AŞI KOMPLOLARI

Çocukluğunu arı gibi ders çalışarak geçir, üniversite sınavlarında Türkiye geneli sayısal alanda ilk on bine gir, tıp fakültesini kazan. Altı sene oku. Doktor ol. Yetinme; bilim öğrenmeye devam et; yıllarca uzmanlık sınavlarına gir, nihayetinde uzman ol, doçent ol, profesör ol.

Ve edindiğin bilim ışığında insanlara; ‘’Aşı olun’’ de.

Karşına, hiç tıp eğitimi almamış birileri de çıkıp; ‘’Aşı olmayın. Bakın aşı olanların koluna bozuk para yapışıyor, bize çip takmışlar, mıknatıs takmışlar, aşı kısırlık yapıyormuş ’’ vs. diyerek kara propaganda yapsın.

Üstelik; içeriğindeki madeni karışımlar nedeniyle bozuk parayı mıknatıs çekmediği halde, bu kara propagandaya da milyonlarca insan inansın…

Bir de; Siyonistler bizi yok etmek için covid 19 hastalığını uydurdu, gerçekte böyle bir salgın yok diye komplo teorileri üretsinler.

İyi de arkadaş! Siyonistlerin hepsi de aşı oldu. Bütün ülkeler vatandaşlarını da var gücü ile aşılamaya çalışıyorlar, sadece Türkler aşı olsun demiyorlar.

Buna rağmen, hadi onlara güvenmiyorsun, ülkemizin cumhurbaşkanına, sağlık bakanına, sayısı iki yüz bine yakın doktorlara da mı güvenmiyorsun? Onlarda mı siyonizme hizmet ediyor. Bizden önce bu saydığım kişi ve kesimlerin hepsi aşı olmadı mı?

Popülist olma peşinde koşan birkaç doktor hariç, doktorlarımızın hepsi de aşı olmamızı tavsiye etmiyor mu? Yukarıda da değindiğim gibi bizden önce kendileri aşı olmadılar mı? Eğer bir sıkıntı, şüphe duysalardı, bizden önce aşı olurlar mıydı?

Birkaç gün önce kurallara dikkat ederek bir yakınımın okuttuğu mevlüt programına katıldım. Sekiz, on kişilik bir grup içerisinde yukarıda bahsettiğim aşı komploları konuşulurken iki kişi ısrarla aşı olmamamızı savunuyordu.

Ben her iki kişiye de kinayeli bir şekilde ‘’Doktor musunuz?’’ diye sordum. Kinayemi her ikisi de anlamamış olacak ki; bir tanesi kendinden emin ve ciddi bir şekil de “Hayır değilim. Ama bir süre hastanede çalışmışlığım var, anlarım bu işlerden” dedi.

Diğeri de yine kendinden emin, “Doktor değilim ama sayılırım. Aktarım ben” dedi.

Gülerim ağlanacak halimize… Ben bu cahilliği halkımıza yakıştıramıyorum. Bilgimiz olmayan konuda fikir üretmeyelim. Komplolara karşı uyanık olacağız derken ahmak durumuna düşmeyelim.

Tabii ki kimsenin mesleğini küçümsemiyorum. Bana göre rızkını kazanmak için helalinden icra edilen her meslek, her kazanç kutsaldır. Ama doktorun masasını silmekle de doktor olunmaz.

Ben kendi adıma iki doz aşımı da oldum. Birincisini aile hekimimizden randevu alarak, ikincisini ise; randevu bile almadan çat kapı gittiğim eğitim ve araştırma hastanesinde oldum. Hem de hiç sıra beklemeden.

ÇOK GEÇ OLMADAN…

Dünyada birçok ülkenin vatandaşı parası ile dahi aşıya ulaşamazken, devletimizin bedavaya ayağımıza kadar getirdiği bu nimetten faydalanalım. Yoksa doktorlar bizim için “Artık çok geç” der ise; hem kendimiz üzülürüz, hem de sevdiklerimizi üzeriz Allah muhafaza…