AYRILIK KAYGISI (2)
Çocuğun okulla ilk tanıştığı dönemlerde, okulda yaşadığı
başarısızlıklar geçici olarak okula gitmek istememesine neden olabilir; ancak
bu korkular uygun ebeveyn tutumları ve okulun desteği ile ortadan kalkabilir.
***
Genellikle ayrılma anksiyetesi yaşayan çocukların, daha
önceki gelişim dönemlerinde anne ve çocuk arasında bağlanma ya da ayrılık
güçlükleri gibi sorunlar yaşadıkları görülmektedir.
***
Araştırmalar bu çocukların annelerinde de anksiyete
bozukluğu ya da depresif bozukluklar olduğunu göstermektedir. Özellikle panik
bozukluk tanısı alan annelerin çocuklarında ayrılık anksiyetesinin daha yüksek
olduğu bulgulanmıştır. Ayrılma Anksiyetesi yaşayan çocukların, birinci derece
akrabalarında da ayrılıklar konusunda sıkıntı yaşadıkları gözlenmektedir.
***
Anne çocuk arasındaki ilişkinin niteliği çocuklarda ayrılık
anksiyetesinin oluşumunda önemli bir faktördür. Çocuğa aşırı düşkün ve korumacı
ebeveyn tutumu, aşırı korumacılık nedeniyle çocuğa yaşına uygun sorumlulukların
verilmemesi, aşırı katı disiplin uygulanması, aşırı katı kuralların konulması,
örnek olmak yerine, sürekli uyarıların yapıldığı eğitim anlayışının olması,
sürekli suçlayıcı ve eleştirel tutuma sahip olunması da çocuklarda uyum
problemleri yaşamalarına neden olabilmektedir.
***
Çocuğun en önemli özdeşim nesnelerinden birisi
annesidir. Bu nedenle annenin çocuğuna
yönelik geliştirdiği tutumlar çocuk üzerinde oldukça etkilidir. Kaygı düzeyi
yüksek, dış dünyaya güvensiz bir annenin çocuğunun da güvensiz, kaygılı,
tedirgin olması, anneden ayrıldığında aşırı korku tepkisi yaşaması şaşırtıcı
değildir.
***
Ayrılık anksiyetesi yaşayan çocukların tedavisinde çocukla
bireysel görüşmeler, oyun terapisi uygulamaları, aile içi çocuğa yönelik
tutumların düzenlenmesi ve gerektiğinde ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
***
Tedavinin olumlu sonuç vermesinde önemli nokta, ailelerin
terapist ile işbirliği içinde hareket etmesi ve yönlendirmelere uygun tutumlar
geliştirme yönünde istekli olmalarıdır.