AYNADA KENDİNİZE BAKIP ÖYLE KONUŞUN

Bir insan birine bir laf söylemeden önce aynada kendine bir bakmalı. Sonra ölçüp biçip öyle konuşmalı.

AYNADA KENDİNİZE BAKIP ÖYLE KONUŞUN

Bir insan birine bir laf söylemeden önce aynada kendine bir bakmalı. Sonra ölçüp biçip öyle konuşmalı. Öyle rast gele sallamakla olmuyor bu işler. Geçtiğimiz günlerde Manavgat’taki orman yangını sırasında gördüğüm, garipsediğim ve hiç yakıştıramadığım bir olayı yazmıştım. CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın takındığı hal ve hareketi eleştirmiştim. Hatta helikopter sayısı konusunda halkı yanlış bilgilendirdiğine dikkat çekmiştim. Hadi siyaseten sayısal verileri farklı söyler bir insan ama acılı bir günde kahkaha atması doğru mu sizce? Bence değil ama kendince sanırım doğru imiş. Ben görüp duyduklarımı yazdıktan sonra Milletvekili Budak benim için “Sözde gazeteci!” demiş. Yıllar sonra gerçek gazeteci ile sözde gazeteciyi ayırt edemez hale gelmiş bizim mebus. Olsun varsın. Sapla samanı karıştırıp, 41 yıllık mesleğime dil uzatılınca kabuk bağlamış yaramızı yeniden kaşıdı o milletvekili. İşte bu yarayı kaşıyan o zat çok ama çok yanıldı. Aslında nasıl bir gazeteci olduğumu çok ama çok yakından bilir. Ama yapılanlar çabuk unutulduğu ve öylesine sallamış “sözde gazeteci” diye. Vallahi benim kimseden saklayacak bir şeyim yok. Ama Çetin Osman Budak’ı bilemem! Sanırım bugün Gazete Lider’in manşetini okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.  Kendini birçok şeyin üstünde görenler hem kendilerini hem de etrafındakileri salak zannedermiş. Hatta öyle bir şey olurmuş ki, bir çırpıda silip atarmış en yakınındakini. Öyle de olmuş!  Demem o dur ki birini niye suçladığına veya onunla ilgili ne söyleyeceğine karar vermeden önce şöyle uzunca bir süre boylu boyunca aynaya bakılmalı.

YALAN ÜZERİNE SİYASET

Son günlerde peş peşe yaşadığımız afetler siyasetin kirliği yüzündeki maskeyi düşürdü. Kimin yalan üzerine siyaset peşinde olduğunu açık ve net ortaya koydu. Manavgat orman yangınında uçak ve helikopter kavgası yapanların niyetleri sonradan sonraya belli oldu.

Birisi çıkıp havadaki 33 helikopteri görmesine rağmen, “3 helikopter ile bu yangın sönmez” dedi. Bir diğeri çıkıp “Yanıyoruz. Uçak, helikopter gönderin” dedi. Ama tepesindeki uçan helikopterin sesini hiç hesap edemedi. Yangının ilk günlerinde, “Uçağımız yok. Uçak olmazsa bu yangınlar sönmez” diyenler Kahramanmaraş’ta uçak düşünce, “Türkiye’deki arazi şartları uçağa uygun değil” demeye başladı. Bir başkası ise bu kez sel felaketini fırsat bildi. Hani yolan dolanla siyaset yapacak ya. Ama bu da hep ayaklarına dolandığı gibi yine aynısı oldu. CHP’li Engin Altay, “Sel bölgesine İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinden gelen ekipler ‘size ihtiyacımız yol’ denilerek şehre sokulmamış” dedi. Sonra ne oldu biliyor musunuz?

İBB Basın Danışmanı Murat Ongun sosyal medyada, “Bu fotoğraflar Sinop Ayancık’tan. Sel felaketi ciddi zarar vermiş durumda. İBB toplam 94 personel, 54 araç-iş makinesi, ekipman ve gıda malzemeleri ile sel bölgelerinde. Kurtarma, enkaz kaldırma ve destek çalışmaları birlikte yürüyor” paylaşımı yaptı. Yani CHP’li Altay’ın yalan siyaseti ve algı operasyonunu CHP’li İBB Danışmanı çürütmüş oldu. Anlayacağınız yalan siyaseti yine öyle veya böyle ayaklarına dolanmış oldu. Millet, yalan haberlerden, yalan siyasetinden, algı operasyonlarından ve aklıyla alay eden sefil zihniyetten bıkıp usanmıştır. Lafın özeti; süte su karıştı, sonra söze yalan, kul hakkına talan, mideye haram. İşte insanoğlu burada bozulmaya başladı. Düzelir mi bilmem.

BİRAZ SAKİN OLMALIYIZ

Uzun yıllar sonra gönül kırgınlığını bir kenara bırakıp Antalya Stadı’nda Antalyaspor’un maçını izlemeye gittim. Ligin ilk maçında Göztepe ile oynanan maçı basın tribününden takip etti. Hani ayağım uğurlu gelir düşüncemde vardı ama olmadı. Ben size maçın analizini falan yapmayacağım. Ancak bir iki noktada kafamda oluşan görüşü aktaracağım. İlk yarıda oynanan oyun fena değildi. Azda olsa beğendim. Ama ikinci yarıda ortaya konan futbol tam bir hayal kırıklığı! Buna da en büyük etken sanırım Ersun Yanal’ın hatalı bir tercihle iki oyuncu değişikliği. İyi bir oyun sergileyen (bana göre) Poli ve Makariu neden oyundan alındı anlamış değilim.  Poli ve Ghacha takımı ilerleyen dönemde takımı sırtlayabilecek bir oyuncu görünümünde.  Kiralık olan Haji’nin tek forvet olarak bu takımda faydalı olabilecek bir isim değil. Aslında maça geçen yılki kadroda yer alan Gökdeniz ve Amilton’lu bir düzen ile çıkılsa sonuç daha farklı olabilirdi. Fakat şunu da belirteyim ki Göztepe biraz daha istekli olsaydı farlı bir galibiyetle bizi darmadağın edebilirdi. Bunun kanıtı ise Boffin’in 2, Güray’ın yüzde 100’lük bir gole engel olmaları. Daha ligin başındayız, fazla telaşlanmadan tedbirleri almalıyız. Çünkü takım yapılanması yanlış olmuş. Yapılması gereken acilen oyun anlayışının da düzeltilmesi. Dedim ya biraz sakin olup tedbirleri devreye sokmalıyız.

Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçer, biz de nal toplarız. Demedi demeyin.