Bakırdan çıkan sesle huzur buluyorlar
Gaziantep'te geçmişi yüzyıllar öncesine kadar dayanan ata mesleği bakırcılık mesleğini günümüzde devam ettiren bakır ustaları, bakıra şekil verirken bakırdan çıkan sesle huzur buluyor.
Gaziantep’te yaklaşık 5 asır önce inşa edilen tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda bakır ustaları tarafından el emeği göz nuruyla bin bir zahmetle üretilen bakır işlemeleri adeta göz kamaştırıyor. Asırlardan bu yana çekiç seslerinin hiç susmadığı çarşıda bakır üretimi yapan ustaları, ata mesleklerini devam ettiriyor.
Bakırcılar Çarşısı’nda bulunan dükkânlarında güne bir
koronun ahenkli ritmini andıran ve insana huzur veren çekiç sesleriyle başlayan
ustalar, gün boyu devam eden bu seste huzur buluyor.
Gün boyu bir ellerinde darbe kalemi diğerinde de çekiçle
bakıra şekil veren ustalar, tarihi çarşıda çekiç seslerinin susmaması ve
mesleklerini ilerlemesi için çaba sarf ediyor.
Geçmişte evlerin hemen her alanında olduğu gibi günümüzde de
özellikle Kovid-19 salgının ardından yeniden kullanımı artan ve son dönemlerde
de çoğunlukta süs eşyası olarak değerlendirilen bakırları ince ince işleyen
ustalar, zahmetin, emeğin ve alın terinin işareti olan çekiç sesleriyle motive
olmanın yanı sıra günün yorgunluğunu da atıyor.
Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda dinmeyen çekiç sesleri kimi
ustalar için enstrüman sesi gibi gelirken kimi ustalar için de günün verdiği
yorgunluğu giderici olarak görülüyor.
Bakırcı esnafının el emeği göz nuruyla tek tek işleyerek
meydana getirdiği ürünler yurt içinin yanı sıra yurt dışında büyük ilgi
görüyor. Bakır ustalarının bin bir emek ve zahmetle ürettikleri tencere, kazan,
kahve takımları, paşa mangalları, sürahiler, tepsiler ve cezveler çeşitli
motiflerle süsleniyor.
Yurt içine ve yurt dışına pazarlanan işlemeli bakır ürünler,
Gaziantep’i gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler tarafından da yoğun ilgi
görüyor.
Ağabeyinden öğrendiği bakırcılık mesleğini yaklaşık 35
yıldır tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda sürdüren 53 yaşındaki Bülent Göksu, güne
bir korunun ahenkli ritminin andıran çekiç sesleriyle başladıklarını ve
kimilerini rahatsız etse de gün boyu devam eden bu sesle motive olduklarını ve
huzur bulduklarını ifade etti.
Gün boyu bakıra şekil verirken çekiçten çıkan sesin
kendilerini rahatsız etmediğini ifade eden Göksu, çekiç seslerinin kendileri
için müzik niteliğinde olduğunu belirtti.
Bakırcılık mesleğini ağabeyinden öğrendiğini belirten Göksu,
"Bakırcılık mesleğine 8 yaşında iken başladım. O dönem hem okula giderdim
hem de mesleği öğrenmeye çalıştım. Yaklaşık 30-35 yıldan beri de bu mesleğin
içerisindeyim. Mesleğimiz kolay bir meslek değil. Bakırcılık mesleğini
öğrenebilmek için uzun bir zaman gerekiyor. Benim bir 15-16 sene kalfalık
dönemim oldu. Ondan sonra da ustalık dönemim başladı. Askeri gidip geldikten
sonra kendi iş yerimi açtım" dedi.
Göksu, bakırın son zamanlarda yeniden kullanılmaya
başladığını ve turistik eşya olmasının yanı sıra kalaylandığı için sağlıklı
olmasından dolayı da tercih edilmeye başlandığını belirterek, "Dana önce
sanatımız bu kadar pek ilgi görmüyordu. Medyanın, sosyal medyanın etkisi, Gaziantep’te
tarihi hanların, camilerin ve müzelerin restore edilerek açılması, kültür
merkezlerinin oluşması gibi etkenlerden dolayı insanlar Gaziantep’e ilgi
duyuyorlar. Gaziantep gastronomi ve turizm şehri olduğu için yemekleri için ve
gezmek için gelenler oluyor. İnsanlar Gaziantep’e geldikleri zamanda esnafa
katkısı oluyor. Mesleğimizde gelişiyor. İnsanlar bakıra daha fazla önem vermeye
başladılar" diye konuştu.
Gaziantep’te üretilen bakır ürünlerinin, Amerika ve Çin’in
yanı sıra birçok Avrupa ülkesine de ihraç edildiğini bildiren Göksu,
Gaziantep’te ürettikleri bakır ürünleri e-ticaretle tüm dünyaya sattıklarını
söyledi.
İHA