Bakan Fidan: Gazze'nin ümit ve desteğin yanında aksiyona ihtiyacı var
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze'nin ümide ve desteğe ihtiyacı var. Fakat bütün bunlardan öte aksiyona ihtiyacı var. Bu savaş İsrail-Filistin savaşı değil küresel demokrasiye bir meydan okuma” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde
"Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı" İstanbul'da
yapıldı.
Bakan Fidan, buradaki konuşmasında şunları kaydetti;
Bugün D-8 ülkeleri Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran,
Malezya, Nijerya, Pakistan ve Türkiye olarak İstanbul'dan Filistin'e
desteğimizi en güçlü şekilde duyuruyoruz. Bu teşkilat 6 ilke üzerine kuruldu;
Barış, diyalog, iş birliği, adalet, eşitlik ve demokrasi. Dünya bir çok farklı
engelle ve belirsizlikle mücadele ederken bu ilkeler giderek daha önem
kazanıyor. Bu olağanüstü bakanlar konseyi toplantısı Filistin için daha fazla
destek seferberliği ve dayanışmayı gösterme amaçlı bir araya geldi.
"ULUSLARARASI
SİSTEM ÇÖKÜŞE GEÇTİ"
Gazze'nin ümide ve desteğe ihtiyacı var fakat bütün
bunlardan öte aksiyona ihtiyacı var. Bu savaş İsrail-Filistin savaşı değil
küresel demokrasiye bir meydan okuma. Uluslararası sistem iki yüzlülük ve bazı
ülkelerin körlüğü nedeniyle aslında çöküşe geçti. Gözlerimizin önünde
gerçekleşen son 8 aydır Gazze'deki gelişmeler aslında normları ve değerlerin
erozyonunu gösteriyor. İsrail kıyımının devam etmesi toplumsal gerilimi ve
halkların öfkesini tetikliyor. Uluslararası sistem bir çözüm getiremediği
sürece aslında İslam dünyası olarak bu probleme sahip çıkmak ve kalıcı bir
çözümün liderliğini yapmak bize düşüyor.
Türkiye olarak biz bölgesel problemlerin, bölgesel çözümleri
beraberinde getirmesi ve ancak bu şekilde çözüleceğine inanıyoruz. Aslında bu
yaklaşımın İslam İşbirliği Teşkilatı içinde de yansımasını bulması bizi memnun
ediyor. Savaşın ilk günlerinden bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı kararlı bir
biçimde kararlar aldı. İslam dünyası ilk defa bu kadar kararlı bir duruş
gösteriyor bu bölgesel sorun nedeniyle. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi
arasında bir temas grubu kurduk ve farklı ülkelere seyahat edip üst düzey
toplantılar gerçekleştirdik. Bu adımların sonuçlarını görmek son derece önemli.
Politikalarını değiştiren ülkeler ve Filistin'in adil davasını kabul eden ülkeler
var.
İslam İşbirliği Teşkilatı'na ilaveten Müslüman dünyası, Arap
Ligi, Türk Devletleri Teşkilatı ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi teşkilatlarla
da adımlar attık. Bütün bunlar son derece geniş kapsamlı bir biçimde sistemli
bir biçimde İsrail'e baskı yapmak için uygulanan çalışmaların sonucu. İsrail'in
savaşı giderek tırmandırma çabaları karşısında bölgedeki kardeşlerimiz giderek
tehdit altında yaşamaya devam ediyor. Şu anda Mısır sınırındaki olaylar,
Lübnan'ın hedef alınması ve Suriye'deki İran konsolosluğuna yapılan saldırılar
hep bu bölgesel taşma etkisinin sonuçları. D-8 bizim dayanışmamızı, İsrail
saldırısına karşı göstermemiz için bir başka platform. Bu da kardeşlerimizin bu
bölgede yanında olduğumuzu gösteriyor. Aynı zamanda Mısır'ın Gazze'ye insani
yardımın girişindeki inanılmaz rolünden dolayı da tebrik ve takdir ederek
kutluyoruz.
"GAZZE'NİN
YANINDA DURMAK HEPİMİZİN GÖREVİ"
İsrail uluslararası hukuk çerçevesinde birbiri ardına suçlar
işlemekte. Gazze'de bulunan bu durum insanlık için bir utanç. Gazze'nin yanında
durmak ve bu zorbalığa, baskıya direnebilmek hepimizin görevi. İşgal, ilhan ve
yasa dışı yerleşimlere karşı durmak insan onurunu yüceltmek zorundayız. D-8
olarak Filistin'in yanındayız ve arkasındayız. Her noktada işbirliğimizin
beyanı ile Filistin halkının haklarını güvence altına almak için çalışıyoruz.
Hiçbir şüphemiz yok ki, Gazze'de bu katliamı gerçekleştirenler bir gün hesap
verecekler. Filistin'in barışçıl geleceği yanında duranlar kazanacak.
"BİR NOKTADA
FİLİSTİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E TAM ÜYE OLACAK"
İki devletli ve bağımsız, egemen, toprak bütünlüğü olan,
1967 sınırları içerisinde Doğu Kudüs başkent olan bir Filistin devletini
desteklemeye devam ettik. Bugüne kadar 148 ülke Filistin devletini tanıdı.
İspanya, Norveç, İrlanda ve en yakın geçmişte Slovenya'nın katılmasıyla
yüzlerce ülke bu tarihi adaletsizliğe karşı durdu ve buna bir muhalefet şerhi
koydular. Geri kalan ülkeler de eminim ki bunu takip edecekler. Bir noktada
Filistin Birleşmiş Milletler'e tam üye olacak. Biz bu noktada Filistin
devletini tanımaları için diğer ülkelere çağrıda bulunuyoruz. Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi bu çağrıya kulak vermeli ve bir ülkenin esiri
olmaktan çıkmalı. Filistin hali hazırda her türlü siyasi, ekonomik ve yasal
desteği tam devlet olarak hak ediyor. Bizim çalışmalarımız sürdürülebilir,
kesintisiz ve engelsiz bir biçimde insani yardımın Gazze'ye verilmesi ve acil,
kalıcı ateşkes için olacaktır.