Bakan Tunç: FETÖ elebaşı için 27 suçtan 7 iade talebimiz oldu
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, “FETÖ elebaşı maalesef ABD’de misafir edilmeye devam ediliyor. 27 suçtan 7 iade talebimiz oldu. Maalesef 8 yıldan bu yana iadesi konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe
girişiminin 8. yılı öncesinde açıklamalarda bulundu.
Darbe girişimi sırasında 253 kişinin şehit, 2 bin 190
kişinin gazi olduğunu belirten Tunç, o karanlık gecede büyük kahramanlık
mücadelesi veren aziz millete şükranlarını sunduğunu bildirdi.
Tunç, "15 Temmuz gecesi Türk milleti, dünyaya bir insan
hakları mücadelesinin nasıl yapıldığını, milli iradeye nasıl sahip çıkıldığını,
demokrasiye nasıl sahip çıkıldığını iyi bir başarıyla gösterdi."
değerlendirmesinde bulundu.
Türk demokrasi tarihini "darbeler tarihi" olarak
niteleyen Tunç, 27 Mayıs 1960 darbesi ile 10 yıl süren başarılı bir iktidarın
devrildiğini söyleyerek, "Maalesef milletimiz o dönemin imkanlarıyla o
darbeye karşı mücadele edememişti. Darbeciler başarılı olmuştu. Bakanlar,
Menderes'le birlikte idama mahkum edilmişti" diye konuştu.
12 Mart 1971 "muhtırası" ile demokrasiye bir darbe
daha vurulduğunu, 12 Eylül 1980 darbesiyle de milletin karanlık günler
yaşadığını anlatan Tunç, 1990'larda da faili meçhul cinayetlerin,
istikrarsızlığın olduğu karanlık dönemlerin ardından 28 Şubat postmodern
darbesiyle seçilmiş hükümetin istifa ettirildiğini anımsattı.
Vesayetçi anlayışın direnişinin 2000'li yıllarda da AK Parti
iktidarına karşı sürdüğünü dile getiren Tunç, "İlk dönemin sonunda
e-muhtıra ile karşı karşıya kaldık. 367 krizi, Mecliste Cumhurbaşkanını
seçtirmeme gibi antidemokratik birtakım girişimlerde bulunuldu ve e-muhtıraya
karşı da bu ülkenin seçilmiş iktidarı cevabını verdi. Sonrasında
Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti ve 2008'de yine bir kapatma davasıyla
karşı karşıya kalındı" ifadelerini kullandı.
Tunç, devam eden süreçte MİT krizi ve Kobani olayları
yaşandığını, Kızılay, Merasim Sokak, Suruç ve Ankara Tren Garı önündeki terör
saldırılarıyla çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Söz konusu süreçte PKK terörünün azdırılmaya, Türkiye'nin
kaos ortamına sürüklenmeye çalışıldığını ifade eden Tunç, 2013'teki Gezi
olaylarına ilişkin, "Bir sokak darbesiyle hükümeti devirebileceklerini
düşündüler. Orada da başarılı olamadılar. Yine kirli eller durmadı. Demokrasi
düşmanları durmadı. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle masa başında bu
işleri bitirebileceklerini düşündüler. Yine de başarılı olamadılar" diye
konuştu.
Çeşitli girişimlerle başarılı olamayanların son çare olarak
darbe yolunu seçtiğini aktaran Tunç, "Son çare olarak 15 Temmuz gecesi
tankları, milletin silahlarını millete doğrultmaya kalkıştılar" dedi.
"TÜRK MİLLETİ
DÜNYAYA DEMOKRASİ DERSİ VERDİ"
Darbe girişimi gecesi milli iradenin kalbi TBMM'nin
bombalandığına işaret eden Tunç, iktidarın ve muhalefetin ise canları pahasına
milli iradeye sahip çıkma başarısı gösterdiğini ifade etti.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
milleti darbeye karşı meydanlara davet ettiğini anımsatan Tunç, dönemin
Başbakanı Binali Yıldırım ile muhalefet partisi liderlerinin de darbeye karşı
mücadele edilmesi yönünde açıklamalar yaptığını anlattı.
Bakan Tunç, "Milletimiz meydanlara indi, kahramanca
mücadelesini yaptı ve o karanlık geceyi aydınlatmayı başardı. Bütün dünyaya bir
demokrasi mücadelesinin, insan hakları mücadelesinin nasıl verilmesi
gerektiğinin en güzel örneğini o gece vermiş oldu" tespitinde bulundu.
"YARGININ
KAHRAMANLIĞINI UNUTAMAYIZ"
Bakan Tunç, darbe girişiminin bastırılmasının ardından
"devletin kılcal damarlarına sızan" örgüt mensuplarının ayıklanması
ve teröristlerin yargılanması sürecinin başladığını ifade etti.
Darbe girişimi sonrası 20 Temmuz 2016'da olağanüstü hal ilan
edildiğini aktaran Tunç, "Olağanüstü hal ilan edilirken şöyle geriye dönüp
baktığımız zaman 15 Temmuz hain darbe kalkışmasını sulandırmaya yönelik
birtakım beyanatlar, maalesef bir kısım siyasilerimizden duyduk ve hala da
duymaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Olağanüstü hal ilanının "darbecilerin hukuk içerisinde
yargılanmasını ve devlet kurumlarından ayıklanmasını sağlamaya yönelik
Anayasa'nın 121. maddesinden kaynaklanan yetkiyle" yapıldığını dile
getiren Tunç, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin
TBMM'de kanunlaştırılarak, Anayasa Mahkemesi denetimine sunulduğunu dile
getirdi.
Hukuka ve demokrasiye saygılı bir süreç işletilmeye
çalışıldığını söyleyen Tunç, 120 bin kişinin kamudan ihraç edildiğini, kurulan
Olağanüstü Hal Komisyonu'na yapılan başvurular sonucu da yaklaşık 20 bin
kişinin görevine döndüğünü bildirdi.
FETÖ ile mücadele konusunda Adalet Bakanlığı ve yargı
teşkilatının da aldığı kararlar bulunduğuna işaret eden Tunç, şöyle konuştu:
"O dönemde görev yapan 16 bin 176 hakim savcımız vardı.
Bunun 4 bin 6'sının FETÖ irtibat ve iltisakı olduğu gerekçesiyle yargıdan
ihraçları gerçekleşmiş oldu ve yargıda da büyük bir arınma sürecini o dönemde
yaşadık. Aslında 17-25 Aralık emniyet ve yargı darbe girişiminden sonra bu
ayıklanma süreci devam etmiştir. Sonrasında 15 Temmuz sonrasında da yine bu
süreçteki kararlılığımız sürdü. 15 Temmuz gecesinde yargının kahramanlığını
unutamayız. 15 Temmuz gecesi cumhuriyet savcılarımız hemen adliyelere koştular,
soruşturmaları başlattılar. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında bulunan FETÖ
teröristleri hakkında gözaltı kararları verdiler, yakalamalar gerçekleştirildi.
Darbeye katılanlar hakkında hızlı bir şekilde yargılama süreçleri
başladı."
13 BİNDEN FAZLA FETÖ
HÜKÜMLÜ VE TUTUKLUSU CEZAEVİNDE
Tunç, 15 Temmuz'un ardından hakkında FETÖ nedeniyle işlem
yapılan kişi sayısının 705 bin 172 olduğunu, 125 bin 456 kişi hakkında
mahkumiyet, yaklaşık 357 bin kişi hakkında takipsizlik, 104 bin kişi hakkında
beraat, 28 bin kişi hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 4 bin 463
kişi hakkında da diğer kararların verildiğini bildirdi.
FETÖ nedeniyle soruşturması devam eden 61 bin 796, ilk
derece yargılaması devam eden de 23 bin 52 kişi bulunduğunu aktaran Tunç,
"O gece silah çeken, halkın üzerine tankları süren, helikopter kullanan,
bomba atan ve fiilen orada milletine karşı koyan darbeci teröristlerle ilgili
mahkumiyet kararı 4 bin 891. Bunun 1634’ü ağırlaştırılmış müebbet, 1366'sı
müebbet hapis cezası, 1891'i de süreli hapis cezaları. 2 bin 870 kişi hakkında
fiili darbe davalarında beraat kararı verilmiş" bilgisini paylaştı.
"Darbe davalarında haksız yere ceza alanlar oldu"
şeklinde eleştiriler bulunduğuna dikkati çeken Tunç, "Baktığınız zaman 2
bin 870 kişiye beraat verilmiş. Bunların çoğu da erlerden oluşuyor. Burada
yargı, kılı kırk yararak bir karara ulaşıyor" dedi.
Cezaevlerinde 13 bin 251 FETÖ hükümlü ve tutuklusu
bulunduğunu belirten Tunç, "Bunun 870'i tutuklu, 10 bin 365'i hükümlü, 2
bin 9'u da hükümözlü olarak cezaevlerinde. Hem fiili darbe davalarından dolayı
hem de FETÖ terör örgütü üyesi irtibat ve iltisaklısı olarak hüküm giymiş
kişiler var" ifadelerini kullandı.
FETÖ ELEBAŞI GÜLEN
İÇİN 7 İADE TALEBİ
Bakan Tunç, darbe girişimi öncesi ve sonrası yurt dışına
kaçan FETÖ mensupları olduğuna işaret ederek, bakanlığının ve yargının bu
konuda da çalışmalar yaptığını bildirdi.
İadesi istenen FETÖ'cüler hakkında bilgi veren Tunç, şunları
kaydetti:
"FETÖ elebaşı maalesef ABD'de misafir edilmeye devam
ediliyor. 27 suçtan 7 iade talebimiz oldu. Maalesef ABD Adalet Bakanlığında
bekletilen bir süreç, 8 yıldan bu yana iadesi konusunda herhangi bir ilerleme
sağlanamadı. Yine 115 ayrı ülkeye bizim FETÖ irtibat ve iltisaklarıyla ilgili,
hakkında soruşturma ve kovuşturma devam edenlerle ilgili iade taleplerimiz
oldu. Maalesef üzülerek söylüyorum özellikle demokrasiye, insan haklarına
saygılı olduklarını söyleyen ABD, Avrupa devletleri, Almanya başta olmak üzere;
iade taleplerimize bugüne kadar duyarsız kaldılar, cevap vermediler.
Teröristleri kendi ülkelerinde muhafaza etmeye devam ettiler. Bunu da üzülerek
söylüyoruz."
Bakan Tunç, Türkiye'nin 181 adli yardımlaşma talebinin
sadece 28'inin kabul edildiğini, şüphelilerin bulunduğu ülkede ifadesinin
alınarak, gönderildiğini anlattı.
"Dünya ülkelerinin, Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde
yanında yer almaması, çok düşündürücü." ifadelerini kullanan Tunç, şöyle
devam etti:
"Özellikle müttefik bildiğimiz, herhangi bir saldırıda
yanımızda olması gereken ülkelerin, maalesef FETÖ söz konusu olduğunda nasıl
bir çifte standart içerisinde olduklarını gördük. Türkiye ne zaman gelişmeye,
ilerlemeye, kalkınmaya ve her alanda söz sahibi olmaya başlasa maalesef yabancı
eller Türkiye'deki kirli ellerin maşalarını kullanarak Türkiye'nin bu kutlu
yürüyüşünü hep durdurmaya çalıştılar."
Önceki darbelerdeki gibi darbecilerin yanında saf tutan,
onlara brifing veren, onları değil, darbe mağdurlarını yargılayan yargı yerine,
darbecileri yargılayan, mağdurlarının, milletin hakkını hukukunu savunan bir
yargı bulunduğunun 15 Temmuz'da görüldüğünü ifade eden Tunç, "O gece
kahramanlık mücadelesi veren yargı mensuplarımızı buradan bir kez daha
kutluyoruz." dedi.
Gelecekte ve bugün görev alan yargı mensuplarının
"teyakkuzda olmaya devam edeceklerini" belirten Tunç, "Bundan
sonra bu ülkede bir daha darbe kalkışması olmasın, demokrasiye bir müdahale
olmasın diye hem yargımız hem de yasamamız gerekli tedbirleri almaya devam
ediyor." ifadelerini kullandı.
"YENİ BİR
ANAYASAYA İHTİYAÇ OLDUĞU AÇIK"
Bakan Tunç, demokrasiye müdahaleler yaşanmaması için yapısal
reformların hayata geçirildiğini kaydetti.
Bununla birlikte Türkiye'nin halen darbeciler tarafından
yazdırılan anayasayla yönetildiğini dile getiren Tunç, şunları söyledi:
"Darbecilerin yazdığı, bugüne kadar 184 değişiklik
gören, artık yamalı bohçaya dönen bir anayasayla değil, daha demokratik, sivil
halkın temsilcileri tarafından TBMM'de yazılmış, kabul edilmiş ve halkın
oylarıyla onay bulmuş yeni bir anayasaya inşallah ülkemiz kavuşur."
AA