Bakan Bolat: Türkiye güvenilir ticaret üssü haline geldi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye’nin barındırdığı jeopolitik avantajlara işaret ederek, Türkiye’nin yabancı yatırımlar için adeta bir yatırım ve güvenilir ticaret üssü haline geldiğini bildirdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Müstakil Sanayici ve İşadamları
Derneği (MÜSİAD) tarafından "İnsani ve İktisadi Boyutuyla Göç"
temasıyla düzenlenen 28. Uluslararası İş Forumu'na (International Business
Forum-IBF) katıldı.
Konuşmasında etkinliğin ve etkinlik temasının önemine işaret
eden Bolat, çok sayıda ülkenin yer aldığı etkinliğe her zaman büyük katılım
gösteren Filistin'in bu yıl yaşadığı sıkıntıları anımsattı.
Bolat, Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'daki Müslümanların,
İsrail'in vahşi saldırılarıyla hedef alındıklarını ve bir soykırımın gölgesinde
var olma mücadelesi verdiklerini hatırlatarak, bunun üzüntüsünü yaşadıklarını
söyledi.
50 bine yakın şehit, yüz binlerce yaralının olduğuna işaret
eden Bolat, şunları kaydetti:
"Böyle bir durumda batılı devletlerin demokrasi,
özgürlük, hukuk, insan hakları, savaş hukuku gibi kavramları çokça dile
getirmelerine rağmen iş Müslüman ve Müslümanların acı çekmesi olunca üç maymunu
oynadıklarını üzülerek ve teessüfle gözlüyoruz. Bu durumda çareyi Müslümanlar
olarak kendimizde aramak zorundayız. Daha büyük bir dayanışma göstermek, daha
fazla aksiyon yapmak, sesimizi daha güçlü çıkarmak, iktisaden ve askeri olarak,
sosyal, siyasi olarak daha güçlü bir şekilde bu soykırıma cevap vermek
zorundayız. Sözlerimizi eylemlerimizle desteklememiz gerekiyor. Türkiye olarak
uluslararası platformlarda Filistin'in devlet olarak tanınması, İsrail'in en
şiddetli şekilde kınanması, ateşkesin kalıcı ve derhal sağlanması, Filistin'de,
Gazze'de, Batı Şeria'daki kardeşlerimize yardımların en hızlı şekilde
ulaştırılması konusunda büyük bir gayret içinde yer aldık.
Gazzeli kardeşlerimize dünyada en fazla yardım gönderen ülke
olarak 86 bin ton yardım ulaştırdık. 2 Mayıs'tan itibaren İsrail tarafıyla
ihracatı, ithalatı tamamen kestik, bunu çok sıkı bir şekilde uygulamaya devam
ediyoruz. Bütün dünya ülkelerine de bunu bir işaret fişeği olarak yaptık.
İsrail üzerindeki ekonomik baskıları artırarak bir an önce kalıcı ateşkese
zorlamak ve yardımların akışını hızlandırmak, Gazze'nin, Batı Şeria'nın yeniden
imarına katkıda bulunmak için bu önemli kararları aldık ve uyguluyoruz. Bundan
sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz."
"UCM'NİN
İSRAİL'İN VAHŞİ SOYKIRIMININ MİMARLARI HAKKINDA ALDIĞI TUTUKLAMA KARARI
ÜMİTLERİ YEŞERTMİŞTİR"
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail'in vahşi soykırımının
mimarları hakkında aldığı tutuklama kararının ümitleri yeşerttiğini dile getiren
Bolat, gecikmeli olsa da saygı duyulacak bir karar olduğunu söyledi. Bakan
Bolat, kararın, bütün Uluslararası Ceza Mahkemesi hukukunu tanıyan ülkelerce
uygulanmasını beklediklerini vurgulayarak, bu konuya verdikleri önemden
bahsetti.
Dünyanın şu an savaş, soykırım, ekonomik sıkıntı,
uluslararası alanda korumacılık, ticarette insani dramların yoğun olduğu bir
dönemden geçtiğini belirten Bolat, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede Kovid salgını, Rus-Ukrayna Savaşı ve
bölgelerdeki gerilimler, uluslararası ticaretteki korumacılık, dünya ekonomisi
ve ticareti hakkında çok fazla iyimser olmamızı şimdilik engelliyor, olumlu
beklentileri azaltıyor. Yine de iyimser olmak, ekonomik olarak güçlü olmak,
dünyada da var olarak Müslüman aleminin ve ülkemizin güçlü bir şekilde
temsilini sağlamak, halkımıza refah ve huzur, barış, esenlik dolu bir hayat
yaşatmak hepimizin ortak hedefleridir. Türkiye olarak baktığımızda son 22 yılda
yıllık yüzde 5,4 gibi yüksek bir büyüme oranı yakaladık. 22 yıl önce 230 milyar
dolarlık bir ekonomiyken şimdi 1,2 trilyon dolarlık bir ekonomiye ulaşmanın
haklı gururunu yaşıyoruz."
Mal ve hizmetler ihracatında yaşanan artışlar, dış ticaret
ve cari açıkta yaşanan düşüşler hakkında katılımcılara bilgi veren Bolat,
Türkiye'nin bunu siyasi istikrarı korumakla, ekonomideki reformlarla, altyapı,
üstyapı, ulaştırma, enerji, sağlık, eğitim ve savunma alanında yaptığı
yatırımlarla, çok çalışarak başardığını söyledi.
"ULUSLARARASI
YATIRIMLARDA 270 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİK"
Türkiye'nin barındırdığı jeopolitik avantajlara işaret eden
Bakan Bolat, Türkiye'nin yabancı yatırımlar için adeta bir yatırım ve güvenilir
ticaret üssü haline geldiğini bildirdi.
Bolat, "Yabancı yatırımlar 5 bin 600 şirketten 83 bin
şirkete yükseldi. Uluslararası yatırımlarda 14 milyar dolardan 270 milyar
dolara yükseldik. Bunun içinde Müslüman sermayesi, diğer ülkelerden gelen
sermaye de önemli bir yer tutuyor. İslam ülkelerinden gelen sermaye tutarı 2
milyar doları geçmezken 30 milyar doları aştı. Bundan sonra da tüm İslam
dünyasından yatırımlara ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz. Hukukta,
mevzuatlarda, ticari uygulamalarda yerli, yabancı ayrımı yapılmamaktadır,
ayrımcı bir muamele yoktur. Türkiye'de yatırım yapan herkes Türkiye sermayesi,
Türkiye yatırımcısı olarak muamele görmektedir. İslam dünyasıyla yaptığımız
ticaretimiz toplam ticaretimizin yüzde 26'sına ulaşmıştır. Bunu daha da artıracağız."
ifadelerini kullandı.
Etkinlik çerçevesinde göç konusunun enine boyuna tüm
detayları ile ele alınacağına işaret eden Bolat, bu anlamda çok sayıda
katılımcı ile düzenlenen söz konusu etkinliğin çıktılarının da çok faydalı
olacağını söyledi.
Bakan Ömer Bolat, son yıllarda jeopolitik sebepler
dolayısıyla göç olgusunda yaşanan artışa dikkati çekerek, şu değerlendirmede
bulundu:
"Göç konusunun güvenlik, ekonomik, sosyal boyutları çok
önemli. Tanıtım filminde de olduğu gibi, göçmenlerle değil göçle ve göçün
sebepleriyle ilgilenmek ve göçün sebeplerini ortadan kaldırmak lazım.
Hükümetimiz bu konuda gerek göçün sebepleri, gerekse sosyal etkileri, ekonomik
etkileri konusunda yoğun bir çalışma içinde. Başta İçişleri Bakanlığımız, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız olmak üzere önemli kararlar alındı. Ve
düzenli göç olgusu, sosyal etkileriyle ilgilenmek, olumsuz etkileri ortadan
kaldırmak, Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücü bakımından
göçü ele almak gibi başlıklar altında bu çalışmalar yapılmakta.
Göçün ekonomilere dinamizm getiren ve ekonomileri ateşleyen
önemli bir özelliği var. 1961'de başta Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupa
ülkesinin, başta Türkiye olmak üzere misafir işçi statüsüyle alıp da sonradan
ekonomilerine olan büyük katkıları gördükten sonra ikametle çalışmalarını
desteklediği vatandaşlarımızın oradaki başarıları ortada. Hükümet olarak çok
daha güvenli bir şekilde, düzensiz göçü engelleyerek, düzensiz göçe müsaade
etmeyerek göç konusunun, sosyal, iktisadi, insani şekilde yönetilmesini hep
birlikte başaracağız."
AA