Bakan Güler: F-16 tedarik süreci öngörülen takvime göre ilerliyor
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD'den F-16 tedariki konusunda sürecin olumlu ilerlediğini ancak bu ülkenin Suriye'de terör örgütü PKK/YPG'ye süregelen desteğinin müttefiklik dayanışmasına aykırılık teşkil etmeyi sürdürdüğünü söyledi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 13-14 Haziran'da
Brüksel’deki NATO Karargahı'nda düzenlenen NATO Savunma Bakanları Toplantısı'na
katılmasının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bu kapsamda NATO-Ukrayna Temas Grubu toplantısına da
katıldığını belirten Güler, "Toplantılarda hem ülkemizin değişik
konulardaki görüşlerini ifade ettik hem de mevkidaşlarımızla bir araya gelerek
görüş alışverişinde bulunduk. Genel olarak çok faydalı ve verimli geçtiğini
değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.
"NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip güçlü ve
güvenilir bir üyesi olarak dayanışmanın, caydırıcılığın odak noktası olduğu
anlayışıyla NATO'ya katkılarımızı sürdürdüğümüzü hatırlattık." diyen
Güler, Türkiye'nin İttifak bünyesinde yürütülen çalışmaları yakından
izlediğini, NATO’daki sorumlulukları yerine getirmeyi sürdürerek NATO'ya ve
Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine kayda değer ve önemli katkılarda
bulunmaya devam edeceğini dile getirdiğini söyledi.
Toplantıda Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Karadeniz’in
güvenliğine ilişkin neler konuşulduğuyla ilgili soruya yanıtında Güler,
Türkiye'nin başta toprak bütünlüğü olmak üzere Ukrayna’ya güçlü desteğini ifade
ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Montrö Sözleşmesi'ni hassasiyetle uyguladığımızı ve
Karadeniz’de en uzun kıyıya sahip müttefik olarak 'bölgesel sahiplik ilkesi'ne
verdiğimiz önemi dile getirdik. Diğer yandan Bulgaristan ve Romanya ile
birlikte teşkil ettiğimiz Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu
İnisiyatifi’nin gelecek ay aktive edileceğini ifade ettik."
Bakan Güler, NATO'nun önemli bir müttefiki olarak Türkiye’ye
yönelik bazı ülkelerin lisans kısıtlamalarının gündeme gelip gelmediğiyle
ilgili soruyu şöyle yanıtladı:
"NATO Karargahı'ndaki toplantılar sırasında ve
mevkidaşlarımızla gerçekleşen görüşmelerde NATO'nun komuta ve kuvvet yapısına,
harekat ve misyonlarına kara-deniz-hava ve uzaydaki gayretlerine yaptığımız
kayda değer katkılarımızı bir kez daha hatırlatma fırsatımız oldu. Bu kapsamda
ülkemize uygulanan ihraç lisans kısıtlamalarının kabul edilebilir olmadığını vurguladık.
Ayrıca Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan müttefiklerin, AB'nin savunma
girişimlerine tam katılımının sağlanması gerektiğinin de altını çizdik."
GAZZE'DEKİ DURUM
Toplantı sırasında Gazze’deki durumun da konuşulup
konuşulmadığının sorulması üzerine Güler, şunları söyledi:
"Temaslarımız sırasında başta Gazze’de devam eden savaş
olmak üzere istikrarsızlık kaynaklı sorunlara çözüm bulmanın ittifakın lehine
olduğunu ifade ettik. Gazze’de masum sivillerin katledilmesini şiddetle
kınadığımızı, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinde 10 Haziran'da kabul
edilen 2735 sayılı kararın da en kısa sürede eksiksiz uygulanmasının kalıcı
ateşkesin sağlanması ve insani facianın önlenmesi bakımından elzem olduğunu ve
BM kararları doğrultusunda iki devletli bir çözümü güçlü bir şekilde
desteklediğimizi belirttik."
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN
SURİYE'NİN KUZEYİNDEKİ FAALİYETLERİ
Bakan Güler, terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'nin kuzeyindeki
faaliyetlerinin gündeme gelip gelmediğiyle ilgili soruya şöyle karşılık verdi:
"Ülkemizin PKK/YPG dahil terörizmle mücadele ettiğini
ifade ettik. Terör örgütü PKK/YPG'nin ise 'DEAŞ ile mücadele' adı altında
uluslararası kamuoyunu yanılttığını anlattık. NATO’nun güney sınırında,
Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bir 'terör koridoru' kurulmasına asla müsaade
etmeyeceğimizi bir kez daha vurguladık."
F-16 TEDARİKİ VE
ABD'NİN PKK/YPG'YE VERDİĞİ DESTEK
Milli Savunma Bakanı Güler, "F-16 tedariki konusu
olumlu yönde ilerlerken ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG'ye
verdiği destek de sürüyor. Son dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği
noktayı nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna verdiği yanıtta şunları ifade
etti:
"Türkiye-ABD ilişkileri, uzun ve sağlam bir geçmişe
dayanmaktadır. İki NATO müttefiki olarak ortak değerleri ve çıkarları
paylaşıyoruz. F-16 tedarik süreci öngörülen takvime göre ilerliyor. Son uçağın
teslimine kadar bu önemli projenin sorunsuz bir şekilde tamamlanmasını ve bu
olumlu havanın ilişkilerimizin diğer alanlarına da yansımasını temenni
ediyoruz. Bildiğiniz gibi, yeni NATO stratejik konseptinde de iki ana tehditten
biri terörle mücadeledir ancak maalesef, müttefiklik dayanışmasına aykırı bir
şekilde, ABD'nin Suriye’de terör örgütü ile süregelen işbirliği, ulusal
güvenliğimizi tehdit etmeye devam etmektedir. Terör örgütünün ileri bir tarihe
ertelediği sözde seçim hamlesinin hukuksal bir temeli bulunmamaktadır. Sözde
seçimler, esasen, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını da içeren BM'nin
2254 numaralı kararına da aykırıdır."
Güler, Türkiye'nin güney sınırlarının hemen ötesinde bir
terör devletinin kurulmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam
etti:
"Amacımız, bölgedeki teröristleri etkisiz hale
getirmek, sınır güvenliğimizi sağlamak ve Suriye halkının huzur ve güvenliğine
katkıda bulunmaktır. Bizim ABD'den beklentimiz, 2019 yılındaki taahhütlerini
yerine getirmesi ve PKK/YPG'ye verilen tüm desteği kesmesidir. ABD'li
muhataplarımıza DEAŞ'la mücadele kapsamında ihtiyacı olan desteği vermeye hazır
olduğumuzu her platformda ve her seviyede iletiyoruz. Biz, üzerimize düşen tüm
sorumlulukları yerine getirmeye, bölgemizde ve dünyada barışa, işbirliğine
katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu aşamada ABD ile ikili ilişkilerimizde önümüze
bakmak ve olumlu bir gündeme odaklanmak istiyoruz."
AVRUPA'NIN
"KENDİ GÜVENLİK ÇATISINI" KURMA ARAYIŞI
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, bazı Avrupa ülkelerinin
"kendi güvenlik çatılarını" kurmaya yönelik açıklamalarıyla ilgili
Türkiye'nin bakış açısını ise şöyle özetledi:
"Washington zirvesine giden süreçte, değişen güvenlik
ortamı çerçevesinde İttifak’ın ihtiyaçlarının karşılanması için tüm
müttefiklerle yakın işbirliğimizi sürdürüyoruz. Avrupa-Atlantik bölgesinde
savunma ve caydırıcılığın sağlanması ve üye ülkelerin güvenliklerinin kolektif
teminatı NATO’dur. Kurulduğu günden bugüne kadar yaptıklarıyla başarısını
kanıtlamış bir örgüttür. AB üyesi müttefiklerin, NATO’nun güvenlik şemsiyesinin
dışında alternatif arayışları içinde olması, İttifak’ın birlik ve beraberliğine
zarar verir, başarıya ulaşması da mümkün değildir. Tüm müttefiklerin savunma ve
güvenliği için tek platform NATO’dur. AB'nin çabaları ancak ve ancak NATO’ya
tamamlayıcı nitelikte olursa faydalı olur ve ancak bu durumda biz de içerisinde
yer almayı değerlendiririz."
AA