BAKKAL DÜKKANI GİBİ YÖNETMİŞLER

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin iyi yönetilmediğini, herkesin kafasına göre takıldığını ve şehre büyük zarar verildiğini zaman zaman dile getirdim. Kimselere derdimi anlatamadım.

Hatta öyle zaman geldi ki bunlardan biri Başkan Muhittin Böcek’in ecelle pençeleştiği dönem belediye resmen bakkal dükkanından daha kötü yönetildi! Bunda da kaybeden bu şehir oldu.

Kısa bir süre önce ‘2020 yılı Sayıştay Denetim Raporu’ açıklandı. Baştan sona okudum. Ben dikkat çeken birkaç bölümü kötü yönetim iddiamın kanıtlandığını gördüm.

Ben o bölümlerden özetler vererek sizlerin dikkatine sunmak istiyorum. Tamamını merak edenler Sayıştay’ın resmi internet sitesine girerek okuyabilirler.

Denetçilerin yazdığı rapora göre, Antalya Büyükşehir Belediyesinin diğer kurum ve kuruluşlara tahsis ettiği ve değeri 44.402.743.56 TL olan 23 taşınmaz muhasebe kayıtlarında yok!

Büyükşehirde çalışan görevlilerin iş amacıyla aldığı avanslar zamanında kapatılmadığı gibi, yasal faizleri tahsil edilmemiş. Hatta geçerli mazereti olmayanlara disiplin kuralı işletilmemiş. Yani belediyenin parasını herkes kendi parası gibi kullanmış!

Belediyenin gelirini oluşturan vergiler, harçlar, tahditli plakalar, ecrimisiller, kira gelirleri, reklam alanı gelirleri, müze geliri payları, taşınmaz satış geliri, para cezaları gibi 15 kalem için tahahkuk eden 467.621.438.37 TL’nin nacak 72.634.516,27.15.53 TL’sinin tahsil edilmiş.

Para yokluğundan yakınan Antalya Büyükşehir Belediyesi, alacaklarının ancak yüzde 15.53’ünü tahsil edebilmiş durumda. Açıkçası kimse işini yapmamış yan gelip yatmış.

 Şimdi düşünün bir kiracı ödemelerini zamanında yapmaz ise ev sahibi kiracısını kapının önüne koyarak mahkeme yoluyla alacaklarını tahsil eder. Bakkal bile alacağını öyle böyle almanın yoluna bakar.

Amma Antalya Büyükşehir’de işler öyle gitmiyor. Ahbap-çavuş ilişkisi olduğu için bir çok kişi babasının malını çarçur edercesine belediye varlıklarını da öyle kullanıyor.

İşte Sayıştay denetçilerinin raporunda buna örnek gösterilebilecek bir konu daha. Atatürk Parkı’ndaki işletmelerin kira gelirlerinin tahsilatına ilişkin takibin yapılmaması.

Rapora göre; Belediye tarafından Atatürk Parkı içerisindeki işletmelerin bazıları kiralatrını zamanında ödememiş. Bunlar için ise belediye tarafından hiçbir işlem yapılmamış.

Atatürk Parkı’ndaki 13 işletmenin geçmiş yıllara ait 11.094.712,29 TL’lik borcu yapılandırmaya alınmış

Antalya Büyükşehir’in neresinden tutsan elinde kaldığını gösteren raporda belediyenin bakkaldan daha kötü yönetildiğini gösteren bir örnek daha var.

Bu da, bazı kişi veya grupların hak etmedikleri halde toplu taşıma araçlarından ücretsiz veya indirimli olarak yararlandırılmasıkonusu! Kim bunlar diyecek olursanız enteresan.

Muhtarların UKOME kararıyla toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmaları sağlanmış. Birde havalimanı personeline çift bilet yerine tek bilet uygulaması getirilmiş.

Kanuna göre ne muhtarların ücretsiz ne de havalimanı personelinin böyle bir haktan yararlanmaları mümkün görünmüyor. Bunu ben değil Sayıştay müfettişleri söylüyor.

Yukarıda da belirttiğim gibi, yazdıklarıma benzer bir çok konu var. Hatta belediyenin iştiraki şirketler ise içler acısı. Nasıl yönetildiğimize bir bakın ve Antalya’nın nasıl bu hale getirildiğini görün.

HESAP SORDULAR MI?

Antalya Jeoloji Mühendisleri Odası, hafta sonunda meslekte 50, 40 ve 25 yılını dolduranlara  kıdem plaketleri vermek için bir tören düzenledi.

Jeoloji mühendisleri, meslek odası başkanları ve geçmiş dönem Antalya Belediye Başkanlığı yapmış isimler mütevazi tören ve kahvaltıya katıldı.

Oda Başkanı Bayram Ali Çeltik, güzel bir işe imza atmış. Eski başkanlar Selahattin Tonguç, Hasan Subaşı, Bekir Kumbul ve Mustafa Akaydın bu organizasyona iştirak etmiş.

Sanırım bu buluşmada havadan sudan konuşulmamıştır. Çünkü Subaşı’nın sosyal medyadaki paylaşımına göre, ASAT’ın kuruluşu ile kanalizasyon ve su kaynakların yenilenmesi, deniz ve su kaynaklarının korunması ile birlikte jeolojinin önemi ele alınmış.

Acaba diyorum ki bu kadar eski başkan bir araya gelmiş iken, jeolojinin önemini vurgulamışlarken acaba falezleri nasıl katlettiklerini de anlatmışlar mı diye çok merak ettim.

Hatta dünya kenti olmakla övündüğümüz ama çarpık yapımlaşma nedeniyle bir köyden bir türlü gidemediğimizin gerekçelerini jeoloji mühendislerine anlatmışlar mıdır?

Mesele kahvaltıya katılmak değil, geleceğe yönelik geçmişte yapılan hataların yapılmaması için gerçekleri söyleyip geleceğe yön vermektir!

TEKNOKENT’E İYİ BAKIN

Milli teknoloji hamlelerinin yapıldığı Akdeniz Üniversitesi Teknokent, Akdeniz'in teknoloji ve bilişim üssü oldu. Antalya'nın AR-GE inovasyon ve teknoloji ekosistemine katkı sağlıyor.

Bunları ben değil geçen Cuma günü TURUNCU KOLTUK’ta konuk ettiğimiz Teknokent Genel Müdürü İbrahim Yavuz söyledi. Hem de gururla.

Teknokentte onlarca firma var. Hepsi önemli işlere imza atıyor. Ancak bura asıl dikkat edilmesi gereken bir konu var ki o da Türk savunma sanayisine verilecek destek çalışması.

Biliyorsunuz Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent ile TUSAŞ arasında sözleşme imzalandı. TUSAŞ, 2023 yılında hangardan çıkacak Milli Muharip Uçak’ın yazılımlarını burada gerçekleştirecek.

TUSAŞ, ilk etapta bin metrekarelik alanda 100 AR-GE personeliyle faaliyetlerine başlayacak. 2 yıl içinde ise personel sayısının 500'e çıkaracak.

İşte Antalya Teknokent’in bu yılda 68 teknokent arasında 8’inci sırasında yer almasının sırrı burada yatıyor. Hem de 4 yıldır ilk 10’a imza atması. Çalışıyor, üretiyor ve gelişiyor.

Umarım daha iyi işlere imza atılır.