Bahçeli’den 15 Temmuz mesajı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “15 Temmuz Türk tarihinde bir milat olmakla birlikte devlet ve millet dayanışmasının gıpta edilecek zirve günü olarak da maşeri hafızaya kazınmıştır” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve
Milli Birlik Günü dolayısıyla mesaj gönderdi.
Bahçeli mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Küresel ve bölgesel merkezli, aynı zamanda kaotik mahiyetli
sorun başlıkları gittikçe dallanıp budaklanmakta, özellikle milli huzur ve
güvenliğimize çoklu tehditler saçmaktadır.
Türkiye’nin ilerleyiş ve yükseliş azminden ürken, bu suretle
ürpertici korku nöbetleri geçiren odaklar yeni arayışlar, farklı oyunlar
peşindedir.
Bu kapsamda terör örgütleri kanlı tetikçi, kiralık katil ve
kirli taşeron olarak kullanılıp alenen belirlenmiş siyasi ve stratejik
hedeflere karşı vahşice kışkırtılmaktadır.
Bilinmelidir ki, emperyalizmin hain ve haşhaşi maşaları
kurulan şiddet ve dehşet sahnesinde ederi bir dolarlık rolleriyle zehir, zelil
ve zilletin fail ve figüranları olarak ilelebet anılacaklardır.
15 Temmuz 2016’da Türkiye teslim alınmak istenmiştir.
O tarihte Türk milleti, son iki asrın en vahim, işbirliği ve
irtibat ağı en geniş saldırı ve suikast dalgasına maruz kalmıştır.
Yıkım senaryosu, ‘hizmet ve himmet’ kisvesi altında saklanan
vatan, millet ve din düşmanlarının refakatiyle devreye alınmıştır.
15 Temmuz Türk tarihinde bir milat olmakla birlikte devlet
ve millet dayanışmasının gıpta edilecek zirve günü olarak da maşeri hafızaya
kazınmıştır.
On yıllardır kuluçkaya yatan, sistemli biçimde her alana
sızan, aşama aşama her yere sirayet eden; siyasi, sosyal, ekonomik, diplomatik,
akademik, askeri, emniyet, bürokratik, medya alanlarında paralel bir örgütlenme
çarkı kurmasıyla devlete adeta rakip bir yapı inşa eden FETÖ haçlı emellerinin
ne ilk operasyon aracı, ne de sonuncusu olacaktır.
Türk milleti var olduğu müddetçe, muhasım çevrelerle ve
müstevli çemberdeki zalimlerle kaçınılmaz hesaplaşma, görüş açısının sıfıra
indiği mukadder karşılaşma elbette devam edecektir.
Sekiz yıl önce Türkiye’nin son anda kurtulduğu, bundan
mülhem kapatılan dipsiz uçurumun tekrar açılmaya ve kazılmaya çalışıldığı
gözlemlenmektedir.
Güney sınırlarımız boyunca terör devleti, bir başka ifadeyle
sözde garnizon devleti veya ikinci İsrail kurma çabalarıyla eşzamanlı olarak
FETÖ’nün belini doğrultmaya, nefes borusunu açmak için ilk yardım almaya,
enerji ve motivasyon kaynaklarını çeşitlendirmeye başladığı da gayet berrak bir
gerçektir.
FETÖ’nün yabancı ülkelere sığınan elebaşlarının sosyal medya
anarşisinin ateşiyle fitne kazanını kaynatmalarının yanı sıra,
Pensilvanyalı caninin iç işgal cephesinde konuşlanan gizil
ve gizemli uzantılarının, hatta bu terör örgütünün şeref muhalifi telkin ve
vaatlerine aldanarak kafese alınan bazı siyasi partilerin eşgüdüm ve elbirliği
halinde Türkiye’nin tekrar 15 Temmuz öncesine taşınmasına hizmet ettikleri
inkar edilemeyecek netliktedir.
Dünün altılı masa partileri; bugünün uzaktan kumanda edilen,
iradeleri rehin alınan partilerine tam manasıyla dümen kırmışlardır.
Bu kimliksiz siyasi zihniyetlerin ziyan ve zillet içinde
olmaları şöyle dursun, kademe kademe gerçekleşen rota değişiklikleri esasen
Türkiye’nin 15 Temmuz sonrası elde ettiği demokratik kazanımların rafa
kaldırılmasına yönelik olup çok ciddi tehlikeler içermektedir.
15 Temmuz’un sekizinci yıldönümünde, FETÖ’nün devlet ve
toplum hayatına son bir hamleyle nüfuz ederek, bununla birlikte uyuyan
hücrelerini günbegün harekete geçirerek bir kumpas döngüsü yaratmak, iç barış
ve huzur ortamını bozmak, güvensizlik aşılamak ve milli güvenliğimizde hasar
oluşturmak amacıyla fırsat kolladığı, buna çanak tutanların daha görünür hale
geldikleri anlaşılmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, “Mürekkep Damlası Stratejisi”yle
PKK/YPG’ye karşı sürekli operasyon evresine nasıl geçmişse, FETÖ’yü, FETÖ’nün
iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif
nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde
mecburiyettir.
Çünkü PKK neyse FETÖ aynısıdır.
Türkiye Cumhuriyeti hem PKK’yla hem de FETÖ’yle kıran kırana
mücadele edip silindir gibi ezip geçmeye muktedirdir.
Yeni yüzyılda ne PKK’nın ne de FETÖ’nün ayakta kalma şansı
yoktur.
Türk tarihinde çok nadir görülen dehşet vakalarından birisi
olan mahut kanlı ve meşum gecede FETÖ’nün hain saldırısı nasıl boşa
çıkarıldıysa, Türkiye’yi bölme ve ele geçirme arzuları da aynı şekilde berhava
edilecektir.
Bugünlerde 15 Temmuz’un intikamını almak amacıyla faaliyete
geçen örgütlü ve organize casus şebekesine, kripto damarına, gizli saklı hesap
yapan işbirlikçilerine cesaretle ve dirayetle karşı koyulacak, ezcümle nihai
hesaplaşma kaçınılmaz olacaktır.
Etrafımızı saran, sinir uçlarımıza basan, tahrik ve karalama
kampanyalarına hız katan, yalan ve iftiralarını seriye bağlayan alçaklar
koalisyonuna en küçük merhamet ve müsamahamız olmayacaktır.
Terör örgütlerine acımak mazlum ve masumlara en büyük
haksızlıktır.
Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu gölgelemek, Cumhuriyet’in
yeni yüzyılını sekteye uğratmak beyhude bir heves olduğu gibi, böylesi bir
hataya tevessül edenler kuşkusuz pişman edilecektir.
Cumhur İttifakı FETÖ ve PKK başta olmak üzere her türlü
terör örgütüyle amansız mücadelesini sürdürecektir.
Bilhassa FETÖ’nün iç ve dış uzantılarının son günlerde
biteviye yaydıkları fitne ve dedikodu salgının kökü Türk yargısının huzurunda
ve şaşmaz adalet teraziyle kazınıp atılacaktır.
Hak, haysiyet ve hukuk inkârcısı devşirilmiş istismarcıların
esasen insan içine çıkacak yüzleri kalmayacaktır.
15 Temmuz’da yarım kalan hayallerini yeniden uygulamaya
niyetlenenleri Türk milleti çok daha güçlü şekilde tepeleyecek, ülkemize ve
milletimize yapılan çok boyutlu ve hain saldırılar Allah’ın izni ve inayetiyle
ademe mahkum edilecektir.
15 Temmuz şehitlerimize ve bilcümle aziz şehitlerimize
Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler
diliyorum.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle
Türkiye aleyhine karanlık senaryo hazırlığı içinde olanlara sadece felaket
günlerinde Türk milletinin hangi fedakârlıkları göze alacağını titizlikle idrak
etmelerini ikazen tavsiye ediyorum.
Rüzgâr eken mihrakların fırtına biçmek durumunda kalacağını
yalnızca Türk tarihine bakarak görmek, bundan ders ve ibret almak menfur ve melun
emel sahiplerinin hayrına olacağını muhataplarına ilanen duyuruyorum.”