Bakan Fidan: Yunanistan ile ilişkilerde iyimserlik için çok sebep var
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde iyimser olmak için çok fazla sebep olduğunun altını çizerek, “Gelecek nesillerimizin güvenlik ve refahı için diyalog ve işbirliğinden başka yol göremiyorum. Sorunlara çözüm yöntemleri için Birleşmiş Milletler (BM) Şartını takip etmek yeterli” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Atina'ya 8 Kasım'da yapacağı
resmi ziyaret ve Yunan mevkidaşı Yorgos Yerapetritis ile yapacağı görüşme
öncesinde, Yunanistan'da yayımlanan Ta Nea gazetesinin sorularını yanıtladı.
İki yıla yakın süredir Türkiye ve Yunanistan arasındaki
ilişkilerde olumlu bir ivme yakalandığına işaret eden Fidan, "Bunun
başlıca nedeni iki ülke liderlerinin kararlılığı ve seçmenden aldıkları güç.
Malum, Türkiye'de ve Yunanistan'da son seçimlerde iki iktidar partisi de halkın
önemli desteğini aldı. Her iki lider, bu güçle birlikte Türkiye-Yunanistan
ilişkilerini geliştirme konusunda kararlılıklarını ortaya koydu." diye
konuştu.
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihsel
sorunları bir yana bırakıp krizler içerisinde bulunan uluslararası sistemde
birlik ve dayanışma ile hareket edilmesi yönünde bir vizyon çizdiğini ve Ege'yi
barış denizine dönüştürme hedefini ortaya koyduğunu kaydetti.
GELİŞEN İKİLİ
İLİŞKİLER
Türkiye ve Yunanistan'ın işbirliğini pek çok alanda,
karşılıklı güven temelinde artırdığını belirten Fidan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Ticari ilişkilerimizi geliştirmekteyiz. Halklarımız
arasındaki mevcut dostluğu daha da sağlamlaştırmaktayız. Bizim amacımız,
paylaştığımız bu coğrafyanın geleceğini karşılıklı iyi niyete dayalı ortak bir
vizyonla şekillendirmektir. Türkiye ve Yunanistan gibi iki komşu ve müttefik
açısından zaten mantıklı olan da budur. Böylelikle her devletin asli görevi
olan, halklarımızın huzur içinde, güvenli ve müreffeh bir ortamda yaşayabilmelerini
temin ediyoruz." dedi.
Fidan, Türkiye ve Yunanistan'da bu yakınlaşmayı eleştiren
kesimlere hem Türkiye'nin hem Yunanistan'ın milli menfaatlerinin ancak dostluk
ve işbirliği ile güvence altına alınabileceğini anlatmak gerektiğini
belirterek, "Tabii bunu yapabilmek için gerçekçi davranmamız ve
sorunlarımıza doğru teşhisler koymamız gerekiyor." diye konuştu.
DİYALOG KANALLARININ
AÇIK OLMASI
İki ülke arasında diyalog kanallarının özellikle en üst
düzeylerde olmak üzere açık ve işler olmasının önemini vurgulayan Fidan, Aralık
2023'te Türkiye ve Yunanistan'ın imzaladığı Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk
Hakkında Atina Bildirgesi'nde de, etkin iletişim kanallarının gerilimin düşük
tutulmasındaki rolünden bahsedildiğini hatırlattı.
Fidan, "Dostum Yorgos (Yerapetritis) ve ben, gerek olası
gerilimleri azaltmak, gerek ilişkilerimizi ileriye taşımak için aramızdaki
samimi diyalogdan en verimli şekilde istifade ediyoruz. Telefonlarımız
birbirimize 24 saat erişebilir durumda. Sorunlarımızın krize dönüşmesini bu
şekilde önleyebiliyoruz. Meselelerimizi suhuletle, açık sözlülükle ele
alıyoruz. Yorgos ile uzunca bir görüşme yaparak bugünkü diyaloğumuzun
temellerini oluşturmuştuk. Diyaloğa açık, yapıcı ve sonuç odaklı
yaklaşımlarımız ikili ilişkilerimize olumlu etki ediyor." dedi.
Oluşturulan bu anlayışla sadece iki bakan arasında değil,
iki ülke Dışişleri Bakanlıklarının koordinesiyle farklı kurumların karşılıklı
etkileşiminin de hızlandırıldığını belirten Fidan, her ne kadar üzerinde
uzlaşıya varılamayan birçok önemli konu olsa da iletişim kanallarının açık
tutulmasının her iki taraf için de fayda sağladığını, öte yandan krizden
beslenen çevrelerin ise bu durumdan rahatsız olduğunu ifade etti.
EGE'DE DENİZ PARKLARI
Fidan, deniz parkları konusunun gündeme geldiği ilk günden
itibaren Türkiye'nin Ege'de Yunanistan ile bu hususta da işbirliğine açık
olduğunu ortaya koyduğunu kaydederek, "Zaten uluslararası deniz hukuku da
Ege gibi yarı kapalı denizlerde çevre konularında kıyıdaşlar arasında
işbirliğini teşvik etmektedir. Bu konudaki hassasiyetlerimizi de tekrar etmeme
gerek olmadığını düşünüyorum. Çevre gibi evrensel değerlerin siyasi amaçlarla
istismar edilmesine karşıyız. Ege'nin diğer kıyısında biz yokmuşuz gibi
davranılması doğru değil. Zira korunması gereken çevre bizi de etkiliyor. Biz
her türlü işbirliğine açığız." diye konuştu.
ÇÖZÜM YOLU
İkili ilişkilerde iyimser olmak için çok fazla sebep
olduğunun altını çizen Fidan, "Gelecek nesillerimizin güvenlik ve refahı
için diyalog ve işbirliğinden başka yol göremiyorum. Sorunlara çözüm yöntemleri
için Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nı takip etmek yeterli. Anlamlı diyalog
sonucu kapsamlı çözümlere ulaşamazsak bütüncül bir yaklaşımla uluslararası
yargıya gideriz. Ama bunun için çekinceleri ve engelleri kaldırmak ve en başta
vehimlerden kurtulmak gerekir." dedi.
Fidan, her ülke için olduğu gibi egemen eşitlik, karşılıklı
saygı ve yapıcı diyaloğun Türkiye için de çok önemli olduğuna işaret ederek,
Akdeniz coğrafyasının tarih boyunca en çok beşeri etkileşime sahne olan bölge
olduğunu kaydetti.
Bu etkileşimin karşı tarafın önceliklerini de anlama
yeteneği sayesinde geliştiğini belirten Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkili ilişkilerde de konuşmaya 'karşı tarafın da
hakları ve öncelikleri var' diye düşünerek başlarsak ve daha iyi birer
dinleyici olursak daha başarılı oluruz kanaatindeyim. Neticede birbiriyle
bağlantılı, sadece kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge meselesine
indirilmesi mümkün olmayan pek çok sorunumuz var. Bu sorunların tamamının
karşılıklı saygı ve işbirliği temelinde ele alma vaktinin geldiğini
düşünüyoruz."
DÜZENSİZ GÖÇ
Fidan, olası yeni bir göç dalgasına ilişkin soruyu
yanıtlarken, göç yönetiminin son 15 yılda dış politikada önemi giderek artan
bir gündem maddesi olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin gerek göç yönetimi gerek düzensiz göçle
mücadelede azami gayret ortaya koyduğunu vurgulayan Fidan, "İlke
itibarıyla, muhataplarımızın da düzensiz göçle mücadelelerini uluslararası
hukuktan kaynaklanan sorumluluklarını göz önünde bulundurarak sürdürmelerini
bekliyoruz." dedi.
Fidan, düzensiz göçle mücadelenin, sınır güvenliğinin
ötesinde, kaynak ülkelerde çözüm projelerinden uyum politikalarına çok boyutlu
çalışmalar gerektiren bir saha olduğunu ifade ederek, Türkiye ve Yunanistan'ın,
ana düzensiz göç rotalarından biri üzerinde bulunan iki ülke olduğunu kaydetti.
Yunanistan'la göç alanında diyalog kanallarının işler
durumda tutulmasının Türkiye açısından da önemli olduğunu belirten Fidan
"Bu alanda işbirliği yapılması ülkelerimizin yararınadır. Özellikle
Bulgaristan'la birlikte gerçekleştirilen üçlü toplantıların devamlılığını
düzensiz göçle mücadele için elzem görüyoruz." diye konuştu.
KIBRIS MESELESİ
Fidan, Kıbrıs meselesine ilişkin yaptığı değerlendirmede ise
halihazırda ortada herhangi bir müzakere sürecinin olmadığını, zira neyin
müzakere edileceği konusunda derin görüş ayrılıkları bulunduğunu kaydetti.
Taraflar arasında ortak zemin olmadığının BM tarafından da
kayda geçirildiğini belirten Fidan, gelecek dönemde düzenlenecek geniş formatlı
gayriresmi toplantının, sadece ileriye dönük neler yapılabileceğine dair görüş
alışverişine olanak sağlayacağını aktardı.
Fidan, öte yandan, Kıbrıs Adası'nın "yeniden
birleşmesi" sayfasının kapandığının artık anlaşılmış olması gerektiğini
ancak çözüm yönünde ilerlenebilmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
Çözüm için farklı yollar olabileceğine işaret eden Fidan,
"Sonuç itibariyle siyasi meseleler fizik kuralları gibi değildir. Bir
yoldan sonuca varılması imkansız ise başka yoldan gidilir. Türk tarafı olarak
biz de bunu yapıyoruz. Bu durumda çözüm için Ada'daki gerçekleri temel almamız
gerekiyor. Ada'da iki ayrı halk ve iki ayrı devlet var. Bunlar komşu olarak,
işbirliği içinde yan yana yaşayabilir. Bunu nasıl başaracaklarına iki halk
birlikte karar verir. Adada hem Rumların hem Türklerin zenginliğini,
güvenliğini, özgürlüğünü, barışını, egemenliğini mümkün kılacak bir yeni ruha
ihtiyaç var." diye konuştu.
AA