Bahçeli’den yerel seçim mesajı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2024 yılı mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere yönelik “CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönetimi altında inim inim inleyen belediyeler mutlaka el değiştirmeli ve cumhurun yönetimine geçmeli” dedi. Son günlerde Muğla Akbelen’de yaşanan olaylara ilişkin konuşan Bahçeli, “Provokatörler, Akbelen’den bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmak istiyor. Muhalefet sandıkta kazanamadığı sonucu sokakları karıştırarak almaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamada şu
ifadeleri kullandı:
"Demokratik ve hukuk ilkeleri çerçevesinde aziz
milletimizin takdir ve tercihiyle yapılan 14 Mayıs ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanı ve
Milletvekili Genel Seçimlerinin hitamında bir yanda 28’nci Dönem Türkiye Büyük
Millet Meclisi tecelli etmiş, diğer yanda da Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin
teşekkülü sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mümeyyiz ve
stratejik avantajları mucibince bir haftayı bile bulmayan süre içinde kabine
kurulmuş, bu suretle yasama-yürütme arasında uyum tezahür ederek siyasi
istikrar korunmuştur.
Bu kapsamda Türk milleti, Cumhuriyet’in 100’ncü yıldönümünde
mühim ve müessir bir kazanıma imza atmış, kutlu iradesiyle önümüzdeki beş yılın
ve Türkiye Yüzyılı’nın yol haritasını belirlemiştir. Kaldı ki ülkemizi dibi
zifiri karanlık uçurumlara çekmek için amaç, arayış ve arzu içinde kıvranan
muhtelif iç ve dış fesat yuvalarına fırsat verilmemiştir. Egemenliğin yegâne
sahibi olan milletimiz istikbal ve istiklal haklarına gölge düşürmediği gibi
zillet ve hezimet siyasetine de şans tanımamıştır. Milli Mücadele yıllarının
akıl ve ahlakının yanı sıra Cumhuriyet’in kuruluşuna refakat eden ruh ve duruş
elbette Cumhur İttifakı’nda tecessüm ederek Türkiye’nin ilerleyiş ve yükseliş
kararlılığını her cepheden desteklemiştir. Hiç kuşku yok ki, 14 Mayıs ve 28
Mayıs 2023 tarihlerinde kazanan hem Türkiye hem de Türk milleti olmuştur. Bu
mezkur ve müstesna kazanımın 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimlere
aynısıyla yansıması merkezi yönetimden yerel yönetimlere uzanan hat boyunca Türkiye’nin
gücüne güç katacaktır.
Maalesef muhalefet partilerinin uhdesinde bulunan
belediyeler en kötü dönemlerini yaşamaktadır. Eser ve hizmet siyaseti yerine
hamaset ve husumet siyaseti takip eden muhalefet partileri yerel yönetimlerde
sınıfta kalmış ve dağılmışlardır. Türk milleti yürek yaralayan çarpık ve
yozlaşmış böylesi bir tabloya asla mecbur ve müstahak değildir. 31 Mart 2019
sonrası zillet ittifakı partilerinin yönetimine geçen belediyeler adeta Fetret
Devri’ne mahkûmiyetle birlikte, bu belediyelerin hizmetle mükellef oldukları
şehirler ve bu şehirlerde mukim aziz vatandaşlarımız çaresizliğe ve ilgisizliğe
terk edilmişlerdir. Emanet zayi olmuş, CHP’li ve diğer muhalif partili belediye
başkanları üstlendikleri görevleri taammüden ihmalin yanı sıra, genel siyasetin
meçhul tartışma ve polemiklerinin çıkmaz sokağına hapsetmişlerdir. Türk
demokrasi ve siyaset tarihi, yerel yönetimlerde vasat bulan vaki ve vahim
dağınıklığa, üstelik atalet ve acziyete bugüne kadar hiç tanık olmamıştır. Zira
çarpıcı gerçekler ayan beyan karşımızdadır. CHP ve HDP başta olmak üzere
muhalefet partilerinin yönetimi altında inim inim inleyen belediyelerin milli
iradenin müdahalesiyle kurtarılması önümüzdeki en sıcak gündem konusu haline
gelmiştir. Bilhassa İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Aydın, Muğla,
Hatay, Eskişehir, Tekirdağ ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri ile birlikte
HDP’nin terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık maksadıyla zehirleyip seferber
ettiği belediyeler mutlaka el değiştirmeli ve cumhurun yönetimine geçmelidir.
14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta havlu atan muhalefet partileri, 31
Mart 2024 tarihinde de kaybedecek ve Türkiye’nin ufkunu perdelemenin bedelini
sandıkta ödeyeceklerdir."
AKBELEN'DEKİ OLAYLAR
Muğla Akbelen’de başta CHP Genel Başkanı olmak üzere, nöbetçi
provokatörlerin günlerdir iç huzuru tahrip çabası gözümüzden kaçmamıştır.
Günbegün eriyen bir partinin ve marjinal yedeklerinin Akbelen’den bir Gezi
Parkı kalkışması çıkarmak için her alçaklığa tevessül ve teşebbüs ettikleri
açıktır.
Ortak aklın sükûtuyla beraber sinerjisini ve siyaset
dengesini kaybedip yoğun iç kargaşanın tutsağı haline düşen ve hatta kongresini
dahi yapmaktan aciz olan CHP yönetiminin her konuda krize oynadığı
görülmektedir.
Muğla Akbelen’de FETÖ ve PKK iltisaklı kriminal tiplere
eylem alanı açan, sözde çevreci örgütlere çanak tutan, yasa dışı sol gruplarla
kol kola girip olay çıkarmak için fırsat kollayan CHP yönetimi, siyasi komaya
girmesine neden olan yüksek tansiyonu bir kanaldan Türkiye’ye yaymanın
çabasındadır.
CHP, feodal siyasi beyliklerini ilan etmiş bir avuç hukuk
tanımaz menfaatperestin kuşatması altındadır. Akbelen’de bir CHP’li
milletvekilinin şerefli ve kahraman jandarmamıza eşkıya diye bağırıp tıpkı bir
müstevli işbirlikçisi gibi koşarak peşine düşmesi utançla hatırlanacak rezil
görüntülere sahne olmuştur.
HDP’li bölücüler ne yapıyorsa aynısına CHP’li
milletvekilleri de kalkışmıştır. Türk vatanında, Türk askerine düşmanca
mukabele etmenin cezasız ve karşılıksız bırakılmaması, bu milletvekili müsveddesinin
dokunulmazlığının kaldırılarak yargılanmasının önünün açılması demokrasi ve
hukuk namusu adına bir mecburiyettir. Zillet ittifakı Cumhurbaşkanı ve
Milletvekili Genel Seçimlerinde yaşadığı hüsranın sancısıyla ayar ve ölçülerini
tamamen kaybetmiştir. Nasıl ki, Gezi Parkı’nda konu ağaç değilse, Akbelen’de de
ağaç olmadığı kesindir.
Muhalefet partileri sandıkta alamadıkları sonucu sokakları
karıştırarak, toplumsal olayları kaşıyarak, bir çatışma iklimi kurgulayarak
kestirme yollardan almak istemekte, bu nedenle de provokasyon kuyruğuna
girmekte bir sakınca görmemektedir. Takip edilen bu yol, yol değildir, sonu da,
sonucu da muhatapları adına mağlubiyet ve mahcubiyettir. CHP Genel Başkanı’nın
etrafı çevrelenmiş, aleyhine olacak şekilde çember gittikçe daralmışken
Akbelen’de boy göstermesi başka bir sorumsuzluk ve şuursuzluk örneğidir.
İstismar siyasetinin, inkar ve ihanet sarmalının ön kapısı
olduğu gibi, bunun faillerine sağlayacağı bir yarar da yoktur. Esenyurt’ta
işlenen menfur bir cinayet üzerinden toplumsal yapıya korku aşılayan,
tedirginliği artıran, güven ve huzur ortamını karartmaya çalışanlar da
siyasetten ve demokrasinden umudunu kesen zillet zihniyetinden başkası
değildir. Suç ve suçluyla mücadele kararlılıkla devam edecek, bu süreçte hiç kimsenin
gözünün yaşına da bakılmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci
döneminde, bir insan hakkı olan huzur Türkiye’mize egemen olacaktır. Bu hususta
muktedir irade ve müteyakkız inanç Cumhur İttifakı’nda ziyadesiyle havi ve
hakimdir.
Sabır, sükûnet ve suhuletle vatandaşlarımızın can ve mal
güvenliği titizlikle muhafaza ve müdafaa edilecektir. Nitekim milletimiz
müsterih olmalı, gönlünü de ferah tutmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi,
ekonomiden diplomasiye, sağlıktan spora, enerjiden ekonomiye, güvenlikten
terörle mücadeleye, eğitimden sanata, sanayiden ulaştırmaya, kısaca hemen her
alanda Türkiye’nin başarısı için merkezi yönetimle yerel yönetim arasında
siyasi, fikri ve hedef birlikteliğini bir zaruret kabul etmektedir.
Bu maksatla da, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli
İdareler Seçimlerine hazırlık süreci 24 Temmuz 2024 tarihinde başlatılmış, 1
Ağustos 2024 tarihinden itibaren de ülke sathına etaplar halinde yayılması
kararlaştırılmıştır. “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu” temasıyla
çalışmalarımız hız kesmeden devam edecektir. Mahalli İdareler Seçim sürecinde
kullanılacak görsellerimiz ülke çapında seçilmiş billboardlarda vatandaşlarımızın
bilgisine sunulacaktır.
* Hedefimiz, “İstikrar ve Hizmet İçin, Uyumlu Yönetimle,
Umutlu Geleceğe” ulaşmaktır.
* Hedefimiz, “Merkezden Yerele, İstikrarı Bozmadan Umuda
Doğru” yol almaktır.
* Hedefimiz, “Aklın Yolu Bir, Genelden Yerele Birlik, Ülkede
Yönetimde Dirlik” oluşturmaktır.
* Hedefimiz, “Ayırmadan, Ayrışmadan Yerelde İktidar, Ülkede
İstikrar” sağlamaktır.
* Hedefimiz, “Yönetimde İstikrar, Daha Güçlü İstikbal”dir.
* Hedefimiz, “Yeni Yüzyıl, Lider Türkiye, Üretken
Belediye”dir.
* Hedefimiz, “Güçlü Yasama, Kararlı Yürütme, Uyumlu
Belediye”dir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Mahalli İdareler
Seçimlerinde takip edeceğimiz birinci stratejik hedefimiz; mevcut belediye
başkanlıklarımızı muhafaza ederek bunun üzerine yenilerini ve hatta daha çoğunu
eklemektir.
İkinci stratejik hedefimiz; Cumhur İttifakı’nın doğasına ve
ruhuna muvafık hareket edip muhalefet partilerinin yönetimindeki belediyelerin
yürek yaralayan makus ve meyus hallerine son vermektir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs
2023 tarihlerinde elde edilen demokratik başarıyı yerel yönetimlerde
perçinlemek, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne ivmek vermek boynumuzun
borcudur. Gayret bizden, tevfik Allah’tandır.
Yerel yönetimlerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle
birleşik ve bütünleşik yapısı, merkezi yönetimle tek ses ve tek nefes oluşu
Türkiye’mizin medeniyetler ve milletler mücadelesinde büyük bir kozu olacaktır.
Milletimize olan güvenimiz ve inancımız tamdır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta havlu
atan muhalefet partileri, 31 Mart 2024 tarihinde de kaybedecek ve Türkiye’nin
ufkunu perdelemenin bedelini sandıkta ödeyeceklerdir. Emperyalizme kurşun asker
olmanın acıklı ve ağır sonuçlarını zamanı geldiğinde herkes görecektir.