ASIL FELAKET, DERS ALMAMAK

Neredeyse her gün yeni bir felaketle güne başlıyoruz.

 

Sevgili okurlar; dünyamız son yıllarda depremlerden, su baskınlarından, çevre kirliliğinden, yangınlardan, virüslerden, salgınlardan başını kaldıramaz hale geldi. Neredeyse her gün yeni bir felaketle güne başlıyoruz.

***

Peki, bütün bu olup bitenlerin sorumlusu doğa mı, yoksa çağdaşlaşma, modernleşme adına doğal hayatın akışını, kurulu düzeni değiştirmeye çalışan; daha çok tüketerek, daha çok şeye sahip olarak mutlu olacağımızı zanneden bizler miyiz?

***

Özellikle son 50 yıllık dönemde, doğaya ve çevreye karşı işlediğimiz suçlara bir bakalım.  Akarsuları gölleri kurutup, kirlettik. Koskoca dünyaya sığamayıp, sahilleri doldurup üzerinden yol geçirdik.

***

Antalya’nın dünyaca ünlü falezlerinin üzerine gökdelen misali binalar yaptık. Orman denince aklımıza her türlü canlının kardeşçe yaşadığı yerler değil;  ağaçların altında piknik yapılan mesire alanları geldiği için doğayı tahrip ettik.

***

Yaban hayatının yaşamını yok ettik. Dere yataklarının, fay hatlarının üzerine felaketin yaşanacağını bile bile, göz göre göre, koca koca binaları diktik…

***

Örneğin; bundan 22 yıl önce 17 Ağustos 1999’da yerel saatle 03.02'de gerçekleşen MARMARA Depremi’nde resmî raporlara göre, 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti.

***

23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yeri hasar gördü. Milyarlarca dolarlık maddi kayba yol açan bu felaket ülkemizde çok ekonomik ve siyasal anlamda da, çok ciddi bir sarsıntıya yol açtı.

***

Nitekim; ülkede 2001 yılında ekonomik kriz yaşandı. 1999 seçimlerinde iktidara gelen üç partili koalisyon hükümeti dayanamayıp ülkeyi erken seçime götürmek durumunda kaldı. 

***

O dönemde iktidarda olan üç parti de 3 Kasım 2002 seçimlerinde büyük bir hezimet yaşadı. 17 Ağustos Depremi, bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir.

SONUÇ ORTADA…

Öte yandan Karadeniz’deki sel felaketindeki, can kayıplarının sayısı her geçen gün artıyor. Balçığın arasında kaybolan insanlar bulunabilecek mi, belli değil. Zira bundan 10 yıl önce; 2011’de Antalya’da Gebiz’in Haskızılören Köyünde yaşanan sel felaketinde kaybolanların arasında halen bulunamayan insanlar var. Keza, 24 Ocak 2019'da Kemer’de meydana gelen hortum felaketinde kaybolan, üniversite öğrencisi Kader Buse Acar da halen bulunabilmiş değil.