynaklarıyla, gelir elde etmeden hayata geçirdiğimiz platformumuz, tarımda
dijital dönüşümün amiral gemilerinden bir tanesi." diye tamamladı.
AA