BAĞIMSIZ YARGI

Sevgili okurlar; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu telefonla arayan bir şahıs kendisini Hakimler Savcılar Kurulu üyesi olarak tanıtıp Antalya’dan bir büfe yeri için araçlık yapmasını istemiş. İşi olmayınca şahıs İmamoğlu’nu tekrar arayıp sesini değiştirerek bu kez de kendisini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak takdim edip Antalya’daki büfe için talebini tekrarlamış. 

***

Yer mi Karadeniz çocuğu. İmamoğlu gitmiş savcılığa şikayet etmiş. Şahıs yakalanıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmış. Kendini hakim ya da savcı olarak tanıtan telefon dolandırıcılarını sık sık duyuyoruz. Bazen tam tersi de söz konusu olabiliyor.

***

Hakim ya da savcıları telefonla arayıp talimatlar veren dolandırıcılar da çıkabiliyor. Hatta cezaevinden hükümlü tahliye edilmesi için talimat verenler bile olabiliyor. Adliye muhabirliğim sırasında bu konuda yaşanan bir olayı da bizzat haber yapmıştım. 

***

Kendisini Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın olduğunu söyleyen bir şahıs cezaevi savcısını telefonla arayıp Burdur Cezaevindeki Nurullah Cihat K. İsimli bir hükümlüyü tahliye ettirmeye çalışmıştı.  Liderliğini İ. H. P’nin yaptığı iddia edilen bir suç örgütü tarafından organize edilen bu tahliye işlemi son anda ortaya çıkmıştı.

***

Cezaevi savcısının durumdan şüphelenmesi üzerine suç örgütü lideri İ.H.P ile avukat Ç. Ç ve R. T. İsimli 3 kişi hakkında soruşturma açılmıştı. Hatta dönemin  Burdur Cumhuriyet Başsavcısı da bu konuda yazılı bir açıklama bile yapmıştı.

***

Peki; İbrahim Kalın’ın adı kullanılarak tahliye edilmek istenen Nurullah Cihat P.‘nin başına neler gelmiş? Tahliye edilmek istenen bu şahısla 12 Haziran 2017 tarihinde Antalya Adliyesinde karşılaştım. O tarihte Doğan Haber Ajansı’nın adliye muhabirliğini yapıyordum.  Nurullah Cihat K.’ya olayın nasıl meydana geldiğini neler yaşadığını sordum.

***

İç mimar olan Nurullah Cihat K.  yaşadıklarını şöyle anlatmıştı:

“Ben bu olayın mağduruyum. Başımdan geçenleri Ankara’dan gelen özel yetkili savcıya da anlattım.  Beni 3 milyon 700 bin lira dolandıran İ. H. P. İle Evukatı Ç.Ç.’den ve adını sanını bilmediğim R. T. İsimli bir şahıstan da bu olay nedeniyle şikayetçi de oldum. Bunlar devlet büyüklerinin adını kullanıp benim gibi gariban insanlardan para toplayan adi insanlar.

***

Hatta Sedat Peker Antalya’ya gelebilmek için bu kişiden izin alıyormuş. Selçuk Parsadan’ı düşünün. Ben elektrikle ilgili bir suçtan dolayı tutuklanmıştım. 5 ay 7 gün hapis cezam vardı. Ama cezaevini arayıp benim tahliye edilmemi istemişler. Benim olaydan haberim bile yok.  Beni cezaevinden çıkarıp terörle mücadeleye götürdüler. 3 gün kapalıda kalıp 47 günün 30 günü dayak yedim. 47 gün sonra beni saldılar. Benim 3 tane dişim kırık. Yaptırmıyorum. Yaptırmayacağım da bu dişleri. Ama Allah onlardan bin kere razı olsun. Onlar beni dövmeselerdi ben bu meczuptan (İ.H. P.) kurtulamayacaktım. Bu dişi de yaptırmıyorum şu anda. Bekliyorum. İ.H.P. ceza aldığında dişlerimi yaptıracağım.”

***

Nurullah Cihat K’yı o günden sonra hiç görmedim. Burdur’daki o olayla ilgili davanın akıbetini de bilmiyorum.  Fakat bana anlattıklarını kamerayla kayda da dalmıştım. O röportajın görüntüleri halen internet sitelerinde de duruyor. ibretlik bir olay.

***

BÜFE İSTİLASI

İmamoğlu’ndan istenen talebe gelince; adam Antalya’dan büfe yeri istemiş.  Şimdi Antalya’da kent merkezindeki bir AVM’nin çevresi de dahil olmak üzere peş peşe büfeler türemeye başladı. Geçmişte bu tür yerler belediyenin yaptığı açık artırmalarla verilirdi. Kıran kırana geçen bu ihalelerde en yüksek bedeli veren ihaleyi alırdı. Şimdi bu büfeler kimlere ve nasıl veriliyor bilmiyorum. 

SON SÖZ

Demek ki çok karlı bir iş ki araya İmamoğlu bile sokulmak suretiyle bir büfe kapmak isteyenler çıkabiliyor.  İmamoğlu’na  kendini yargı mensubu olarak tanıtan bu kişiye  “bu büfe işi  nedir” diye de  sorulmalı.