AŞÖ DÜMENİ TERK ETTİ

Önceki gün Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk ani bir kararla istifa ettiğini kamuoyuna duyurdu.
Ben bu istifayı çok manidar buldum.
Halbuki dümeni en son kaptanlar terk eder.
Şafak Başkan ise gemiyi ilk terk edenlerden oldu.
Bu süreç nasıl gelişti bilmiyorum ama insanoğlu altından kalkamayacağı sözler vermemeli diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz sezonun ilk yarısında Antalyaspor inanılmaz kötü bir dönem geçirmişti.
10 maçlık galibiyet hasreti ile kümeye demir atmıştı kırmızı beyazlılar.
O dönem Şafak Başkan’ın yanlış politikasını defalarca dile getirmiştim.
Yapılan transfer hamlelerinin yetersizliği, takım içindeki huzursuzluğun giderilmemesi gibi etkenler alıp başını gitmişti.
Şafak Başkan Antalyaspor’u kendi şirketi gibi yönetmeye hevesinden bir türlü ödün vermiyordu.
Kendi otellerinde verdiği konserleri bile Antalyaspor’un üstünde tutmaya başlamıştı.
Tabi alınan kötü skorlar taraftarı iyiden iyiye çıldırtmıştı.
Biz de bu sıkıntıları dile getirdiğimiz için Şafak Başkan’ın gözünde, “Bir avuç küçükler”dik.
Öyle demişti ‘efsane’ başkan.
Şimdi gelin o günlerde neler yaşandı, Şafak Başkan ne açıklamalar yaptı hatırlayalım.
Kendisine ‘AŞÖ’ diyen Şafak Başkan basına ve taraftarlara verdi, veriştirdi.


EGOİST AŞÖ
AŞÖ, baştan sona egoistçe, çocukça ve hakaret içeren ifadeler kullanmaktan geri durmadı.
Kendisini eleştiren basın çalışanlarına şu ifadeyi kullanmıştı:
“Ahh sizi gidi bir avuç küçükler”
Tabi bu sözlerin muhatabı da apaçık belliydi.
Gazeteciler, televizyoncular ve Antalyaspor’a gönül veren taraftarlar.
AŞÖ, Hakaret içeren açıklamasının devamında muhataplara “zekanız düşük” diyerek sesleniyor.
Antalyaspor sevdalısı birçok gazeteci tanıyorum.
Gazetelerindeki köşelerinde yapılan yanlışları yapıcı bir şekilde eleştiriyorlar ve takımın daha iyi olması için öneriler sunuyorlar.
Ama AŞÖ bu gazetecilere, “Köşenizden, televizyon programınızdan, sosyal medyanızdan sallamaya devam edin. Bir avuç insan sizi takip etse de işler iyi gitmeyince sallayın, hep haklı çıkarsınız tabi. Ama yapmanız lazım, çünkü kapasiteniz bu. Siz busunuz değişmezsiniz” diyerek nasıl bir dil kullandığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Altından kalkamayacağı sözler veren AŞÖ, egosunu şu sözlerle tatmin etmişti: “Beni hala tanıyamadınız mı? Ben Ali Şafak Öztürk’üm! Kim olduğumu çok iyi biliyorum ve kendime güveniyorum. Bu ülkenin en fazla gelecek vadeden bireylerinden biriyim.”
Binlerce Antalyaspor taraftarının takımına olan sevgisini kendisine bağlayan AŞÖ, “Sevsen de, sevmesen de senin ‘sözde’ sevdanı şu anda ayakta tutan en önemli kişiyim. Senin Başkanınım” sözleriyle akıllara durgunluk vermişti.
O dönem yapılan hatalara değinmeyen AŞÖ, kendi yazıp kendi oynamıştı.
Demek ki neymiş; ahkam kesmekle ‘başkan’ olunmuyormuş.
En ihtiyaç olunan zamanda bırakıp gitmek AŞÖ’ye yakışmadı.
Geçmişte verdiği sözleri hatırlar mı bilmiyorum ama bir daha o stattan içeri hangi yüzle girecek merak ediyorum.
Kişiler geçicidir kurumlar kalıcı.
Antalyaspor AŞÖ ile var olmadı.
Elbet geride bırakılan enkazı bir Antalyaspor sevdalısı devir alacaktır.
AŞÖ’nün istifasını güzel günlerin başlangıcı olarak kabul ediyorum.

Yapılan hatalara da değinmemiş başkan.

Mesela Gelson Dala, Gustavo transferlerini kim yaptırdı?

Sezon öncesi planlama neden yapılmadı?

Ülkede hoca mı kalmadı da Başakşehir’in ikinci antrenörü takımın başına getirildi?

Daha eskiye gidersek, Tarık Çamdal’ı kim takıma önerdi?

Bunları da açıkla AŞÖ.

Sosyal medyadan ahkam kesmekle olmuyor bu işler.

O ‘küçükler’ dediğin kimler mesela?

Açıkla kamuoyu karar versin.

Otelinde oturarak, Jennifer Lopez’i getirerek Antalyaspor’a katkı sunamazsın.

Haa işin buysa eğer işine devam et.

Düş takımın yakasından.

Başkanın bu açıklamaları takımı da olumsuz etkileyecek.

Bunu da düşünmesi gerekirdi.