BAL KABAĞI…

Uzun bir aradan sonra yeniden yazabilmenin heyecanı ile hepinize merhaba

Bize bu köşeyi ayıranlara ve sizlerle buluşmamızı sağlayanlara teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Öncelikle olaylara bakışı, haberlerdeki ince ayrıntıları yakalayışı ve haktan hakikatten yana duruşu ile yayın hayatına başladığı ilk andan itibaren okuyucunun “LİDER”i olan bu gazetede yazmak, bu ekibin bir parçası olabilmek benim adıma ayrıca bir gurur vesilesi oldu.

Malumunuz 12 gün süren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 2021 Yılı Bütçe görüşmeleri tamamlandı.

Bu görüşmelerde en iyisini yapacaklarını iddia edenleri beklerken sadece hakaret etmekten öteye gidemeyen, laf olsun torba dolsun misali konuşan bir muhalefet anlayışı gördük maalesef mecliste.

Sadece bu kadar mı?

Tabii ki değil…

Kendi çapına bakmadan başka ittifak ortağını “Küçük” diye eleştirenleri, kiralık vekillerle girdikleri seçimler nedeniyle adeta ömrünü geçmişinde hep karşı olduğu ideolojiye diyet ödemeye ayırmışları, Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması ve bölgesinde “Lider Ülke” olmasını hazmedemeyen, mağaradan ve dağdan aldıkları emirle siyaset değil ihanet sarmalına dolananları da gördük maalesef.

Ancak her şeye rağmen kim ne derse desin bana göre bu yıl ki bütçe görüşmelerinin odak noktası “Diktatör Bozuntusu” tartışmasıydı !…

CHP Manisa Milletvekili ve Grup Başkanvekili Özgür Özel Mecliste düzenlediği bir basın toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Franco özentisi diktatör bozuntusu" diyerek akıl almaz bir şekilde hakaret etti.

O konuşmaları izlediğim zaman Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak duyduklarımdan utandım, yüzüm kızardı.

Kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına bu şekilde hakaret edemez, etmemeli!

İsimlere saygınız yoksa bile o makama saygınız olmalı!

Çünkü o makam Türk Milletini temsil ediyor.

Elbette Özel’e hak ettiği cevabı verenler oldu.

Ancak bu sözler kırk yıl geçse de unutulmayacak, TBMM çatısı altında söylenen bu benzetme bir utanç vesikası olarak tarihte yerini alacak.

Bu tür konuşanlar için, aslında Anadolu’da bir tabir vardır “Laf etti bal kabağı” diye…

Bu çirkin ve yakışıksız benzetmeyi yapan Özel, günü gelince Yüce Türk adaletine bunun hesabını elbette verecek.

Aslında bana göre bu öylesine söylenmiş bir benzetme değil!

Bilerek, isteyerek hatta bir yerlere hizmet etmek adına söylenmiş bir benzetme.

Bakınız; 1872 yılında bir Fransız dergisi Sultan Abdülhamit için “Eli kanlı diktatör” başlığı atmış, üzerinden tam 146 yıl geçtikten sonra 2018 yılında yine bir Fransız dergisi Le Point Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a aynı benzetmeyi yapmıştı.

Aradan iki yıl geçti aynı benzetme bu defa Özel’den geldi.

Hoş, bunların karşısında kim iktidar ise o diktatör(!) oluyor!

Rahmetli Menderes, Rahmetli Özal ve şimdi de Erdoğan…

Sahi, konuşurken 206 kemiği birden oynayanların kendi partisinde yaşanan taciz ve tecavüzlere karşı ne dediğini duyanınız var mı?

Ben duymadım da…