ATALARIMIZIN İMZALARI
Atalarımızın eski zamanlarda ekonomik, toplumsal, estetik ve
dini hayatları hakkında bize önemli bilgiler sunan araştırma konumuz olan damga
ve semboller, Antalya ve çevresindeki Türk tarihinin aydınlatılmasında ve Orta
Asya ile olan kültürel bağlarının araştırılmasında önemli birer domino taşı
gibidirler.
***
Eski Türk boyları, tarihi süreç içerisinde Orta Asya’dan
Anadolu bozkırlarına kadar gittikleri yerlere kendi rumuz ve simgelerini
götürmüşlerdir. Yaşadıkları yerlere kendi boylarının rumuzlarını kazıyan
Türkler, kayalara, mezar taşlarına, han duvarlarına, kilim ve keçelerine kendi
damga ve işaretlerini çizmişler, inanç ve düşüncelerini nakşetmişlerdir.
***
Anadolu’nun her yerinde Türk kültürel kodlarının ve tarihi
şifrelerinin de Orta Asya’ya kadar uzandığını gösteren bu damgaların benzerleri
Antalya’nın birçok yerinde tespit edilmiştir.
Antalya Türk kültür kodları bakımından zengin bir bölgedir.
Adeta Antalya’mızın birçok yerinde sıkça rastladığımız kaya resimleri, mezar
taşları ve han duvarlarındaki runik harfler (Türk karakterli olarak bilinen ve
Göktürk Alfabesinin ilk örneklerini yansıtan bir harf sistemine sahip olan bu
yazı, ilk olarak Kuzey İskandinav ülkelerinde 1800’lü yıllarda tespit
edilmiştir.
***
Giz, sır ve esrar manasına gelen kelime, Orhun Abidelerinin
bulunmasından sonra aralarındaki benzerliğe bakılarak‚ “Türk karakterli runik
yazısı” şeklinde isimlendirilmiştir. Daha sonra bu kelime yaygınlaşarak
terimleşmiştir) ve damgalar, Anadolu’daki Türk varlığının Malazgirt Zaferi’nden
çok daha eski tarihlere kadar gittiğini göstermektedir. Aynı zamanda bu
semboller, Orta Asya Türk kültür ve sanatının bu coğrafyada binlerce yıldır var
olduğunu da göstermektedirler.
***
Bilim adamlarına bu konu hakkında düşen görev; Antalya’da
bulunan kaya resimleri, taş heykeller, mezar taşları, Runik Harfler ve
damgaların Orta Asya ile olan benzerliklerini ya da ayrılıklarını, bilimsel
kanıtların ışığında orta koymaktır.
***
Antalya’daki Türk tarihinin başlangıç noktalarını yeniden
yorumlamak, yazılı belgelerin yanında arkeolojik ve sanatsal materyallerin de
yeterince kullanılarak, multidisipliner çalışma yöntemleri ile Antalya’da Türk
tarihinin başlangıcını yeniden yazmak gerekir.
SON SÖZ
Dileğimiz, bu konu ile ilgili araştırmaların artması ve
büyük bir tarihsel hareketliliğe sahip olan Türk kültürünün Antalya’daki
emekleme sürecinin arkeolojik kanıtları ile daha iyi aydınlatılmasıdır.