Bakan Yanık'tan 'istismar' açıklaması
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesiyle ilgili olarak, "Hangi gerekçeyle olursa olsun kabul edilemez, onaylanamaz, meşru gösterilemez. Bakanlık olarak bu meseleyle kadına yönelik şiddetle, istismarla mücadele etmeyi varlık sebebi kabul eden bir bakanlığız. Cumhurbaşkanımızın hassasiyetiyle 20 yıldır aralıksız mücadele var. Kim olursa olsun çocukların cinsel istismarı kabul edilemez, ihmali kabul edilemez, çocukların en güzel şekilde geleceğe hazırlanması için gayret gösteriyoruz" açıklamasında bulundu.
Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, çocuğa
istismarın ne sebeple, gerekçeyle olursa olsun kabul edilemez olduğunu
belirtti. Bakan Yanık katıldığı TV programında gündeme ilişkin soruları
yanıtladı.
Yanık " Erken yaşta evlilik başlığında bile
değerlendirilemeyecek kadar tatsız bir konu. Bakanlık olarak davaya müdahil
olduk. Delillerin toplanması, hakikatin ortaya çıkması ile mağdura gereken
destek vermiş olacağız. Sosyal, ekonomik, sosyal hizmet anlamında ve benzeri
her türlü desteği sağlamak da bakanlığımızın sorumluluklarından birisi. Bundan
sonra da ihtiyacı ve talebi olursa bu destekleri sağlarız" dedi.
Bakan Yanık'ın açıklaması şöyle:
Çok tatsız ve hiç duymak istemediğimiz haberlerden birisi.
Bakanlık olarak biz uzun yıllardır düzenli olarak erken yaşla evlilikle ilgili
çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Erken yaşta evlilik başlığında bile değerlendirilemeyecek
kadar tatsız bir konu. Bakanlık olarak davaya müdahil olduk. Delillerin
toplanması, hakikatin ortaya çıkması ile mağdura gereken destek vermiş
olacağız. Sosyal, ekonomik, sosyal hizmet anlamında ve benzeri her türlü
desteği sağlamak da bakanlığımızın sorumluluklarından birisi. Bundan sonra da
ihtiyacı ve talebi olursa bu destekleri sağlarız. Ancak meseleye biraz daha
derinlikli perspektiften bakarak bir kaç şey söylemek istiyorum. Çocuğun cinsel
istismarı tüyleri diken diken eden bir mesele. Hangi gerekçeyle olursa olsun
kabul edilemez, onaylanamaz, meşru gösterilemez. Bakanlık olarak bu meseleyle
kadına yönelik şiddetle, istismarla mücadele etmeyi varlık sebebi kabul eden
bir bakanlığız. Cumhurbaşkanımızın hassasiyetiyle 20 yıldır aralıksız mücadele
var. Kim olursa olsun çocukların cinsel istismarı kabul edilemez, ihmali kabul
edilemez, çocukların en güzel şekilde geleceğe hazırlanması için gayret
gösteriyoruz. Biz kamuoyuna yansıdığı zaman açıklamalarımızla duyurularımızı
yapıyoruz. Bu ve benzeri vakaların en başından itibaren içinde oluruz.
Cumhuriyet Savcılığı marifetiyle sürece dahil olmamız söz konusu. Milletimiz
müsterih olsun. Kendilerinin bilmediği yüzlerce vakada da mağdurun yanındayız.
Bundan sonra hukuki anlamda bu süreç tamamlanıp bitene kadar içinde olacağız.
"SİYASET ÜRETİLECEK KONULAR DEĞİLDİR"
Kadına şiddet, çocuk istismarı siyasetin konusu değildir.
Siyaset üretilecek konular değildir. İnsani ve maalesef her zeminde
karşılaşılabilecek meseleler. Bunu ortak mesele olarak kabul edip bununla
birlikte nasıl mücadele ederiz. Yapılan araştırmalar bizim tecrübelerimiz bize
şunu söylüyor. İstismar ve şiddette sınıflara ayırıp burada istismar şiddet
olmaz diyemiyorsunuz. Özenle mücadele edilmesi gereken bir alandan
bahsediyoruz. Siyasi partiler tartışırlar, kendi bakış açıları çerçevesinde
yaklaşımları olur, bu ayrı bir şeydir. İnsan söz konusu olduğunda bunu siyaset
malzemesine dönüştürdüğünüzde meselenin esasını konuşamıyorsunuz. Meselenin ne
kadar çok boyutlu ve ne kadar özenle ele alınması gereken, gerektiğini
bilenlerden birisiyim. Siyaset edelim, tartışalım, kavga edeceksek edelim ama
bir çocuğun istismarı üzerinden değil. Son tahlilde bu topluma verilebilecek en
büyük zararlardan biridir. Burası o alan değil.
EVLİLİK YAŞLARI
Basına yansıyan kısmından bahsedeyim. Farklı bir takım yaşlar
var. 6 yaş var, 7-8 yaş var. 13'te nişanlanıp 14'te evlendiğine dair yaşlar
var. Ortada bir çocuğun istismarı var. 16 yaşında hakim kararıyla olağanüstü
şartlarda, 17 yaşında ebeveyn rızasıyla, 18 yaşında reşit olduğu için kendi
rızasıyla evlenir. 16 yaşın altında hukukun kabul ettiği evlilik söz konusu
olmaz. 15 yaşın altı çocuğun istismarıdır. Buradaki mesele, evlilik başlığı
altında konuşuluyor. Hukuken bir evlilik birliği kurulamadığı çok açık. Daha
sonra taraflar boşanmışlar. Bizi ilgilendiren tarafı burada çok erken yaşta
cinsel istismarın vuku bulup bulmadığı. Erken yaşta ve zorla evlilikler bir
defa şunu ifade etmek istiyorum. Erken yaşta ve zorla evlilik dediğimiz konu 16
yaşın altındakilerden bahsetmek istiyoruz. 16 yaş evlenme yaşı. Bunun altı
zorlanarak yapılan evliliklerden bahsediyoruz. Mücadelemiz aralıksız devam
ediyor. Burada şunu da ifade etmem gerekiyor. Erken yaşta zorla evliliklerle
niye hassasiyetle uğraşıyoruz. Erken yaşta zorla evlilik tek başına kalmıyor.
Fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti getiriyor. Erken yaşta evlendirilmiş bireyin
beraberinde yoğun şiddet örüntüsüne girmesi söz konusu. Yaptığımız çalışmalar
şükürler olsun ki sonuç veriyor. Erken yaşla evlilik mücadelesinde 18 yaş altı
16-17 yaş grubundaki evlilik oranları 7,3'tü yanılmıyorsam 2000'lerin başında
şu anda 2 küsürlerde. Farkındalık eğitimlerimiz devam ediyor. Kamu kurum
kuruluşları, eğitim ve sağlık kurumlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Kız ve erkek
çocukları için de eğitime erişimin kolaylaştırılması çok önemli. Bizim bu
geçtiğimiz 2021-2022 öğretim yılında başlattığımız anaokulu desteğimiz var.
Gelir desteği düşük olan çocukların anaokulu aidatını biz ödüyoruz. Bu erken
dönemde eğitime erişen çocukların eğitim kurumlarında kalma sürelerini
uzatıyor. Erken başlayan çocuğun okulda kalma süresi uzuyor. Sağlığa erişim çok
önemli. Kız çocukları özellikle gebelik sürecini takip noktasında sosyal yardım
programlarımız var. 2002'den bu yana çok önemli mesafe aldık. Hiç ara vermeden
mücadeleye devam ediyor. Kişilerin kendi eğitim, istihdam ve benzeri
süreçlerini tamamladıktan sonra hayatlarına ilişkin kararları verip yollarına
devam edebilirler. Ailenin korunması, desteklenmesi, nüfusun artması noktasında
çalışmalarımız diğer taraftan sürdüren bakanlığız. Erken yaşta evlilik aile
kurmuyor. Toplumsal sağlığı da olumsuz etkileyen bir durum.
"PARAMETRELERİ ÇOK FARKLI MESELEDEN BAHSEDİYORUZ"
Çaba gösterdiğimizde sonuç aldığımız bir başlıktan
bahsediyoruz. Bu anlamda mevzuat mı eksik. İnsan faktörünün devreye girdiği bir
başlıkta 84 milyon nüfusuz. Parametreleri çok farklı meseleden bahsediyoruz.
Toplumsal kabullerin değiştirilmesinden, şiddetin çözüm olarak onaylanmamasına
kadar, mağdurların öğrenilmiş çaresizliğinin yok edilmesine kadar. Kadın
çalışmalarının aktivizminden gelen biri olarak söyleyeyim, bizim çalışmalarımız
ciddi düzenlemeler içeren yasalar. Genel olarak çocuk istismarında hürriyeti
bağlayıcı cezalar oldukça yüksek. Mayıs'ta çıkan yasa değişikliğiyle çok önemli
parametre değişikliği yapıldı. Bugüne dek kadın cinayetleri ve şiddet genel
şiddet vakaları içinde değerlendirildi. Kadın kimliğinden dolayı bir kadının
uğradığı şiddetin ya da cinayetin ağırlaştırıcı sebep olması Mayıs'taki
değişiklikle girdi yasaya. 2004'te töre ve namus cinayetlerinin kaldırılması
ağırlaştırılmış sebep haline gelmesiyle etki oluşturacak.
Mahkemelerimiz faillerle alakalı sağlık tedbiri kararı
verebiliyor. Failin sağlık tedbiri kapsamında rehabilitasyonunu tamamlaması
gerekiyor. Sağlık Bakanlığımızın sorumluluk alanındaysa da faillerin tedbir
sağlık süreçlerini tamamlayıp, tamamlamadıklarını takip ediyoruz. Fail odaklı
bakışın özeti, failin iyileştirilerek şiddet riski taşımaktan uzaklaştırılması.
Öncelikle 25 Kasım 2022'de Cumhurbaşkanımızın eylem
planından bahsetmek isterim. Bizim 4'üncü Ulusal Eylem Planımız 2021-2025
dönemini kapsayan bir plan. 2023 yılına ilişkin faaliyet planını
Cumhurbaşkanımız açıkladı. Toplumsal farkındalık hiç değişmeyen başlık. Adalete
erişim, veri ve istatistik, politika ve koordinasyon geliştirilmesi, koruyucu
ve önleyici hizmetler. Ne yapılmadı da bundan sonra yapılacak. Şiddetle
mücadele bir süreç gerektirir. Bir kereye mahsus sihirli değnekle
dokunduğunuzda alacağınız sonuç yok. Mücadele ve mücadele araçlarını
çeşitlendirdiğimiz süreçten bahsediyoruz. Bunu özellikle ifade etmek isterim.
HABER MERKEZİ