Bakan Güler: 1 Ocak'tan bugüne kadar 2 bin 939 terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Irak ve Suriye'nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Irak ve Suriye'nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle 2024 Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı'nda değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakanlık olarak ülkenin savunma ve güvenliği için
üstlendikleri görevleri başarıyla yerine getirdikleri yoğun bir yılı geride
bırakırken artan azim ve kararlılıkla yeni yıla hazırlandıklarını söyleyen
Güler, "Stratejik önemi yüksek olan ülkemiz; aynı zamanda çatışma ve
ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer almaktadır. Yakın
coğrafyamızdan başlamak üzere bölgesel ve küresel gerilimlerin arttığı,
istikrarsızlığın ve belirsizliğin hat safhaya çıktığı bir güvenlik ortamından
geçiyoruz. Bu kritik dönemde ülkemiz, güvenlik, huzur ve barışı önde tutan çok
yönlü ve etkin bir savunma ve güvenlik politikası takip ediyor."
ifadelerini kullandı.
Çok boyutlu ve karmaşık hale gelen mevcut güvenlik ortamının
ve bölgedeki kaotik gelişmelerin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her an harekata
hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasını ve bu gücünü pekiştirmesini zorunlu
kıldığını belirten Güler, "Böylesine hassas bir süreçte, görev ve
sorumlulukları artan Milli Savunma Bakanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz,
tüm tehdit ve tehlikelere karşı ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve
güvenliğini sağlamak için aralıksız çalışmakta, istiklal Harbimizden bu yana en
yoğun, en kapsamlı ve en etkili faaliyetlerini icra etmekte, terörle
mücadelede, hudut güvenliğinde, yurt içi ve yurt dışında icra edilen
faaliyetlerde elde edilen başarı ve etkinliğin çıtasını, her geçen gün daha da
yukarılara taşımaktadır." diye konuştu.
"YIL İÇERİSİNDE
99 TERÖRİST TESLİM OLDU"
Terörle mücadelede yapılan konsept değişikliğiyle “terörü
kaynağında yok etme” anlayışını uygulamaya aldıklarını vurgulayan Güler, şöyle
devam etti:
Geçmişte yürütülen “sınırlı hedefli ve süreli” askeri
harekatların yerine bugün artık, “sürekli ve kapsamlı” operasyonlarla terör
örgütüne ağır darbeler vuruyoruz. Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık,
öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz
operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2
bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de
teslim olmuştur. 9 büyük, 59 orta, 100 binden fazla küçük çaplı operasyon icra
edilmiştir. Terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için
gözümüzün değmediği, ayağımızın basmadığı yer bırakmıyor, alandaki
hakimiyetimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Nihai hedefimiz; Irak ve Suriye
sınırlarımız boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri
kaynağında yok etmek ve terör belasını milletimizin gündeminden tamamen
çıkarmaktır.
"IRAK
SINIRIMIZIN TAMAMININ EMNİYETİNİ TESİS ETTİK"
Bakan Güler, Pençe -Kilit Harekatı'na ilişkin, "17
Nisan 2022’de Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu’nda kahraman
ordumuzun büyük cesaret, fedakarlık ve yoğun gayretleriyle Zap’ta kilidi
kapattık. Irak sınırımızın tamamının emniyetini sınır ötesinden tesis ettik.
Terör örgütü tarafından önemsenen ve Suriye ile Kandil arasında kilit konumda
olan bu bölgede bin 136 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, Pençe-Kilit
Harekatı’nda bugüne kadar toplam 3 bin 158 Mayın ve El Yapımı Patlayıcı imha
edilmiş, bin 327 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş, 957’si ağır
silah olmak üzere 2 bin 421 muhtelif silah ve bu silahlara ait 910 binden fazla
mühimmat ele geçirilmiştir. Bölgedeki operasyon ve faaliyetlerimiz aynı azim ve
kararlılıkla devam etmektedir.
Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da Bağdat ve
Erbil’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin, Türkiye-Irak ilişkilerinde bir dönüm
noktası olduğunu düşünüyoruz. Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki iş
birliğini kalıcı hale getirmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bu kapsamda
ülkemiz ile Irak arasında sonuncusu Bağdat’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli
Güvenlik Mekanizması toplantılarının dördüncüsünü, 15 Ağustos’ta Ankara’da icra
ettik. Irak Savunma Bakanı ile “Askeri, Güvenlik İş Birliği ve Terörle
Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladık. PKK’yı kendi problemi olarak da
görmeye başlayan Irak’ın, PKK terör örgütünü “yasaklı örgüt” ilan etmesi yönünde
aldığı kararı memnuniyetle karşılıyor, en kısa sürede “terör örgütü” olarak da
ilan etmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
"SURİYE’NİN BİRLİĞİ
VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKLİYORUZ"
Suriye'de yaşanan olayların maddi, manevi, sosyal ve
toplumsal yükünü en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğunu belirten Güler, DEAŞ,
ardından da PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütlerinin Suriye’deki güç boşluğundan
yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştıklarını anımsatarak şunları
kaydetti;
Suriye’de icra ettiğimiz harekatlarla terör örgütünü
engelledik ve sınırlarımızın güvenliğini sağladık. Bölgede yaşayan veya göç
etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı
oluşturduk. Suriye’deki son gelişmeleri en başından itibaren bölgedeki
muhataplarımızla iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip ediyoruz.
Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü destekliyor, terörle mücadeleye ise
büyük önem ve öncelik veriyoruz. Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum;
muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin
kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen
ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı. Yerel unsurların bu
faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aşamasında ülkemizin bir dahli
olmamıştır.
Ayrıca; Suriye Milli Ordusunun Suriyeli muhaliflerden
meydana geldiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında
Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici
Hükümetinin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığının emri
altında çalıştığını da vurgulamakta yarar var. Bu kapsamda; Suriye’nin toprak
bütünlüğüne, egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit
oluşturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla
izin vermeyeceğimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele
konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı.
Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh
bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir
anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik
ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu
çerçevede Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı
temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz.
"HUDUTLARIMIZDA
KAÇAK GEÇİŞLERE İMKAN TANIMIYORUZ"
Hudut hattında dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu
sistemlerin etkin şekilde kullanıldığını vurgulayan Bakan Güler, "Meydana
gelen teknolojik gelişmeler ile tedbirlerimizi geliştiriyoruz. Böylelikle
hudutlarımızda kaçak geçişlere asla imkan tanımıyoruz. Halen hudutlarımızda 8
Hudut Tugayımız, 6 Hudut Alayımız olmak üzere toplam 60 bin personel de görev
yapıyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kişinin geçişi
engellenmiş; yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801
kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Tüm bunlara
rağmen hudutlarımızla ilgili daha önce de karşılaştığımız gibi farklı ülke ve
zamanlarda çekilmiş, eski ve benzer görüntülerle özellikle sosyal medya
üzerinden kamuoyu yanıltılmaya ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yıpratılmaya
çalışılmıştır." dedi.
"TARİHİ BİR
UZLAŞMAYA EV SAHİPLİĞİ YAPTIK"
Bakan Güler, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barış ve
istikrara katkılarına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi;
Türkiye; Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik öngörüsü ile son
yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar atarak bölgesinde ve
dünyada etkin bir konuma ulaştı. Bölgesel ve küresel barış için öncü bir rol
üstlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de birçok coğrafyada kardeş, dost ve
müttefik ülkelerin haklı davalarına destek olmayı sürdürmektedir. Türkiye ile
birlikte olanlar kazanacak demiştik. 2024, Türkiye ile birlikte olanların
kazandığı bir yıl oldu. 2025, bu gerçeğin perçinlendiği bir yıl olacak diye
düşünüyoruz.
Türkiye olarak Afrika’nın huzur ve istikrarına büyük önem
veriyor, Afrikalı dostlarımızla ilişkilerimizi daha da geliştirmeyi
hedefliyoruz. Dost ve kardeş ülke olarak gördüğümüz Somali’de güvenlik ve
istikrarın sağlanmasına yönelik olarak eğitim, danışmanlık ve destek kapsamında
icra ettiğimiz faaliyetler artarak devam ediyor. Somali ile 8 Şubat’ta
imzaladığımız İş Birliği Anlaşması ile şu ana kadar yapılan faaliyetlerimizin
geliştirilmesi hedeflenmektedir. Somali’nin isteği üzerine terörle mücadele
konusunda kendilerine verdiğimiz desteği deniz güvenliği alanında da vermeye
başlayacağız. Bu amaçla Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz, donanma
gemilerimizin (TCG Gökova ve TCG Gediz, TCG Ütğm. Arif Ekmekçi) refakat ve
korumasında Somali’de görevlerine devam etmektedir. Öte yandan Çarşamba günü,
Sayın Cumhurbaşkanımızın arabuluculuğunda Somali ve Etiyopya arasında tarihi
bir uzlaşmaya da ev sahipliği yaptık.
"İSRAİL, İŞGALCİ
ZİHNİYETİNİ ARTAN SALDIRGANLIKLA ORTAYA KOYMAKTADIR"
İsrail'in bugüne kadar alınmış kararlara rağmen, bölgede
haksız ve hukuksuz uygulamalarına, masum sivilleri, özellikle çocukları hedef
alan katliamlarına devam ettiğine, Filistinlilere devlet terörü uyguladığına
dikkati çeken Bakan Güler, şöyle devam etti;
Öte yandan, İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırıları ve
İran ile yaşadığı gerginlik tüm bölgenin kaosa sürüklenme tehlikesini artırmış,
İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı
endişemizin ne kadar haklı olduğunu da göstermiştir. Zira İsrail, işgalci
zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk
tanımazlıkla ortaya koymaktadır. Öyle ki Suriye’de meydana gelen son gelişmeler
sonrası İsrail’in Golan tepeleri bölgesindeki yeşil hattı işgali ve Şam’a
yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir.
Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen
bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması
gerekmektedir. Bir kez daha vurgulamak isterim ki; Orta Doğu’da kalıcı barış ve
istikrar için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen,
bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması
şarttır. Öte yandan İsrail’in
saldırganlığı altında zor durumda kalan Gazze’ye ve Lübnan’a insani
yardımlarımızı ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, 19 uçak, 11 gemi ile
275 bin ton yardım malzemesi bölgeye gönderilmiştir. Ayrıca 10 Ekim’de, çok az
sayıda ülkenin yapabileceği çok önemli bir tahliye operasyonunu, Beyrut
Limanı’ndan gerçekleştirdik.
"TÜRKİYE, NATO
İTTİFAKI'NA KATKI SAĞLAMAYA DEVAM EDİYOR"
Türkiye'nin NATO İttifakı’na katıldığı günden bu yana 72
yıldır üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye; NATO’nun ikinci
büyük ordusu olarak NATO kuvvet yapısına, misyon, operasyon ve karargahlarına
katkı sağlamaya devam ettiğini belirten Güler, "Bu kapsamda Türk Silahlı
Kuvvetlerimiz; 10 Ekim 2023’te bir yıl süreyle komutasını devraldığı Kosova
Barış Gücü (KFOR) Komutanlığı görevini uluslararası sorumluluğun gerektirdiği
tam bir tarafsızlık ve şeffaflık içerisinde başarıyla yerine getirmiş, 18 Ekim
2024’te üstlendiği KFOR Komutan Yardımcılığı görevini devralmış, 1 Aralık
2024-1 Aralık 2025 tarihleri arasında 65’inci Mekanize Piyade Tugayı Komando
Taburumuz ile KFOR İhtiyat Taburu görevini, 1 Temmuz 2024’te; 4 yıl süreyle
üstlendiğimiz Karadeniz Müşterek Görev Kuvveti (CTF BLACK) ile yine 1 yıl
süreyle üstlendiğimiz Akdeniz Müşterek Görev Kuvveti (CTF MED)
Komutanlıklarını, 24 Temmuz 2024’te 7’nci kez devraldığı deniz haydutluğuna karşı
Birleşik Görev Kuvveti (CTF-151) komutasını, 3 Aralık 2024’te Kanada Deniz
Kuvvetlerinden devraldığı NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2’nin komutasını
başarıyla sürdürülmektedir. Ayrıca, NATO Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev
Grubu-2’nin komutasını da 16 Aralık’ta, 6 aylığına devralınacaktır. Bosna
Hersek’teki Avrupa Birliği Gücü Althea Harekatı Manevra Bölüğü rotasyonu
kapsamında ise bir motorlu piyade bölüğümüz 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla
İtalya’dan görevi devralacak ve 30 Haziran 2026’ya kadar 18 ay süreyle görevini
sürdürecektir." ifadelerini kullandı.
DOĞAL AFETLERLE
MÜCADELE
Güler, yaşanan afet ve acil durumlarda, diğer kamu kurum ve
kuruluşlarından gelen talepler çerçevesinde arama, kurtarma, ulaştırma,
güvenlik, barınma ve iaşe desteği sağlandığını belirterek, şunları anlattı:
1 Mayıs-30 Kasım 2024 (yangın mevsimi) tarihleri arasında
Orman Genel Müdürlüğünün talebine istinaden 35 büyük orman yangınına 114
helikopter ile 3 bin 558 sorti ve 7 bin tondan fazla su atımı yapılarak destek
sağlanmıştır.
SAVUNMA SANAYİİ
Bakan Güler, "Savunma sanayii alanında güçlü ve
bağımsız olmayan milletlerin geleceğe güvenle bakabilmeleri mümkün değildir."
değerlendirmesini yaptı.
Savunma sanayii firmalarınca üretilen yerli ve milli ürünler
konusuna da değinen Güler, şunları dile getirdi:
Tasarımdan üretime kendi imkanlarımızla geliştirdiğimiz
sistemleri kardeş, dost ve müttefik ülkelere de ihraç ederek ekonomimize de
önemli katkılar sağlıyoruz. Bu kapsamda büyük bir başarıyla hizmet veren ve
dünya klasmanında takdir gören silahlı/silahsız insansız hava sistemlerimiz
Akıncı, TB-2,TB-3, Aksungur, Anka ve üretimi devam eden Kızılelma ve Anka-3’ün
yanı sıra; Temel eğitim ve hafif taarruz uçağımız “HÜRKUŞ”, Jet eğitim uçağımız
“HÜRJET”, Genel maksat helikopterimiz “GÖKBEY” ve taarruz helikopterimiz ATAK,
ilk yerli ve milli savaş uçağımız KAAN, ana Muharebe Tankımız ALTAY, MİLGEM
projesi kapsamında üretilen korvetler, Milli Denizaltı (MİLDEN Projesi), İSTİF
sınıfı fırkateynler ve özellikle TCG ANADOLU ülkemizin savunma sanayi
atılımlarının en somut örnekleridir. Son olarak geçtiğimiz ay Bayraktar TB-3’ün,
milli gururumuz ve donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu’dan ilk kalkış ve
inişini başarıyla gerçekleştirmesi de / yerli ve milli savunma sanayindeki adımlarımızın
en son örneğidir.
"ÇELİK KUBBE KATMANLI
BİR HAVA SAVUNMA MİMARİSİDİR"
Ayrıca, Dizayn Proje Ofisimiz tarafından, yerli ve milli
olarak tasarlanan ve üretilen Ada Sınıfı korvetlerimiz ve İstanbul
firkateynimizden sonra / 3’üncü proje olan TF-2000 hava savunma harbi muhribi
ile 4’üncü proje olan milli uçak gemisinin tasarım faaliyetleri de başarıyla
devam etmektedir. Önümüzdeki yılın ilk aylarında, bu iki proje kapsamında sac
kesme faaliyetlerinin de yapılmasını planlıyoruz. Öte yandan uzun menzilli hava savunma
sistemleri (SİPER), füze teknolojileri ve elektronik harp sistemleri gibi
kritik savunma sanayi projelerimizde de önemli aşamalar kaydedilmiştir. Türk
savunma sanayisinin önemli bir yapıtaşı olarak hayata geçirilmekte olan Çelik
Kubbe; kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma silah sistemlerimizin KORKUT,
HİSAR-A/HİSAR-O, GÖKDEMİR, SİPER entegre biçimde görev yapmasını sağlayan,
günümüzün tehditlerini bertaraf etme kabiliyetine sahip etkili ve katmanlı bir
hava savunma mimarisidir. Bu “güvenlik şemsiyesi”ni inşa edecek teknolojik
olgunluğa erişmiş durumdayız.
Askeri Fabrikalarımızda, yerli ve milli kaynaklarla
modernizasyon, bakım ve onarım faaliyetleri başarıyla yürütülmekte, Fırtına
Obüslerimiz üretilmekte, tersanelerimizde, kendi savaş gemilerimiz ve milli
denizaltımız tasarlanıp inşa edilmekte, su üstü ve su altı platformlarının bakım
ve onarımları gerçekleştirilebilmektedir. Bakanlığımıza bağlı ASFAT, savunma
sanayi alanında kritik projeleri başarıyla yürütmektedir. Makine ve Kimya
Endüstrisi Anonim Şirketimiz de, sahip olduğu köklü tecrübe ile milli proje ve
yatırımlara öncelik vermektedir. Mühimmat üretimini geliştirmek üzere
Kırıkkale’de yeni fabrikaların yatırım süreci de başlatılmıştır. Ayrıca savunma
ve güvenlik ihtiyaçlarımız doğrultusunda Ağustos ayında Aksaz Tersanemizin
açılışını yaparken / Mersin Tersanemizi de hizmete almış bulunuyoruz.
SURİYE'DE YENİ
YÖNETİM
"Suriye’deki yeni yönetimle askeri işbirliği olur
mu?" sorusunu cevaplayan Bakan Güler, Esad’ı deviren yeni yönetim; ilk
açıklamasında tüm hükümet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer
uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah
tespit etmeleri halinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal
Silahların Yasaklanması Örgütüne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni
yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini
düşünüyoruz. Halihazırda birçok ülke ile Askeri Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız
bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız."
ifadelerini kullandı.
Güler, sözlerini şöyle sürdürdü;
ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak
ortam değişti. Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği
kabullenmek zorunda. Nitekim, PKK/YPG’nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve
petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG
terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası
düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan
tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca
Esad’ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede
kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler.
Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin kendi
televizyonuna yaptığı açıklamada “Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de
bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak
dalgalandırılmayacak” mesajı verdi. Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde
kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor. PKK/YPG
terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne
Suriye halkının, ne yeni yönetimin ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu
değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li
dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını
tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz.
"TERÖR ÖRGÜTÜ ER
YA DA GEÇ TASFİYE EDİLECEK"
Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütü er ya da geç
tasfiye edilecek. Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz.
Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriye’li olanlar
silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt
kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece
teröristlerle. Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimiz de terör örgütü PKK/YPG’nin
baskı ve zulmüne maruz kaldı. PKK/YPG’li teröristler orada yaşayan Kürt
kardeşlerimizin çocuklarını zorla kaçırıyor ve çocuk yaşta silahaltına alıyor.
Aileler de bu durumdan rahatsız olduklarından çocuklarını örgütün elinden kurtarmak
için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. İşte bizim sorunumuz Kürt
kardeşlerimize de zulmeden PKK/YPG terör örgütüyledir.
RUSYA'NIN SURİYE'DEKİ
DURUMU
Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine
yönelik kesin bir emare bulunmadığını belirden Güler, "Bazı gemileri bakım
ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını
sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus
yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda
görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan
değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte
onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir
talepleri olmadı. Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı
var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve
alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye’den kaçan Beşar
Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir. " diye
konuştu.
Güler, Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyetinin, Suriye
topraklarının bölünmesine ve bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmak
için olduğunu vurguladı.
F-16, EUROFİGHTER
ALIMI
Bakan Güler, Hava Kuvvetlerinin gücünü artırmaya yönelik
faaliyetlere ilişkin, şunları aktardı: 40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve
teknik görüşmeler devam ediyor. Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu
şekilde sürüyor. Katar’da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet
Eurofighter, 18 Aralık’ta Ankara'ya gelecek ve uçakları görme fırsatı
bulacağız. F-35 konusunda da almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16
alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz.
ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA
yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise
bir değişiklik yoktur.
TEĞMENLER HAKKINDA
YÜKSEK DİSİPLİN KURULU SÜRECİ
Bakan Güler, MSÜ Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak
Devir Teslim Töreni'nde bazı teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin
Kuruluna (YDK) sevk edilmesine ilişkin, "Teğmenlerin Türk Silahlı
Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Biz
olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade
ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya “Mustafa Kemal’in
Askerleriyiz” demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve
planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve
soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin
soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden “Mustafa
Kemal’in Askerleriyiz” dedin, diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik
ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve
disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci
devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat
belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim" dedi.
AA
AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, Muhittin Böcek yönetimindeki CHP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirerek, belediyenin şehirdeki sorunlara çözüm getirmek yerine, mevcut sorunları daha da büyüttüğünü belirtti. CHP'nin sözde verdiği vaatleri yerine getirmediğini ve icraatlarının sıfır seviyesinde olduğunu aktaran Köse, Antalya’daki yatırımların AK Parti döneminde yapıldığını kaydetti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, Antalya'nın tarım başkenti olduğunu belirterek, seracılığın ve örtü altı yetiştiriciliğin sürdürülebilirliği için çiftçilerin desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.
MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, Antalya’nın yaş sebze ve meyve ihracatında Türkiye’nin lider şehirlerinden biri olduğunu ve tarıma dayalı sanayinin şehrin ekonomik gücünü daha da pekiştirdiğini söyledi. Antalya’nın, sadece bir turizm kenti değil, aynı zamanda güçlü bir sanayi ve ticaret merkezi olarak büyümeye devam edeceğini dile getirdi.
AK Parti’de Antalya’da Korkuteli, Kumluca ve Demre ilçelerine başkan atamaları gerçekleşti.
Konyaaltı Belediyesi Aralık Ayı Olağan Meclisi’nde AK Parti Grup Sözcüsü Murat Sevinç’in Sayıştay raporu bilgilendirmesinden sonra söz hakkı verilmemesi üzerine AK Parti Konyaaltı İlçe Başkanı Yunus Günal konuyla ilgili basını toplantısı yaptı. Günal, “Konyaaltı 30 yıldır CHP'nin başarısız yönetiminin elinde adeta bir kayıp yaşamıştır” dedi.
Antalya'nın İbradı ilçesinde 31 Mart Yerel Seçimlerinde Belediye Başkanı olarak seçilen Hatice Sekmen, çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. "İbradı’nın topuklu efesi" olarak tanınan ve bölgede büyük bir sevgiyle karşılanan Başkan Sekmen, hem sahada vatandaşlarıyla bir araya geliyor hem de ilçede sürdürülebilir projeler için adım atıyor.
Gündoğmuş Belediye Başkanı Ali Gülen, Yeniköy, Çamlıalan, Karaköy ve Bedan Mahallelerinde bulunan vatandaşları ziyaret ederek, incelemelerde bulundu.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “İsrail'den bir adet bile tohum almıyoruz. Şu anda bütün dünyada bağlantılarımız kopsa bile ülkemizin gıda arz güvenliğine etki edecek tohumculuk anlamında hiçbir sorunumuz yoktur, olmayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleşen kritik kabine toplantısı sona erdi. 'Suriye' başlığının ana gündem maddesi olduğu toplantıya ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğretim burslarında yüzde 50 zam müjdesini verirken 'Suriye'deki gelişmeler hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda MHP Grup Sözcüsü Selçuk Senirli’den CHP’li Alanya Belediyesi’ne ‘hodri meydan’ diyerek savaş ilan etti. Senirli konuşmasında ''Türklüğün sembolü bozkurttan rahatsızlık açıklaması Alanya halkına hakarettir. Bu laflar Toros ağzı değil, soros ağzıdır'' dedi.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz