Bakan Şimşek’ten enflasyon mesajı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümle birlikte doğrudan yatırımların artacağı kanısında olduklarını belirterek, “Kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili olmayacağını düşünüyoruz” dedi. Şimşek, “Bütün etkileri değerlendirdiğimizde enflasyonun Merkez Bankasının tahmin aralığında gerçekleşme ihtimali son derece yüksek” ifadelerin ikullandı.
Ekonomi yönetimi, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Eylem Planı Bilgilendirme ve İstişare ile bu yılın ikinci Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarının ardından gazetecilerle bir araya gelerek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Şimşek, burada yaptığı değerlendirmede, yurt içi finansal
piyasalar ve küresel ekonomide son dönemde yaşanan gelişmelerin program
hedeflerine kalıcı etkilerini analiz etmek için erken olduğunu aktardı.
Bunların enflasyon açısından olumlu ve olumsuz etkileri
olduğunu bildiren Şimşek, "Net etkiye baktığımızda enflasyonun tahmin
patikası içinde kalmasını öngörüyoruz. Enflasyon beklentilerinde geçici bir
bozulma oldu, bu bir risk faktörü. Ancak finansal koşulların sıkılaşması talep
kaynaklı enflasyona olumlu etki sağlayacak. En önemlisi, petrol başta olmak
üzere emtia fiyatlarında çok ciddi gerileme yaşandı. Eğer fiyatlar bu
seviyelerde kalırsa bu durumun dezenflasyonist etkisi olacak." diye
konuştu.
Türk lirasında sınırlı bir değer kaybı olduğunu, talep
koşullarının çok güçlü olmaması nedeniyle kur geçişkenliğinin zayıf olmasını
beklediklerini anlatan Şimşek, "Bütün etkileri değerlendirdiğimizde
enflasyonun Merkez Bankasının tahmin aralığında gerçekleşme ihtimali son derece
yüksek. Cari denge açısından net etkinin olumlu olabileceğini
öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.
Şimşek, ticaret savaşlarının küresel büyümeyi özellikle de
Avrupa Birliği'ni olumsuz etkileme riski bulunduğunu aktararak, bunun da
ihracat üzerindeki olumsuz etkisine işaret etti.
Yurt içi finansal koşulların sıkılaşmış olmasının ithalatı
sınırlayacağını belirten Şimşek, enerji fiyatlarındaki düşüşün çok daha güçlü
etkiye sebep olacağını, dolayısıyla cari açığın Orta Vadeli Program'da öngörülenin
oldukça altında gerçekleşebileceğini söyledi.
"BÜTÇEDE
MESAJIMIZ NET"
Bütçe verilerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütçe mesajımız net, harcama disiplini devam edecek.
Geçen sene onaylanan bütçeye oranla güçlü bir harcama disiplini tesis ettik.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan bütçe 100 liraysa yılı 96,7
lira harcamayla kapattık. Bu sene de harcamalarda disiplin çok güçlü şekilde
devam edecek. Bütçe gelirleri ekonomik aktiviteden etkileniyor. Dolayısıyla
eğer sıkı finansal koşullar büyümede daha ılımlı bir seyre sebep olursa, gelir
tarafında bir miktar aşağı yönlü riskler oluşabilir. Ancak Türkiye'nin brüt
kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 25 civarında. Burada bütçe
disipliniyle amacımız negatif mali etki yoluyla dezenflasyon sürecine destek
vermektir. Sıkı finansal koşullar bütçede harcama kaynaklı değil gelir kaynaklı
sınırlı bir olumsuz etki oluşturabileceği için program açısından önemli bir
endişe kaynağı olmayacaktır."
"DIŞ ŞOKLARA
KARŞI NİSPETEN DAHA AZ ETKİLENECEK ÜLKELERDENİZ"
Şimşek, uluslararası doğrudan yatırımlarda kısa süreli tepki
kararları olmayacağına işaret ederek, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir
cari açık ve yapısal dönüşümle birlikte doğrudan yatırımların artacağı
kanısındayız, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili
olmayacağını düşünüyoruz. İç veya dış şoklar ortaya çıktığında portföy
yatırımları azalabiliyor. Bu durum sadece Türkiye için geçerli değil, diğer
ülkeler için de söz konusu. Bu program portföy yatırımlarına dayalı değil.
Türkiye açık bir piyasa ekonomisi, liberal bir sermaye hesabına sahip. Bu
çerçevede para giriş ve çıkışları olabilir. Portföy yatırımlarındaki kısmi
azalma geçicidir, küresel dalgalanmalar yatıştığında biz güçlü hikayesi olan
nadir ülkelerdeniz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin dış şoklara karşı nispeten daha az etkilenecek
ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Şimşek, ihracatın diğer ülkelere göre
daha dayanaklı yapıda olduğunu kaydetti.
"TÜRKİYE'YE DIŞ
KAYNAK GİRİŞLERİ YENİDEN BAŞLADI"
Şimşek, küresel dalgalanmalar azaldığında yatırımcıların
güçlü programı ve hikayesi olan ülkelere yeniden yatırım yapmak isteyeceğini
belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Piyasalarda dalgalanmanın olduğu süreçte CDS'ler 380 civarına
çıktı, bugün itibarıyla 330'un altına indi. 'Etkiler sınırlı ve geçici' derken
temenniden bahsetmiyor, gözlemlerimizden ve geçmiş deneyimlerimizden
bahsediyoruz. Hazinenin ikinci piyasadaki gerek uluslararası tahvil faizleri,
gerekse içeride Türk lirası tahvillerimizin fiyatlanmasında son dönemde
iyileşme başladı, yani faizler de gerilemeye başladı. Türkiye'ye dış kaynak
girişleri yeniden başladı, zaten fiyatlamalar da bunu yansıtıyor. Burada esas
olan programımızın kararlı şekilde uygulanmasıdır. En büyük önceliğimiz fiyat
istikrarı, yani enflasyonun kalıcı şekilde düşmesidir, bu konuda önemli bir
risk görmüyoruz. Bu çerçevede programda şu aşamada önemli bir sapma
öngörmüyoruz."
"İÇ VE DIŞ BORÇ
ÖDEMELERİMİZ İÇİN GÜÇLÜ NAKİT REZERVİ TUTUYORUZ"
Hazinenin her zaman etkin bir borç yönetim kapasitesine
sahip olduğunu bildiren Şimşek, iç ve dış borç ödemeleri için güçlü nakit
rezervi tuttuklarını ve yönetebilecek kapasiteye sahip olduklarını anlattı.
Şimşek, borç yönetiminde temkinli yaklaşım sergilediklerine,
bunun da kısa vadeli dalgalanmalarda esneklik sağladığına işaret ederek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orta vadede borç yönetimimizin stratejik ölçütleri
var. Bunlar, kur ve faiz riskini düşürmek, likidite riskine yönelik güçlü nakit
rezervi tutmak. Stratejik ölçütler çerçevesinde oluşturduğumuz Hazine finansman
programımız piyasalarda dalgalanma olduğu zamanlarda bize esneklik sağlar. Son
dönemdeki gelişmeler gibi durumlarda değerlendirmemizi yapar gerektiğinde daha
kısa vadeli, gerektiğinde değişken faizli borçlanırız. İç piyasadan döviz
borçlanma hususu ise finansman programımızın bir parçasıydı. Stratejimizde
bunların payını düşürmek var ancak bu dönemlerde piyasadaki dalgalanmalara
esnek tepki veriyoruz, piyasa koşullarına göre hareket edeceğiz."
Bu sene için öngördükleri iç borç çevirme oranının yüzde
119,3 olduğunu, ilk 3,5 ayda bu oranın daha yüksek seyrettiğini aktaran Şimşek,
"Çünkü beyannameye dayalı vergi gelirlerimiz genelde ilk 4 aya değil mayıs
ayına tekabül ediyor, yani beyannameler mart sonunda veriliyor, daha sonra
ödemeler başlıyor." dedi.
Uluslararası piyasalardan bu sene 11 milyar dolar dış
borçlanma öngördüklerini ve yılın ilk çeyreğinde bunun 2,5 milyar dolarını
gerçekleştirdiklerini bildiren Şimşek, vadesi dolup ödemesi yapılan, yani nakit
rezervden kullanılan bir alanın söz konusu olduğunu anlattı.
Şimşek, uluslararası piyasalardaki kağıtların getiri
eğrisinin 40-50 baz puan yüksek seyrettiğini de değinerek, "10 yıl vadeli
dolar cinsinden tahvilimizin faizi yüzde 8'in üzerine kadar çıktı, şu anda
yüzde 7,7 seviyelerinde. Burada da bir normalleşmenin olacağını, CDS'lere
paralel tekrar daha da gerileyeceğini öngörüyoruz. Piyasa koşullarını takip
ederek yılın kalanında finansman programımıza göre 8,5 milyar dolar daha dış
borçlanmaya gitmeyi planlıyoruz." diye konuştu.
ABD TEMASLARI
Bu hafta IMF, Dünya Bankası ve G-20 toplantıları için ABD'de
temaslarda bulunacağını aktaran Şimşek, şunları kaydetti:
"New York'ta reyting kuruluşlarıyla, sonra ABD merkezli
doğrudan yatırımcılarla bir araya geleceğiz. Özellikle son gelişmeler akabinde
tedariki Türkiye'ye kaydırmayı planlayan başta ABD'li firmalar olmak üzere reel
sektör temsilcileriyle görüşeceğiz. Washington'da da benzer programlar var,
özellikle Amerikan Ticaret Odası bu kapsamda geniş katılımlı bir konferans
düzenliyor. Orada da konuşmam olacak. Bu programlar dışında da günde 14 ila 17
ikili görüşme veya yatırım bankalarının düzenleyeceği toplantılarımız olacak.
Tüm bu toplantılarda, programda bir değişiklik olmadığını, programın arkasında
çok güçlü bir siyasi irade olduğunu söyleyeceğiz. Programı uygulamakta kararlı
olduğumuzu yaptıklarımızla gösteriyoruz. Türkiye'de olup biten dünyadan çok
farklı değil, biz bunun geçici bir durum olduğuna inanıyoruz, fiyatlamalar da
onu yansıtıyor."
AA