Bakan Ersoy: İlk 3’e girmeyi hedefliyoruz
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin dünyanın en çok turist çeken dördüncü ülkesi olduğunu belirterek, “2028’de 80 milyon civarında ziyaretçi çekerek ilk 3’e girmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Bakan Ersoy, Şanlıurfa Kültür Yolu Festivali programı
kapsamında hafta sonu geldiği kentte medya temsilcileriyle bir araya geldi.
Şanlıurfa'nın tarihiyle, gastronomisiyle inanılmaz bir şehir
olduğunu dile getiren Ersoy, bölgenin büyük turizm potansiyeli barındırdığını
ancak bundan yeterince pay alamadığını ifade etti.
Yoğun bir tanıtımla, yatak kapasitesini artırarak bölgenin
cazibe merkezi haline gelmesi için çalıştıklarını anlatan Ersoy, festivalin
gerçekleştiği şehirlerin başta Türkiye olmak üzere dünyada markalaşmasını sağlamayı
amaçladıklarını vurguladı.
Festivalin turizme de etki edecek bir özelliğinin olduğuna
işaret eden Ersoy, program tarihini artık 1 yıl önceden açıklayacaklarını,
uluslararası etkinliklerin daha da artmasını istediklerini ifade etti.
Ersoy, festival sırasında bütün otellerin dolduğunu,
şehirlerde hareketliliğin oluştuğunu, uçaklarda yer bulunamadığını belirterek,
2028'de festival gerçekleştirilecek şehir sayısını 35'e çıkarmak istediklerini
kaydetti.
Festivallere katılan sanatçıların, sanat kurumlarının büyük
özveride bulunduğuna dikkati çeken Ersoy, "Uygun şartlarda katılıyorlar,
her türlü desteği veriyorlar. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum." dedi.
Medya temsilcilerinin sorularını da yanıtlayan Bakan Ersoy,
Müzekart sayesinde sembolik bir fiyatla insanların 350'den fazla müzeye, ören
yerine girme imkanı bulduğunu, kartın 1 Haziran'dan itibaren tamamen
dijitalleşeceğini söyledi.
Arkeolojik kazıları 12 aya yayacaklarını, eskiden 45-60 gün
arasında kazı yapıldığını ve çok fazla bir çalışma olmadan sürecin bittiğini
anlatan Ersoy, finansal destek sağladıklarını, 12 ay çalışma yapamayacak
hocaları değiştirdiklerini, 60 yıllık çalışmanın 4 yılda yapılmasını
hedeflediklerini dile getirdi.
Eskiden ören yerinde bir noktada yapılan kazı çalışmasının
şimdi 15-20 yerde yapıldığını, yabancı kazı başkanlarının görevine son
vermediklerini ancak her birine koordinatör Türk kazı başkanı gönderdiklerini
bildiren Ersoy, "163 yıl sonra her yer millileşti. 163 yıllık serüvendir,
bu Efes'le başladı. 163 yıl sonra ülkemizdeki bütün kazı noktaları Türk kazı
başkanlıkları nezaretinde kazılır hale geldi. Yabancıları dışlamadık. Projenizi
getirin dedik. 500 metrekarede çalışacaksın ama 50 dönümü işgal ediyorsun.
Benim kazı başkanım bilecek dedik." değerlendirmesinde bulundu.
GECE MÜZECİLİĞİ
UYGULAMASI
Sahil bölgelerinde gündüz hava sıcaklığından dolayı
turistlerin havuz başından, sahilden ayrılmadığını, şehir merkezlerinde,
merkeze yakın ya da çok yoğun turist alan merkezleri aydınlatarak aşamalı
şekilde gece müzeciliğini başlattıklarını ifade eden Ersoy, Side'de, Efes'te
bunun yapıldığını, Pamukkale'nin bittiğini, Hierapolis'in devreye gireceğini
belirtti.
Ersoy, gece müzeciliğinden esnafın da faydalandığını,
turistlerin otel dışına çıkarak esnafla buluştuğunu söyledi.
ZİYARETÇİ SAYISINDA
DÜNYANIN 3. ÜLKESİ OLMA HEDEFİ
Türk turizminde sezonu 12 aya yaymayı hedeflediklerini,
bunun da sadece güneş, kum, denizle olmayacağını belirten Bakan Ersoy, şöyle
konuştu:
"Belli bir ürüne endekslenmiş destinasyonlar var. Asya
destinasyonu turisti deniz, kum, güneşe gelmez. Şemsiyeyi güneşten korunmak
için kullanıyorlar. Asya turistini hedefliyoruz. En önemli hedeflerimizden...
Bu yeni hedef destinasyonlarımız arasında, hızlı büyüme öngördüğümüz, THY ile
de ortak proje yönetiyoruz. En önemli noktalardan biri bu. Batılı, nitelikli
turisti hedefliyoruz. Hem şehir hem kültür turizmini beraber tanıtıyoruz.
İstanbul artı kültür diye. Sezonu 12 aya yaymak açısından da önemli. Turizmi 81
vilayete yaymak açısından da önemli. Doğu, Güneydoğu'yu kültürel, arkeolojik
değerleriyle ön plana çıkarıp oraya da turist akışını sağlamış oluyorsunuz.
Öbür türlü kıyıyla sınırlı kalırsınız.
Bizim çok iddialı hedeflerimiz var. 2028'e kadar 80 milyon
civarı turist hedefliyoruz. Bu sadece deniz, kum, güneşle olmaz. Hem aynı
noktalara kısa dönemlere konsantre olarak da olmaz. Niteliği artırmak
istiyorsanız personel istihdamı ve verimliliği gündeme getiriyor. 12 ay iş
vermeniz gerekiyor. Sezon dışı dediğimiz ya da ölü sezonda yeni ürünlerle
ortaya çıkmanız lazım. Kültürel, sanatsal faaliyetler, arkeoloji bunların
başında. İşte bunları yan yana getirdiğiniz zaman hem sezonu 12 aya yaymış
oluyorsunuz, nitelikli turist için gerekli olan nitelikli personeli istihdam
etmenizin birinci koşulunu yerine getirmiş oluyorsunuz hem de arkeolojik ve
kültürel planlarıyla ve diğer ürünleriyle ön plana çıkan şehirlerimize,
Anadolu'nun işte Doğu, Güneydoğu gibi şehirlerine de turizmi yaymış
oluyorsunuz. Türk turistlerle başta başlıyoruz o bölgelere girmeye. Aşamalı
olarak yabancı turistleri de yoğunlaştırarak süreci hızlandırmış oluyoruz. Ben
göreve geldiğimde biz 7. sıradaydık dünyada, şu anda 4. sıradayız. Şimdi
hedefimiz ilk 3'e girmek. İlk 3'e girmek dediğinizde sayı 20 milyon artıyor.
Öyle iddialı bir sayı ki bu. Çin, ABD, İspanya, Fransa, önemli rakiplerimiz
var. En son İtalya'yı geçtik, 4'üncülüğe geldik. Biz 2028'de 80 milyon
civarında ziyaretçi çekerek ilk 3'e girmeyi hedefliyoruz."
Türkiye'nin geçen yıl turist başına gecelik gelirde 93
doları gördüğünü, bu yıl ise hedeflerinin 103 dolar olduğunu aktaran Ersoy,
2028'e kadar kişi başı gecelik geliri 130 dolara çıkarmayı öngördükleri
bilgisini verdi.
ANADOLU'DAKİ
ARKEOLOJİK ALANLARIN YÜZDE 10'U KAZILDI
Bakan Ersoy, arkeolojik eserlerin ülkenin kültür hazinesi
olduğuna, şu ana kadar Anadolu'daki arkeolojik alanların yüzde 10'unun
kazıldığına işaret ederek gün yüzüne çıkarılmayan eserlerin toprak altında
korunduğunu söyledi.
Efes Antik Kenti'nde 163 yıldır kazı çalışmalarının
sürdüğünü ve şimdiye kadar buranın yüzde 25'inin kazıldığını anlatan Ersoy, 4 yıl
içerisinde kazı alanını yüzde 45'e ulaştırmayı hedeflediklerini belirtti.
Bakan Ersoy, Hierapolis'in ise 70 yılda yüzde 3,5'inin
kazıldığına işaret ederek, "Bunu da yüzde 35-40 seviyelerine getiriyoruz.
Şimdi bu da birkaç aşama. Bir, kazı işini hızlandırdık, kazıyoruz. İki,
kazdığımızı koruyoruz. Koruma altına alıp bir de restorasyon diye bir ek bütçe
ayırdık. Yani şimdi ayağa kaldırmanız da önemli. Kazıyoruz, buluyoruz,
bulduklarımızı restore ediyoruz, ayağa kaldırıyoruz ve koruyoruz. Aşamalı bir
şekilde hepsine karşılama merkezleri yapıyoruz. Etraflarını koruma bandına
alıyoruz, kamera sistemleri, gece aydınlatmaları, birçok şeyi de beraberinde
yapıyoruz çünkü salaş bir ortamda bırakmanız da ziyaretçi açısından çok değerli
olmuyor. Yani onun sınırını belirlemeniz lazım.
Bir karşılama merkezinden almanız lazım. Yollarını, yürüyüş
yollarını, her şeyini yapmanız lazım ve belli bir oranda da ayağa kaldırmanız
lazım. Yani kazmanız yetmiyor, onu restore edip ayağa da kaldırmanız gerekiyor,
buluntularla orantılı bir şekilde." ifadelerini kullandı.
Kazıları devam eden 177 noktaya müdahil olduklarını ve
bütçeleri çok yoğun şekilde artırdıklarını ifade eden Ersoy, kazı bütçesinin
2019'da 37 milyon lira, geçen yıl ise 1 milyar lira olduğunu, bu yıl 6 milyar
liraya çıkarmayı hedeflediklerini aktardı.
Kaçakçılıkla mücadele noktasında önemli çalışmalar
yaptıklarını, bu konuyla ilgilenmesi için daire başkanlığı oluşturduklarını
anımsatan Ersoy, bunun yanı sıra ülkelerle protokoller yaptıklarını, bu sayede
çok uzun olan, eseri geri getirme süresini kısalttıklarını vurguladı.
Tanıtımlar noktasında yeni çağın iletişim yöntemlerini takip
ettikleri ve bunun için özel bir birim kurdukları bilgisini paylaşan Ersoy,
Türkiye'nin çok yoğun ve etkili tanıtımları sonrasında "dünyanın tanıtım
noktasında izlenen ülkesi" konumuna geldiğini kaydetti.
"PAZAR VE ÜRÜN
ÇEŞİTLİLİĞİ YAPTIK"
Bakan Ersoy, geçmiş dönemlerde en ufak krizde turizm
seyrinin inişli çıkışlı olduğunu, şimdi ise durumun değiştiğini ifade ederek
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi yine bulunduğumuz jeopolitik ortam sebebiyle her
zaman bir kriz oluyor değil mi? Üç tarafımızda savaş var, sıcak çatışma ortamı
var ama biz hep çıkmaya başladık. Hatta ne yaptık, 7'ncilikten 4'üncülüğe
geldik, belli rakiplerimizi de geride bırakarak. Bazen bize mesela anlatıyorlar
bazı yabancı mevkidaşlarımız. Ben de onlara bazen soru soruyorum. Senin
komşuların kimler diyorum, bir de benimkileri ben sayayım sana diyorum.
Anlaşılıyor aradaki fark, bizim işimiz çok daha zor. Tamam çok zengin bir
potansiyele sahibiz, bulunduğunuz jeopolitik ortam da işimizi çok zorlaştırıyor
yani. O yüzden sektörü bağışıklı hale getirmek zorundasın. Bu şimdi geçmişte
kriz vardı, günümüzde de var, gelecekte de olacak bu jeopolitik ortam. O zaman
ne yapacaksın, sektörünü bağışıklı hale getireceksin. Nasıl yaptık? Pazar ve
ürün çeşitliliği yaptık. Ne dedik? Türk Hava Yolları'ndan kırmızı bayrağın
uçtuğu her yer artık hedef destinasyonudur dedik. Eskiden 4-5 ülkeyle turizm
yapıyorduk. Şimdi 330 şehre uçan bir hava yolumuz var. Turizmi her şey etkiler,
bunu bilerek hareket edeceksiniz. Ne yapacaksınız, herkesin pasta payını belli
oranda tutacaksınız. Bir üründe sıkıntı olursa başka ürünü de
destekleyeceksiniz. Bir pazarda sıkıntı olsa diğer pazarı biraz artırarak onu
kapatabileceksiniz. Bağışıklık öyle sağlanıyor."
BELEDİYELERE TURİZM
MASTER PLANI HAZIRLAMA ÇAĞRISI
Bakan Ersoy, bütün belediyelere turizm master planlarını
acil şekilde yapmaları için yazı gönderdiklerini söyledi.
Turizmin popüler hale geldiğini belirten Ersoy, 81 vilayetin
kendilerinden turist bekler hale geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yerel yönetim işbirliği yapmayacaksa, üzerine düşeni
yapmayacak olursa sadece bizim ittirmemizle bu işin olma şansı yok. Onların
etkili bir şekilde gerçek anlamda girmeleri lazım. Benim çözüm önerim bakın çok
açık. Muğla Büyükşehir Belediyesi bir turizm master planı yapacak. Yapması
gereken o, sonra turizm master planının gereklerini yapacak. Yaptığı kadar
sonuç alacak. Aksi takdirde sizin zirveye çıkmanızın çok önemi yok. Aynı hızda
zirveden inersiniz. Turizm böyle bir şeydir. Bizim yükselmemiz değil, pozisyonumuzu
koruyarak yükselmeliyiz. Yoksa çok hızlı bir şekilde de yani içi boş bir şeyi
tanıtırsanız turist yönünü değiştirir. Yani maalesef bazı ideolojik sebeplerle
seçimde oy endişeleriyle, hesaplarıyla bu tarz ırkçı yaklaşımlar oluyor. Bu
tarz yaklaşımların hepsi de olumsuz etkiliyor. Geçen sene de etkiledi, bu sene
de etkiledi, ondan önceki sene de etkiledi. Burada ben özellikle sektöre de
söylüyorum her fırsatta. Sektörünüze sahip çıkmanız lazım. Bunu yapana hesap
sormanız lazım. Bunun yapılmaması gerektiğini anlatmamız lazım. Sonuçta başta
sektör olmak üzere bütün ülke zarar görüyor. Ülke menfaatleri zarar görüyor.
Hadi bunu da maddi kısmını da bir tarafa bıraktım. Biz Türk insanına yakışmayan
bir şey bu. Bizim Türk olmakla bu ırkçılığın yan yana gelmemesi gerektiğini
düşünüyorum. Çok çirkin buluyorum. Hak etmediğimiz bir yakıştırma olduğunu
düşünüyorum. Bunu yapanlarla da mücadele etmek hepimizin görevidir diye
düşünüyorum."
ÜCRETSİZ HALK PLAJI
SAYISI ARTIRILACAK
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, yetki
alanlarındaki halk plajlarıyla ilgili bir mücadele başlattığına da değinen
Ersoy, "5 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak ücretsiz halk
plajlarını gündeme getirmiştik. 15 tane de şu ana kadar açtık. Her seferinde
4-5 tane ilave açarak ücretsiz halk plajları sayısını arttırıyoruz. Burada
sadece sahilin kullanımını amaçlamıyoruz, aslında vatandaşın duş almak gibi,
soyunma kabini gibi minimum ihtiyaçlarının da ücretsiz karşılanmasını
sağlayacak temiz ve çevre düzenlemesi de yapılmış alanlardan bahsediyorum.
Hizmet alacaksa da yeme içme gibi onu da makul ücretlerle oradaki piyasa
şartlarının biraz daha altında alabileceği ortamı yaratmaktan bahsediyorum.
Zaten hazine arazileri biliyorsunuz Milli Emlak üzerinden tahsis yapıldığı için
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızla da konuştum, kendisi de bana
'özellikle siz nereyi talep ederseniz hızlı bir şekilde Bakanlığın kullanımına
vereceğiz' dedi. Ücretsiz halk plajı konusunda biz de hızlı bir şekilde
sayıları ve imkanları artıracağız." diye konuştu.
AA